Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa’da, Büyükhan’da gençler ile buluştu. Erdoğan, "Bu dava bize Hala Sultan'ın, Lala Mustafa Paşa'nın, Doktor Fazıl Küçük'ün, Rauf Denktaş'ın emanetidir. Türkiye de 20 Temmuz 1974'te işte bu emanete sahip çıkmak için harekete geçti. Bugün de aynı emaneti daha ileriye taşımanın mücadelesini veriyoruz." dedi.
Kurban Bayramı’nın birinci gününü de kapsayan iki günlük ziyaret kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47. yıl dönümü etkinliklerine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tarar, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve heyette bulunan bakanların da yer aldığı KKTC’li Gençler Buluşmasında Kıbrıs Türkü gençlerle Büyükhan’da bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, asırlardır Ada’nın aslı sahibi olan Kıbrıs Türkünün bu toprakların ila nihai egemen ve eşit sahipleri olduğunun cümle aleme ilanıdır” ifadelerini kullanarak, gençlerden kendilerini yetiştirmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dava bize Hala Sultan’ın, Lala Mustafa Paşa’nın, Dr. Fazıl Küçük’ün, Rauf Denktaş’ın emanetidir. Türkiye de, 20 Temmuz 1974’de işte bu emanete sahip çıkmak için harekete geçti. Bugün de aynı emaneti daha ileri taşımanın mücadelesini veriyoruz. İnşallah devraldığımız bu bayrak, sizler devraldığınızda tıpkı büyük ve güçlü Türkiye gibi güçlü KKTC’nin de inşasını tamamlayacaksınız” dedi.
“Bu gençliğin önünde durabilecek, buradaki azim ve heyecanı engelleyebilecek hiçbir güç tanımıyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Millet olarak yürüttüğümüz her mücadelede olduğu gibi Kıbrıs’ta da kimsenin hakkında, hukukunda, malında, geleceğinde bizim gözümüz yok. Biz sadece kendi haklarımızı korumanın, kendi geleceğimizi inşa etmenin peşindeyiz. Sürekli sözünden dönenleri, sürekli oyunbozanlık yapanları, sürekli şımarıklık yapanları koruyup kollayanlar, eninde sonunda buradaki erdemli duruşu görecek, kabullenecek, gereğini yerine getirecektir. İşte o güne kadar haklarımızı almak için hep birlikte durmadan, dinlenmeden çalışacağız” dedi.
“Kıbrıs bu zalim Yunanlıların elinden kurtarılmış oldu”
“Kıbrıs denilince sizin aklınıza ilk ne geliyor? Fetihler mi, hellim mi? ” sorusuna cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hellim peyniri gelmiyor dersek ayıp olur. Kıbrıs’ın ekonomide en güçlü kalemlerinden birisi hellim peyniri. Bir de bizim aklımıza 74 geliyor. Çünkü 1974 o savaşta bizim artık çocukluğumuzun en hareketli çağlarıydı” ifadelerini kullandı.
“Buradaki zafere giden o yolda, o zamanlar Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Başbakan merhum Ecevit, Başbakan Yardımcısı merhum Erbakan, bunlarla birlikte milletimizin verdiği mücadele unutulur gibi değildi” diyen Erdoğan, “Verilen bu mücadele neticesinde de hamdolsun Kıbrıs bu zalim Yunanlıların elinden kurtarılmış oldu. Bu mücadele ile birlikte adeta dünyada bize karşı bir haçlı zihniyetini yeniden ortaya koymak isteyenlere Türkler olarak büyük bir ders vermiş olduk. O günden aklımda kalan en önemli başlık nedir derseniz, onu da söyleyeyim, Beşparmak Dağları. Şimdi de inşallah yapacağımız külliyeyi de Beşparmak Dağlarına sırtımızı dayayarak yapmayı planladık” ifadelerini kullandı.
KKTC’li sporculara uygulanan ambargo
Genç bir sporcunun ambargolar yüzünden müsabakalara katılamadıkları söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na ne yapılabileceğini sordu. Bakan Kasapoğlu da, “Bir takım çalışmalarımız var. Onlarla ilgili yapabileceğimiz bir şey olursa yaparız” demesi üzerine Erdoğan da, “Türkiye üzerinden bence müsabakalara katılsın” dedi.
“Biz sadece haklının hakkını kendine verelim diyoruz”
KKTC’de müteahhitlik yapan Yağmur Özyalçın’ın Kapalı Maraş ile ilgili sorduğu soruya cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize yardımcı olun, o bölgelerde bize danışmanlık yaparsanız isabetli olur. Hızla mesafe almamız lazım. Rahatsız olmaya başladılar, aslında biz onları rahatsız edecek bir şey yapmıyoruz. Biz sadece haklının hakkını kendine verelim diyoruz. Bu güzel bölge, güzelim deniz atıl bir vaziyette kalmasın” ifadelerini kullandı.
“Kuzey Kıbrıs’ımızı imrenilir hale getireceğiz”
“Son dönemde Türkiye ile aramızdaki ilişkiler yüksek düzeyde ivme kazandı, bu bizi mutlu ediyor. Biz bunun daha da ileri ayamaya gelmesini istiyoruz" diyen Erdoğan, "Sizce bu ilişkilerimizi daha nasıl ilerletebiliriz?” şeklindeki soruya ise, “Bu konuda sağ olsun Cumhurbaşkanımızla aramızda en ufak bir sıkıntı söz konusu değil. Bundan önce cumhurbaşkanının Türkiye’nin Cumhurbaşkanına olan yaklaşım tarzı, ana vatan, yavru vatan meselesinde yaklaşım tarzı, sanki burayı böyle kucağında bulmuş gibi bir havada konuşuyor. Burada bütün bu mücadelenin verilmesi esnasında ana vatan burada nasıl kan döktü, Mehmetçik burada ne kadar kan döktü, sanki bunlardan haberi yok gibi bir yaklaşım içerisindeydi. Bu bizleri üzdü. Kıbrıs Türkü seçimlerde verdiği mücadele ile işi ehline verdi, yeni bir süreç başladı. Artık aramızda bizim yavru vatan, ana vatan ayrımı değil, tam manasıyla bir bütünleşme söz konusu. Biz yoğun bir şekilde alt yapı üst yapıla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kuzey Kıbrıs’ımızı imrenilir hale getireceğiz. Yatırım çeken bir ülke konumuna getireceğiz. Burada bizim Kapalı Maraş’a, açık Maraş’a ihtiyacımız var, bütün bunları birleştireceğiz. Biran önce buralar Kuzey Kıbrıs’ın adeta hareket alanı haline gelmiş olacak. Ama sizler de, sen bir hukukçu olarak buranın hukukunu koruyacaksın” şeklinde cevap verdi.
“Bir gece ansızın gelebilirim”
Emine Uzun isimli bir gencin, “Milli Mücadele döneminde Rumlar radyolarında bizlere ‘Bekledim de gelmedin’ şarkısını çalarak hem Kıbrıs Türk halkının moralini bozmak hem de ana vatan Türkiye’nin yardıma gelmeyeceğini ima ediyordu. Bizler de kendi radyolarımızdan ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ çalarak Rumlara Türkiye’nin bir gece ansızın ensesinde olacağı korkusunu yaşattık” şeklinde konuşması üzerine Erdoğan, “Bugün devamlı onu çaldık” diye cevap verdi.
Emine Uzun isimli genç, “Bizler tüm gençler olarak sizlere bu şarkıyı armağan etmek istiyoruz” demesinin ardından gençler mini bir konser verdi.
9 yaşındaki Nida Su Yiğitler isimli çocuğun annesi ile birlikte yazdığı şiiri okumasından sonra gençler hep bir ağızdan “Bir şarkısın sen” şarkısını söyledi.