Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi Açılış Oturumu'nda yaptığı konuşmada, "Afrika'nın Madibası" olarak adlandırılan Nelson Mandela'nın "Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur." sözünü anımsattı.
Afrika ile ilişkileri geliştirme yolculuğunda ekonomiden ticarete, sağlıktan yatırımlara kadar birçok zorluğun üstesinden geldiklerini belirten Erdoğan, tarihin en büyük başarılarını elde etmelerine rağmen bulundukları konumla asla yetinmediklerinin altını çizdi.
Ortak tarihlerinden ve aralarındaki sağlam dostluklardan güç alarak hep daha iyiye, daha güzele, daha yükseğe ulaşmanın mücadelesini verdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Elbette 16 yıl öncesine göre gerek Afrika Birliği gerekse kıta ülkeleriyle ilişkilerimizin geldiği seviyeyi önemsiyoruz. Sadece 2005 senesiyle bugünkü rakamları karşılaştırmak bile 16 yıl gibi kısa sürede ne kadar büyük başarılara imza attığımızın delilidir. Ancak biz çok daha büyük hedeflerin, daha ulvi gayelerin peşindeyiz. Biz artık tepeleri değil Kilimanjaro gibi dağları aşmayı istiyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya 5'ten büyüktür bayrağı altına yürüttüğümüz mücadeleyi sadece kendimiz için değil Afrikalı kardeşlerimizin için de veriyoruz. Son birkaç yılda yaşadıklarımız tüm insanlığın kaderini, Güvenlik Konseyi üyesi 5 ülkenin insafına bırakmanın yanlışlığını göstermiştir. 1,3 milyar insanın yaşadığı Afrika kıtasının Güvenlik Konseyi'nde söz ve karar hakkının olmaması çok büyük bir adaletsizliktir. Afrika'nın Güvenlik Konseyi'nde hak ettiği şekilde temsil edilebilmesi için güç birliği yapmamız gerektiğine inanıyorum. Mevcut statükodan nemalananlar bizim çabalarımızdan rahatsız olsa da evlatlarımızın geleceği için biz bu mücadeleyi vermekte kararlıyız."
Erdoğan, artık birbirlerini daha yakından tanıdıklarını, samimiyetlerini bildiklerini, ülkeleri arasında çok ciddi bir iş birliği potansiyelinin var olduğunu gördüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bundan sonra öncelikle hedefimiz ilişkilerimizin kurumsallaştırılması, derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi olmalıdır. Türkiye olarak bu kapsamda, bölgesel örgütlerle iş birliğimizi güçlendirmeyi arzu ediyoruz. Ülkemizin kıta genelindeki diplomatik misyon ve temsilcilik sayısının artması için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Afrika ülkelerinin, ülkemizdeki temsilcilik sayılarının da yükselmesi için teşviklerimizi devam ettireceğiz. Afrika tarihinin, kültürünün, edebiyatının, siyasetinin, ekonomisinin ülkemizde daha iyi anlaşılması için farklı projeleri devreye alacağız. Sağlıktan savunmaya, enerjiden tarım ve teknolojiye uzanan geniş bir yelpazede iş birliğimizin kökleşmesi için gayret göstereceğiz."
Yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden bir ülke olarak Afrikalıların karşılaştığı güvenlik sınamalarını gayet iyi bildiklerini belirten Erdoğan, Boko Haram, Eş-Şebab, DEAŞ gibi örgütlerin sadece birkaç ülkenin sorunu olmadığına, herkesin ortak düşmanı olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ve PKK ile masum Afrikalıların canına kasteden bu terör örgütleri arasında hiçbir ayrım olmadığını vurgulayarak, "Türkiye'nin ileri teknolojiye sahip savunma sanayi ürünlerini ve terörle mücadelede edindiği tecrübeleri Afrikalı dostlarımızın istifadelerine sunmaya hazırız. Bu vesileyle FETÖ'yle mücadelemize destek veren, bu teröristlerin faaliyetlerini yasaklayan, örgütle iltisaklı sözde eğitim kurumlarını Maarif Vakfı'mıza devreden veya kapatan tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Afrika atasözü olan "Bugün yaptığımız her şey tarihe kazınır." ifadelerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnşallah biz de bugün yapacağımız işler ve alacağımız kararlarla Türkiye-Afrika ilişkilerinin geleceğine damga vuracağız. Nitekim bu doğrultuda zirve öncesinde yoğun bir çalışma yapıldı. Üst düzeyli memurlarımız bugün onayımıza sunulan belgeleri müzakere etti. Dışişleri Bakanlarımız da metinlere son şeklini dün verdi. Kendilerine mesailerinden ve emeklerinden ötürü teşekkür ediyorum. Bizlere de bildiri, eylem planı ve ortak uygulama raporu belgelerini onaylayıp, ilişkilerimizde yeni bir merhaleye kapı açmak düşüyor. Bu kapıyı da açarak aydınlık bir geleceğe adım atacağımıza inanıyorum. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum. 11-13 Mart 2022 tarihlerinde yapılacak 2. Antalya Diplomasi Forumu'nda sizlerle yeniden bir araya gelmeyi ümit ediyorum. Zirvemizin başarıyla sonuçlanacağı inancıyla Türkiye-Afrika ortaklığının geleceği için en iyi dilek ve temennilerimi sunuyorum. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen ve zirvemize katılan herkese teşekkür ediyorum."