Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda yapılan ilk program olan 'Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'yi kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir yer olarak tarif edenlerin, ülkeyi doğrudan ve dolaylı ama mutlaka vasiler eliyle yönetmek için her yolu denediğini belirterek, "Milletimiz 15 Temmuz'da gösterdiği cesaret ve kahramanlıkla ortaya koyduğu dirayetli duruşla geçmişteki işte bu kirli ve kanlı senaryolarla da hesaplaşmıştır. Yine o gece görülmüştür ki millet kıyama kalktığı zaman darbecilerin tankı da topu da silahı da medyası da uluslararası destekleri de hiçbir işe yaramıyor." dedi.
Bu yönetim sistemleri içinde hangi uygulama biçimiyle hayata geçerse geçsin milli iradenin üstünlüğüne dayalı olanların ayrı bir yeri bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Modern demokrasi de Avrupa'da yaşanan oldukça uzun ve kanlı arayışın ardından geliştirilmiş bir yönetim biçimidir. Özellikle son bir asra damgasını vuran demokrasi, oldukça geniş yelpazede, farklılıkları da içeren zengin bir uygulama alanına sahiptir." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin de bu sürece en erken katılan ülkeler arasında olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "İstiklal Harbi'nin ardından nazari olarak milli iradeye dayalı bir yönetim biçimini benimsemiş olsak da gerçek demokrasiye ulaşmak için bir müddet daha beklememiz gerekmiştir. Ülkemizde demokrasi, çok partili siyasi hayata geçişle birlikte tüm kural ve kurumlarıyla işlemeye başlamıştır. Ancak bu süreç de oldukça zorlu ve sıkıntılı yürümüştür. Şöyle dönüp 1950'den bugüne kadarki yakın tarihimize baktığımızda ülkemizin demokrasi tecrübesinin darbeler, cuntalar, vesayet lekeleriyle dolu olduğunu görüyoruz. Milletimizin özgürlüğüne ve kalkınmasına engel olan siyaset mühendislikleri, toplum mühendislikleri, zorbalıklar, sinsi tuzaklar ve daha nice oyunlar yaşadık.