Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un skandal sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan, "Bolton'un İsrail'den verdiği mesajı bizim kabullenmemiz, bunu yutmamız mümkün değil" dedi. Fırat'ın doğusuna olası operasyona ilişkin de Erdoğan, "Çok yakında Suriye topraklarındaki bu terör örgütlerini etkisiz hale getirmek üzere harekete geçeceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuştu.
CHP adına konuşan birtakım isimlerin yaptıkları uygulamalardan örnekler veren Erdoğan, bu konuda sıkıntının asıl kaynağının, CHP'nin başındaki zat olduğunu söyledi.
"Ön tekerlek nereye giderse arkadakiler de onu izler" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu zat, sorsanız demokratlığı kimseye bırakmaz. Ağzını her açtığında Batı ülkelerinden örnekler verir ama kendisi Genel Başkanlık koltuğunda oturduğu 9 yılda, 9 seçim kaybetmesine rağmen oraya çivilenmiş gibi yerinden kıpırdamaz" dedi.
CHP'deki 'Bizans aşkı'
- "CHP'nin başındaki zatın ve kimi belediye başkanlarının içlerindeki Bizans aşkı"nın bu süreçte dikkatlerini çeken bir başka konu olduğunu dile getiren Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öve öve bitiremediği, "demokrasinin ve özgürlüğün sesi" olarak tarif ettiği Gezi olaylarında, duvarlara, "Zulüm 1453'te başladı" sloganı yazıldığını hatırlattı.
- Ankara'daki Malazgirt 1071 Bulvarı'nın inşasını protesto ederken, Bizans askeri kıyafeti giyen provokatörleri de yine Kılıçdaroğlu'nun savunduğunu söyleyen Erdoğan, ayrıca serhat şehri Edirne'nin ismini bir kenara bırakıp, Bizans dönemindeki ismiyle hazırlanan afişlerin, CHP zihniyetinin yeni bir tezahüründen başka bir şey olmadığını da vurguladı.
Milletin hayrına yapılan hangi iş varsa CHP hepsinin karşısında
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunca bir süredir ülkenin ve milletin hayrına yapılan hangi iş varsa CHP'nin bu işlerin karşısında yer aldığına da işaret etti.
CHP zihniyetinin, tek parti devrinden beri uçak ve silah fabrikalarını kapattığını, otomobil üretme girişimlerini engellediğini, altyapı yatırımlarını yasakladığını, savsakladığını, tüm hizmetleri engellemek için var gücüyle çalıştığını belirten Erdoğan, Osmanlı döneminde başlayan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de hassasiyetle sürdürdüğü demiryolu hamlesini, onun ölümüyle hemen durduranın yine CHP olduğunu anlattı.
Boğazdaki her üç köprünün de inşasına, en büyük muhalefeti bunların yaptığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
- "Denizin altından geçen Marmaray ve Avrasya tüneline en büyük muhalefeti yine bunlar yaptı. Hatta İnönü; Menderes, Boğaz'a köprü projesini ilk gündeme getirdiğinde tartışmayı, 'Yıkarız' diyecek kadar ileri götürmüştür. Daha önce köprü projesini gündeme getiren merhum Nuri Demirağ, kendisini engelleyen dönemin Başbakanı İnönü ve Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya için şayet gelecekte köprü yapılırsa üzerine 'İnönü ve Çetinkaya geçemez' diye yazılmasını vasiyet etmiştir. Herhalde ben de bir vasiyet yapabilirim: Bay Kemalgeçemez."
Keban Barajı gündeme geldiğinde CHP zihniyetinin, projeyi, "Kurbağalara göl yapıyorsunuz" diye engellemeye çalıştığını dile getiren Erdoğan, Seyhan Barajı'na ise "Köstebeklerin araziyi delerek, bendi yıkacağı" şeklinde karşı çıkıldığını anlattı.
Erdoğan, CHP'nin, kalkınmanın temel unsuru olan enerji santrallerini yapan hükümetleri, "Ne yapacaksınız bu kadar elektriği, toprağa mı vereceksiniz?" diyerek sıkıştırdığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un imar çalışmaları yapılırken CHP'lilerin, Barbaros Bulvarı, Büyükdere Caddesi, Vatan Caddesi, Millet Caddesi, şimdiki E-5 gibi yollara, "Uçak mı indireceksiniz buralara?" diye karşı çıktığını anımsattı. Erdoğan, Marmaray'a, Avrasya köprüsüne de muhalefet edildiğine işaret ederek, "Şayet CHP kafasına kalsaydık İstanbul'da yaşayan ve bu şehri ziyaret eden onlarca milyon insan, Avrupa ve Anadolu yakaları arasında hala sandalla, vapurlarla geçmeye çalışacaktı" diye konuştu.
Demokrat Parti'ye oy veren köylülere eşek semeri vurduracak kadar alçalabilmişler
CHP'nin demokrasi karnesindeki sıfırların bunlarla da sınırlı olmadığını belirten Erdoğan, "1946 seçimlerinden sonra Ankara'nın ilçelerinden birisinde, daha sonra CHP'den milletvekili seçilecek bir kaymakama, Demokrat Partiye oy veren köylülere eşek semeri vurduracak kadar alçalabilmişlerdir" şeklinde konuştu.
"Neresinden tutsanız elinizde kalan elinizde kalan bu CHP zihniyeti, inşallah önümüzdeki seçimlerde milletimizden hak ettiği dersi bir kez daha alacaktır." diyen Erdoğan, "Yeter ki biz milletimize verdiğimiz sözlerin arkasında duralım. Yeter ki biz milletimize hakim değil hadim olmaya geldiğimizi unutmayalım. Yeter ki biz AK Parti'nin milletin partisi olduğunu, milletle birlikte bugünlere geldiğini ve yine milletle birlikte geleceğe yürüyeceğini unutmayalım." vurgusu yaptı.
Bolton'a tepki: Kabullenmemiz mümkün değil
Türkiye'nin, Fırat Kalkanı Harekatı'nda hakkında o kadar efsane üretilen DEAŞ'ı, 3 bin teröristi etkisiz hale getirerek darmadağın ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
- "Kahraman askerlerimiz tarafından söndürülen DEAŞ balonu sayesinde Suriye hızla bu beladan kurtulma sürecine girdi ancak Bolton'un İsrail'den verdiği mesajı bizim kabullenmemiz, bunu yutmamız mümkün değil. Bunlar, bu ülkede benim Kürt vatandaşım kimdir? YPG, PYD, PKK kimdir? Herhalde bunları tanımıyorlar. Hiçbir zaman PKK terör örgütü, PYD, YPG terör örgütleri benim Kürt vatandaşlarımın, kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Yani Amerika eğer bunları 'Kürt kardeşlerimiz' olarak değerlendiriyorsa burada çok ciddi bir yanılgı içerisindeler.
Biz bu terör örgütü mensuplarını ister Kürt vatandaşlarımızın içerisinden çıkmış olsun, ister Arapların içerisinden çıkmış olsun, isterse Türklerin içerisinden çıkmış olsun, eğer terörist ise gereğini yaparız, hakkından geliriz. Yani terörist olacak, 'Bunlar Kürt, bunlara dokunmayın.' Yok böyle bir şey. Teröre yeni bir tarif mi geliştirdin? Böyle bir şey olamaz. Arap aynı şey, Türklerin, Türkmenlerin içinden de bunlar çıkmış olabilir. Nereden çıkarsa çıksın, eğer terörist ise gereğini yaparız. Bu konuyla ilgili olarak John Bolton, çok ciddi bir yanlış yapmıştır. Kim bu şekilde düşünüyorsa onlar da yanlış içerisindedir. Bizim bu noktada asla taviz vermemiz mümkün değil."
YPG, PYD, PKK ile DEAŞ arasında en ufak bir fark yok
Suriye'deki terör koridoru içinde yer alanlara gerekli olan dersin verileceğini aktaran Erdoğan, "Bizim için YPG, PYD, PKK ile DEAŞ'ın arasında en ufak bir fark yoktur." dedi.
Türkiye'nin, Zeytin Dalı Harekatı ile bir başka oyunu bozduğunu hatırlatan Erdoğan, Rusya ve İran ile varılan anlaşma sayesinde İdlib'de yeni bir insani krizin yaşanmasına engel olduklarını dile getirdi.
Erdoğan, "Münbiç'te uzun süre Amerika tarafından oyalandık, halen oyalanıyoruz ancak orada da önemli bir mesafe katetmiş durumdayız. Aynı şekilde Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasıyla ilgili kararlılığımızı da tüm dünyaya gösterdik." diye konuştu.
Tarihi bir dönüm noktasıdır
ABD Başkanı Donald Trump ile 14 Aralık'ta yaptığı telefon görüşmesinin, bu açıdan tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Görüşmede Trump'a, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki terör örgütüyle yürüttükleri ortaklıktan duyduğumuz memnuniyetsizliği açık bir dille ifade ettim. Kendisinin bu iş birliğini DEAŞ'ın bölgedeki varlığıyla ilişkilendirmesi üzerine de bunun için PKK, PYD'ye ihtiyaçları olmadığını, Türkiye'nin DEAŞ'la mücadeleyi yürütebileceğini, Özgür Suriye Ordusu ile beraber bunu halledebileceğini de ifade ettim. Bizim bu teklifimiz üzerine Sayın Trump, kendisinin zaten Suriye'den çekilme niyeti olduğunu, DEAŞ'ın kalan unsurlarıyla mücadeleyi Türkiye'nin üstlenmesi durumunda bunu derhal yapabileceğini belirtti. DEAŞ bittiğinde Amerika'nın Suriye'deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Sayın Trump'a, bu konuda her türlü inisiyatif üstlenme sözü verdim."
Daha sonra ekiplere meselenin detaylarını konuşmaları talimatını verme kararı aldıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu hususu da özellikle belirtmek istiyorum: Amerikan yönetimleriyle daha önceden de yaşadığımız bir durum, bu görüşmenin ardından yeniden karşımıza çıktı. Biz Sayın Trump'la bu net anlaşmaya varmış olmamıza rağmen yönetimin farklı kademelerinden farklı sesler gelmeye başladı. Bununla birlikte Sayın Trump'ın Suriye konusuna bakış açısı ve buradan çekilme konusundaki kararlılığı bizim referans noktamız olmaya devam ediyor. Biz Sayın Başkan'la vardığımız anlaşma gereğince Suriye'de halen faaliyet gösteren DEAŞ unsurlarına yönelik bir askeri harekat için hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Aynı şekilde DEAŞ'la birlikte PYD, YPG gibi bu terör örgütlerine yönelik de adımlarımızı atmakta kararlıyız.
Çok yakında hareket geçeceğiz
- Çok yakında Suriye topraklarındaki bu terör örgütlerini etkisiz hale getirmek üzere harekete geçeceğiz. Bu müdahalemize engel olmaya çalışan başka teröristler de olursa elbette onların da hakkından gelmek boynumuzun borcudur. Sınırlarımızın dibinde ülkemize yönelik hazırlık yapan bir terörist güruhuna izin vermemizi bekleyenler varsa şimdiden onlara yanıldıklarını söylemek istiyorum. Türkiye'nin Suriye meselesindeki hassasiyetlerini ve kararlılığını anlamamış olanlara bu meseleyi tekrar tekrar anlatmak bizi yormaz ama hassasiyetimizi bildikleri halde terör örgütünün arkasında duranlara da diyecek iki çift sözümüz tabii ki vardır. Onu da yüzlerine karşı söylüyoruz, söyleriz. Türkiye her zaman sözünü tutan bir ülke olmuştur ve müttefiklerinden de aynı hassasiyeti beklemektedir."
Sarı Yelekliler içinde PKK var
"Fransa'da sarı yeleklilerin içlerinde PKK var. Acaba bunu hiç incelediler mi araştırdılar mı? Biz buradan biliyoruz. İçinde PKK'lılar var. Bu gerçeği görmeleri lazım" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
- "Yarın diğer ülkelerde de aynısı olacak. PKK denilen terör örgütü, onlardan besleniyor, onlardan gücünü alıyor. Bumerang gibi. Bize akıl verenler önce kendi durumlarını bir test etsinler. Bu sürecin insani yükünü tek başına omuzlayan bir ülke olarak, hiç kimse bizden kendi güncel çıkarları için beka meselemizden vazgeçmemizi beklememelidir. Biz istiklali ve istikbali için 15 Temmuz'da topyekun ölümü göze almış bir millet olarak, Suriye'de de diğer bölgelerde de yapmamız gereken ne ise onu hayata geçirmekten geri durmayacağız. Aynı bedeli göze alan varsa, buyursun çıksın karşımıza."
Bir öğrencisi tarafından öldürülen akademisyen Ceren Damar Şenel'e rahmet dileyen Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantı salonundaki vatandaşlarının "engelli öğretmen atama istiyor" sloganları üzerine "Atamaları daha yeni yaptık, hiç haberiniz yok galiba, takip etmiyorsunuz. Bir ay bile olmadı, 5 bin engellinin atamasını yaptık" ifadelerini kullandı.