Demokraside ve ekonomide güçlü Türkiye için yürütülen mücadelenin sembolünü açıklayan ve tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusunu yineleyen Erdoğan, “
Bizim kimsenin tek karış toprağında gözümüz yok. Ama bizim kendi topraklarımıza dikilen gözlere, egemenlik haklarımıza uzanan ellere, istiklalimize ve istikbalimize yönelen tehditlere de en küçük bir tahammülümüz olamaz.
Bugün Irak’ta, Suriye’de, Doğu Akdeniz’de ve coğrafyamızın dört bir yanında verdiğimiz mücadelenin tek bir gayesi bulunuyor, bu gaye öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin haklarını savunmak, bunun yanında dost ve kardeş halkların güvenliklerini de temin etmektir.
Çünkü sınırlarımız ötesinde milyonlarca insanın hayatı tehlike altındaysa bizim burada huzur içinde yaşayabilmemiz mümkün değildir. Türk milleti dostları ve kardeşleri ateş çemberi ile çevriliyken bunu sırtını dönecek, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyebilecek bir millet değildir.
Dünyanın neresinde bir mazlum zulüm altındaysa, bir mağdur kendisine ulaşacak yardım eli bekliyorsa orada olmak inancımızın, kültürümüzün bir gereğidir. Bugün nasıl bir millet olarak ecdadımızın geride bıraktığı hayırlı hizmetlerle gurur duyuyorsak, sonraki nesillere de benzer bir mirası bırakmayı namus borcumuz kabul ediyoruz. Bunun için zaferlerimizi sadece savaş alanlarındaki başarılarımızla toprakların fethini değil, aynı zamanda gönüllerin fethini de ifade eden dönüm noktaları olarak görüyoruz.
Zaferlerimize ne kadar sıkı sahip çıkarsak gönül kapılarını açma konusundaki başarılarımızı da o derece iyi hatırlar ve uygularız. Bayrağımızla girdiğimiz her yerde samimi bir hüsnükabul ile karşılanıyor olmamızın sebebi budur. Çünkü biz öldürmek, yıkmak, yok etmek değil, yaşatmak, inşa etmek, ihya etmek için gideriz ve gereğini de yerine getiririz.
Son dönemde Afganistan’dan Kosova’ya, Somali’den Bosna’ya kadar askerlerimizin görev yaptığı her yerde inşa faaliyetlerimiz güvenlik faaliyetlerimizin katbekat üstünde olmuştur. TİKA’dan AFAD’a, Kızılay’dan Yurtdışı Türkler Başkanlığımıza kadar tüm kurumlarımız bayrağımızı dalgalandırdıkları her yerde aynı anlayışla faaliyet yürütmüştür. Herkesin sömürmek, kendine bağımlı kılmak, askeri veya ekonomik lojistik ihtiyacını gidermek için gittiği yerlerde biz insanların hayatına dokunan kalıcı projeleri hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bu bazen okul, bazen hastane, bazen ibadethane, bazen yollar, alt yapı, bazen su, işte biz bunlar için varız. Bu şekilde adeta dişimizle, tırnağımızla kurup geliştirdiğimiz gönül bağları sayesinde
Türkiye 82 milyon nüfusu ve 81 vilayetinin çok ötesinde bir etki alanına ve güce sahip olmuştur. İnşallah arkamızdaki bu gücün de desteği ile hedeflerimize birer birer ulaşacak, yeni zaferlerimizi hep birlikte milletimize armağan edeceğiz
” ifadelerini kullandı.