Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tiran’da Arnavutluk Başbakanı Rama ile anlaşmaların imza töreni ve ortak basın toplantısına katıldı. Arnavutluk'ta FETÖ'nün hala faaliyet alanı bulduğunu ifade eden Erdoğan, "Elinde masumların kanı olan bu yapının sadece Türkiye'ye değil varlık gösterdiği her ülkeye büyük bir tehdit oluşturduğu aşikardır." diyerek daha hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Başbakanlıkta baş başa ve heyetler arası görüşme ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
İki ülke arasında 7 anlaşmanın imzalandığını anımsatan Erdoğan, bu anlaşmaların iki ülke için hayırlara vesile olmasını diledi.
Kendilerini muhabbetle bağrına basan Arnavut halkına ve makamlarına teşekkür eden Erdoğan, Arnavutların misafirperverliğiyle bugün bir kez daha kendilerini evlerinde hissettiklerini söyledi.
Arnavutluk'ta 2019'da meydana gelen depremde Türk halkının Arnavutluk'un acısını yüreğinde hissettiğini aktaran Erdoğan, "Gerçek dost çağrılmadan koşandır" inancıyla deprem haberini alır almaz hemen harekete geçtiklerini anlattı.
Başbakan Edi Rama ile stratejik ortaklık seviyesindeki ilişkileri de ayrıntılı şekilde ele aldıklarını bildiren Erdoğan, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmasının işler hale getirilmesinin önemine değindiklerini kaydetti. Erdoğan, konsey toplantısını bu yılın ilk yarısında icra edeceklerini, bunun için Dışişleri Bakanlarının ikili görüşme suretiyle tarihi belirleyeceklerini belirtti.
Görüşmelerde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadeleyi de değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Biliyorsunuz bu terör örgütü 15 Temmuz 2016'da demokrasimizi hedef alan başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Milletimizin direnişi sayesinde boşa çıkardığımız bu terör eylemi sırasında maalesef 251 insanımızı alçakça bunlar şehit etti. Elinde masumların kanı olan bu yapının sadece Türkiye'ye değil, varlık gösterdiği her ülkeye büyük bir tehdit oluşturduğu aşikardır. Dost ve kardeş ülke Arnavutluk'ta FETÖ'nün halen faaliyet alanı bulabilmesi, evlatlarını şehit veren milletimizi derinden yaralamaktadır. Önümüzdeki dönemde Arnavutluk'taki FETÖ yapılanmasına karşı daha somut, kararlı ve hızlı adımlar atılması en samimi beklentimizdir."
"Kısa sürede 1 milyar dolar hedefine ulaşmak istiyoruz"
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri de masaya yatırdıklarını belirten Erdoğan, iki ülke ticaret hacminin geçen yıl yüzde 68'e yakın artışla 853 milyon dolar seviyesine ulaştığını, şimdi 1 milyar dolar hedefini yakalayarak kısa sürede buna ulaşmak istediklerini bildirdi.
Müteahhitlik hizmetleri de özellikle katıldığında Arnavutluk'taki en büyük yatırımcının Türkiye olacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yatırımlarımızın toplam miktarı 3,5 milyar dolardır. 600'ü aşkın firmamız yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Tabii biz bu rakamları yeterli bulmuyoruz, bunun çok daha iyi bir konuma gelmesi lazım. Arnavutluk makamlarının vereceği güçlü destekle bu sayıların daha da artacağına inanıyorum. İlişkilerimizi her alanda derinleştirmeli, bu kararlılıkla da yolumuza devam etmeliyiz diye düşünüyorum. Sözlerime son verirken özellikle hastane noktasındaki talepleri de ikili görüşmede değerli dostumdan aldım. Bu konuda Sağlık Bakanımıza da gerekli talimatı vermek suretiyle bu ihtiyacı insan unsuru noktasında inşallah gidererek orada da sağlıklı bir adımı atmakla üzerimize düşeni yapacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Rama, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin, NATO'nun şu anda onurlu, güçlü bir üyesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
Aynı gazeteci Rama'ya da "Bence kardeşten alınan borçların da belli bir seviyesi olması lazım. Acaba Arnavutluk-Türkiye arasındaki durum böyle mi?" diye sordu.
Soruların ardından Erdoğan, şöyle konuştu:
- "Öyle bir soru sordun ki, futbolda bizim ters köşe diye bir anlayış vardır. Bizi ters köşe yapmak istiyorsun galiba. Ama biz ters köşe olmayacağız. Kardeşlik hukuku farklıdır, kardeşlik hukuku içerisinde öyle destekler olur ki bu destekler kardeşliğinizin gereği olur. Ama bir de öyle bir ikili ilişki olur ki, o da borçlar hukukuna dayalı olur. Şu anda bizim bu deprem felaketinde yaşanan olay, borçlar hukukuna dayalı değil, kardeşlik hukukuna dayalıdır ve bizler de bu kardeşlik hukukuna dayalı olarak bu eserleri orada süratle inşa ettik. Aynı şekilde tarihi eserlerle ilgili olanlar da yine kardeşlik hukukuna dayalıdır ve bu kardeşlik hukukuna dayalı olarak da aynı şekilde bu tarihi eserlerin inşa ve ihyasını yapıyoruz. Buralarda herhangi bir şey aramanın anlamı yok. Zira kardeşiz. Ne zaman, nerede, ne olacak, bunun sorgulanması da yapılmaz."