Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile yaptığı İdlib görüşmesine dair "Bu dörtlü zirve konusunda şu anda “kesin değil” dersem daha yeridir. Çünkü Sayın Putin “Biz bunu ikimiz beraber yapsak daha isabetli olur” gibi bir teklif getirince, ben dedim ki “Bu da olabilir, 4’lü de olabilir. Şu anda İdlib'de bizim ikimizin kararı çok büyük önem arz ediyor.” Tarih konusunda hemen hemen mutabık sayılırız, yani 5 Mart itibarıyla... Yeri itibarıyla büyük ihtimalle İstanbul olacak. Bu arada ikili, dörtlü meselesini yine görüşmelerle devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Patriot teklifine dair sorulan soruya “Biz teklifimizi yaptık. Çok net olarak söyleyeyim -aldığım istihbarat-, şu anda Amerika’nın elinde bize vereceği Patriot yok” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin HTS kayıtları ile ilgili olarak “Bu kayıtlar ortaya döküldüğünde Türkiye’de çok daha farklı bir hava eser ve esecektir” ifadelerini kullandı. Emekli ikramiyelerinin kesileceği iddialarına yönelik de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle bir şey yok. Böyle bir sahtekarlık olur mu? Bunu ortaya atanların derdi başka" sözleri ile tepkisini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler'in de olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile yaptığı İdlib görüşmesine dair "Bu dörtlü zirve konusunda şu anda “kesin değil” dersem daha yeridir. Çünkü Sayın Putin “Biz bunu ikimiz beraber yapsak daha isabetli olur” gibi bir teklif getirince, ben dedim ki “Bu da olabilir, 4’lü de olabilir. Şu anda İdlib'de bizim ikimizin kararı çok büyük önem arz ediyor.” Tarih konusunda hemen hemen mutabık sayılırız, yani 5 Mart itibarıyla… Yeri itibarıyla büyük ihtimalle İstanbul olacak. Bu arada ikili, dörtlü meselesini yine görüşmelerle devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.
Bildiğiniz gibi, Azerbaycan’la “tek millet, iki devlet” ilkesine dayanan ilişkilerimiz her geçen gün daha da güçleniyor. Bu ziyaretimizde Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 8’inci toplantısını gerçekleştirdik. Toplam 14 anlaşma imzaladık. Bu anlaşmalar çerçevesinde 2019'da ticaretimiz yaklaşık 4,5 milyar doları buldu. 2023 hedefimiz 15 milyar dolar. Bugün imzaladığımız Tercihli Ticaret Anlaşması ile bu hedefe hızla ulaşacağımıza inanıyoruz. Ayrıca Azerbaycan'la Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu ve TANAP gibi büyük projelere imza attık. Karşılıklı yatırımlarımız her gün artıyor. Savunma sanayii alanında da güçlü bir iş birliğimiz var. Bölgesel konularda da Azerbaycan’la tam bir dayanışma içindeyiz. Azerbaycan’la Ermeni iddiaları, İslam düşmanlığı, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele konularında da birlikte çalışıyoruz.
Yukarı Karabağ konusunda Azerbaycan'ın yanındayız; işgal altındaki topraklar artık özgürlüğüne kavuşmalı ve bölgeye barış, istikrar gelmelidir. Malum “Minsk Süreci” bir oyalama olarak yaklaşık 25 yıldır devam ediyor. Bu oyalama taktiğiyle ne Amerika ne Rusya bu işi çözmüştür. Minsk Üçlüsü şu ana kadar bir çözüm üretemediği gibi yapılan ikili görüşmelerde de maalesef hiçbir netice çıkmamıştır.
- Son olarak yarın yıldönümünü idrak edeceğimiz Hocalı Katliamını tekrar lanetliyorum. 1992'de yaşanan bu elim hadisede malum 613 kardeşimiz şehit edilmişti. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum.
Bugün Azerbaycan’la yaptığımız görüşmelerde hassas bazı önemli gelişmeler de oldu. Bunlardan bir tanesi, Nahçıvan-Türkiye arasındaki doğalgaz hattını süratle gerçekleştirmek için ilk adımı attık, gerekli talimatlarını verdik. 60 kilometre bizim Iğdır'dan sınıra, 60 kilometre de Nahçıvan merkezden sınıra ilerleyecek. 160 kilometreyi bulacak bu doğalgaz hattını süratle bitirmek suretiyle Nahçıvan’ı iki yönlü güçlendirelim istiyoruz. Normalde İran'dan doğalgaz ihtiyacını karşılayan Nahçıvan’a böylece bizden de alternatif gitmiş olacak.
NAHÇIVAN'IN ÖZERKLİĞİ GÜÇLENDİRİLECEK
- Bakü ziyaretinde gerçekleştirdiğimiz 14 imzanın içinde bir de Nahçıvan-Kars arasındaki demiryolu anlaşması var. Bu adım Nahçıvan'ın daha özerk bir yapıya kavuşmasını güçlendirecektir. Buna dair talimatları da ilgili arkadaşlarımıza verdik. Bu anlaşmayı imzalayarak süreci başlatmış oluyoruz. Rabbim inşallah bunun da sonunu hayır etsin.
MİLLİ MAÇ İÇİN BAKÜ'YE GİDECEK
Kültürel konularda aynı tarihi paylaşan aynı havayı teneffüs eden bir milletiz. Haziran ayında 2020 Avrupa Şampiyonası kapsamında A Milli Futbol Takımımızı izlemeye Bakü’ye geleceğiz. İlk maçını Roma'da oynayacak olan A Milli Futbol Takımımız diğer iki maçını da Bakü'de oynayacak.
- Siyasi noktada Türkiye-Azerbaycan arasında zaten herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Her zaman birbirinin mütemmimi iki ülke konumundayız. Askeri olarak dayanışmamız devam ediyor, eğitim konusunda bu dayanışma sürekli zaten var ve Efes tatbikatına kendilerini davet ettik, inşallah gelecekler. Bunun dışında yine aramızdaki eğitim-öğretim dayanışması devam ediyor. FETÖ ile mücadele konusunda gerekli olan desteği başından itibaren veriyorlar. Bu ziyarette, geçirdikleri seçim sebebiyle de kendilerini kutladık ve bu yeni süreçte de başlattıkları reformun artarak, güçlenerek devamını temenni ettik.
Bugün basın toplantısında da ifade ettim. Baba Haydar Aliyev döneminde de Azerbaycan'a gelmiştim. Devrimin hemen ardından 1992 yılında da Erbakan Hocamızla beraber gelmiştik. O zaman marketlerde, pazarlarda pek bir şey göremezdiniz. Vitrinden bir şey sorduğunuzda, satıcı eğer vitrinde gösterdiğiniz şeyin bir ikincisini bulamazsa ‘dur dur’ der, arkaya geçer arkadaki ortak depodan alır gelirdi. Ciddi manada sıkıntının olduğu bir dönemdi ve bu sıkıntının olduğu dönem bugünden çok çok farklıydı. Tabi Haydar Aliyev ile geçiş süreci gerçekleşti. Merhum Haydar Aliyev ile başlayan ve İlham Aliyev kardeşimizle devam eden reform sürecinde de çok şey değişti. Caddeler, yollar, bütün gördüğünüz sanat eserleri ortaya çıktı.
Bundan 20 yıl önce bunların hiçbiri yoktu. Şimdi o günün şartlarını bilmezsek bugünü tanımlamak mümkün olmaz. Bu reform, değişim, dönüşüm sürecinin başlaması Haydar Aliyev ve İlham Aliyev ile olmuştur. İlham Aliyev başkanlığında Azerbaycan, özellikle savunmada çok ciddi ilerlemeler kaydetti. Ermenistan’la olan sıkıntılar öyle rastgele ortaya çıkmadı. Hem gelişeceksin hem de kalkınacaksın. Şu anda çok ciddi bir gelişmenin olduğunu görüyorum. Hatta geçmişte petrol kuyularının olduğu manzaraları da biliyorum. Ama şimdi petrolün, doğalgazın çıkarıldığı alanlar bile çok değişti. Dolayısıyla burada hakkını teslim etmek lazım. Azerbaycan’daki reform sürecinin güçlenerek devam edeceğine inanıyorum.
PUTİN İSTANBUL'A GELECEK
- Bu dörtlü zirve konusunda şu anda “kesin değil” dersem daha yeridir. Çünkü Sayın Putin “Biz bunu ikimiz beraber yapsak daha isabetli olur” gibi bir teklif getirince, ben dedim ki“Bu da olabilir, 4’lü de olabilir. Şu anda İdlib'de bizim ikimizin kararı çok büyük önem arz ediyor.”Tarih konusunda hemen hemen mutabık sayılırız, yani 5 Mart itibarıyla… Yeri itibarıyla büyük ihtimalle İstanbul olacak. Bu arada ikili, dörtlü meselesini yine görüşmelerle devam ettireceğiz. Moskova'ya giden heyetimiz ile Ankara’ya gelen Rus heyet arasında Ankara'da görüşmeler yapılıyor. Bu heyetler arası görüşmenin neticesine göre de biz tekrar telefon diplomasisini devam ettireceğiz.
ABD'NİN ELİNDE PATRIOT YOK
Şu anda Amerika’nın bir destek sözü Sayın Trump ile görüştüğümde vardı. Ama henüz bir destek söz konusu değil. Görünen o ki bu ara bir daha görüşmemiz gerecek. İlgili arkadaşlarımız muhatapları ile görüşmeler yapacak.
- Patriot meselesine gelince, ben çok net olarak söyleyeyim, şu anda Amerika’nın bize vereceği Patriot yok. Biz teklifimizi yaptık; “Eğer bize Patriot gönderecekseniz, biz sizden de Patriot alabiliriz.”Ama şu anda benim aldığım istihbarat ise verebilecekleri bir Patriot yok. Ellerinde böyle bir şey yok. Verecekseniz verin, Kongre'den bunun iznini ben almayacağım, siz alacaksınız. Şimdi bizde sadece İspanya Patriot'u var, bunun dışında da böyle bir şey söz konusu değil. Bizim tabi her görüşmemiz de Patriot söz konusu oluyor.
Bu konu ile alakalı, gerek bizler gerek Dışişleri Bakanımız, görüştüğümüz liderlerle konuyu hemen gündeme getiriyoruz, önlerine koyuyoruz ama maalesef duyarlı değiller. İşte en son bugün Çorum ve Ağrı’ya orada şehit olan kardeşlerimizin cenazeleri geldi; o merhumlarla ilgili görevler icra edildi. Çorum’lu evladımızın annesi ve babasıyla bir görüşmem oldu. Tabi yaralı olanlar var. Onlardan da bir iki tanesinin ailesiyle görüşmemiz oldu. Allah sabırlar versin. Görüldüğü gibi 11 kişinin 11’i de Müslüman, 5 tanesi Türk. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Gerek uluslararası alandan liderler gerekse Sayın Merkel aradı başsağlığı diledi. “Tamam” dedik ama bal bal demekle ağız tatlanmıyor. Burada “hüznünüzü paylaşıyoruz” demekle bu iş olmuyor. Nitekim polisinizin duyarsızlıklarının tespitleri var. Bunların hepsi önümüzde. Bunları nasıl telafi edeceksiniz?
Bu ırkçılık, bu din düşmanlığı nereye kadar devam edecek. Yani bir dükkan Müslüman ise oraya saldırı... Aynı şekilde İngiltere’de camimize saldırdılar. Bunlar sadece bir yerde olmuyor. Almanya’sında, İngiltere’sinde, Fransa’sında oluyor. Belçika adeta bu işin merkezi ama bunların hiç birisi terör örgütlerine karşı olmuyor. Bu bir şeyin boyutunu gösteriyor; Zaten Fransa’da Macron son zamanlardaki açıklamalarıyla adeta davetiye çıkartıyor. İşte, Fransızca öğretmenlerinin Türkiye’den gelip gelmemesi gibi konulardan başlayarak tahrik ediyor. Sen onu yaparsan biz de başka şeyler yapacağız. Nedir başka şeyler yapmak? Biz de kalkıp da Fransızca öğretmenleri, Fransa'dan getirecek halimiz yok. Biz de Türkiye’de yetişmiş olanlarla bu işi çözmenin yoluna gideceğiz.
KAYITLAR ORTAYA DÖKÜLÜRSE...
- Bu konularla alakalı HTS kayıtlarının zamanlamaları çok önemli. Konseyin şu anda içinde olup dedikoduları yapılanlarla alakalı zannediyorum bu kayıtlar ortaya döküldüğünde Türkiye’de çok daha farklı bir hava eser ve esecektir.Bunun için bizim de biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Bu adımlar da atılacaktır. Böyle şu anda bazı şeyler açıklanmıyor diye her taraf süt limandır zannedilmesin. Açıklandığı anda zaten artık kel görünecektir.
- Bir ara Bay Kemal çıktı başladı 'şu tv, şu gazete, şöyle yapacağız, böyle yapacağız.” Bay Kemal’in yanındaki bir kişi de çıktı başladı, “biz onları şöyle asacağız, böyle keseceğiz, bunlara hayat hakkı tanımayacağız” filan. Hatırlayın… Şimdi bizden de aynı şeyi bekliyorlar. Tabi biz o çukura düşmeyiz, o onlara kalsın ama ne yazık ki o televizyon kanalının malum geçmişteki patronu belli, şu anda da malum. Onun için de bizim bunlara karşı boşluklar ne ise o boşlukları yine doldurmaya çalışacağız. Ama mücadelemiz devam edecek. Biz işimize bakacağız. Onlar iftira atmaya devam etsinler ve bizim karşımızda Allah’ın izniyle tutunamayacaklar. Çünkü biz hak yoldayız, doğru yoldayız, hizmet yolundayız, buna devam edeceğiz.
BÖYLE SAHTEKARLIK OLUR MU?
- Ne onun kaldırılması var, ne ikramiyelerin kaldırılması var. Öyle bir şey yok. Kaldıracaksak bunu benim anons etmem lazım, partimizin sözcüsünün anons etmesi lazım veya Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün anons etmesi lazım. Böyle bir sahtekarlık olur mu? Bunu ortaya atanların derdi başka.
Şu anda yargı paketi üzerindeki çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor. Meclis'teki komisyonlardaki çalışmalar bittiği anda hemen inşallah o da gelecek.
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış. Başka bir şeye gerek var mı? 50 yıl, 60 yıl oldu hep böyle söylediler. Yani maalesef yalandan başka hiçbir sermayeleri yok. Şimdi hepsi bir araya gelecekler… Bizim Erbakan Hoca'nın bir lafı var derdi ki “40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz.” Bunların hepsi çürük yumurta. Bunlardan bir sağlam yumurta olmaz. Hepsi bir araya gelsin, topu bir araya gelsin, bunlardan bir şey olmaz.
- Durmadan genel başkan değişir mi? Durmadan genel başkanları değişiyor. Biri gidiyor biri geliyor… Bitmedi, bundan sonra da olur çok kısa zaman içerisinde. Çünkü bunların yargı ile olan süreçleri çok yoğun işleyecek, yeni yeni dosyalar her an gelebilir. Cumhurbaşkanı niye bunu söyledi demeyin. Gelebilir, çünkü her şey ortada. Yaptıkları her şey suç. HDP bir kongre yapıyor, sonunda bölücü terör örgütü elebaşı ile alakalı oraya bir gündem olmuş. Bugün 13 kişi konu ile ilgili gözaltına alınmış. Niye gözaltına aldılar? Bununla birlikte büyük ihtimalle soruşturma da açılacak. Niye müsaade ettin? Siz parti olduğunuzu söylüyorsunuz da biz değil miyiz? Bizim partilerimizde niçin bunlar olmaz? Burası hukuk devleti ise sen bu ülkedeki hukukun bütün gereklerine uyacaksın. Uymazsan uydururlar. Bu iş böyle.
Bunun gündeme getirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Bunlar daha çok gündeme getirilmeli. Benim polisime katil demenin bedelini kim ödeyecek? O günlerin bütün çekimleri yok mu? Var. Bu zatın bir defa o terör örgütleri ile beraber görüntüleri var. İşin içinde aktör ve bu aktör ile ilgili olanlar bitenler ortada. Ben burada ister istemez topu yargıya atacağım. Yargı hala “Gezi ile bunun alakası yok” diyorsa kusura bakmasınlar, ortada bir gerçek var. Benim polisime katil diyor. Bu polis kimin polisi? Bütün bu olaylar böyle cereyan eder de yargı bunun karşısında sessiz kalırsa teröristler o zaman elini kolunu sallayarak Selim Kiraz kardeşimizin odasına girer ve onu orada şehit eder. Burada bizim tutarlı ve duyarlı olmamız lazım. Bu öyle noktaya gider ki, o noktada güvenlik adeta kendisinden endişe eder hale gelir. “Ne olacak? Elini kolunu sallayarak devam ediyor” denir. Bence bütün medyanın bu konuda üzerine düşen görevi yapması lazım. Ben bunun suç duyurusunu şu anda yapıyorum. Adamın çok zengin olmasının, zengin sosyalist olmasının onu kurtarmaya yetmemesi lazım. Çünkü Gezi bu ülkeye bir ihanet olayıdır. Bu vatana ihanet olayıdır. Bunu en kritik anda yaşayan şahsımdır. Zira Dolmabahçe’deki ofisimizin girmeye çalıştılar ve ofisin karşısına çok çirkin adice sloganlar yazdılar. Bezmialem Valide Sultan Camiini 3 gün işgal ettiler. İçeriden bira kutuları çıktı. Kimsenin umurunda değil. İlla silah mı olması lazım? Bunlar bir şekilde girecekler ve ondan sonra da elini kolunu sallayarak devam edecekler? Şimdi kim bunların arkasında olanlar? Daha neler var bunların arkasında.