İstanbul'un artık sevgiye, kardeşliğe ihtiyacı var. Bugün tüm İstanbullular için bu kardeşliği daha da büyütmek için kıymetli dostlarımızla bir aradayız.
Afetlere dirençli, risksiz İstanbul toplantımızın tanıtımı için bir aradayız. İstanbul'la bu heyecanı paylaştığınız için hepinize teşekkür ediyorum.
İstanbulluları paydaşımız olarak görüyor, İstanbul'u yönetecek ekibin de birer parçası olarak görüyoruz. Her başarının ardında mutlaka bir fikir vardır. 25 yılda ulaştığımız hedeflere bütüncül bakış açısı ile milletimiz ile el ele vererek ulaştık. Hızlı ulaşım hakkını ihmal etmedik. Sosyal belediyeciliği göz ardı etmedik. Projelerimizin maliyeti, ne zaman başlayıp ne zaman biteceği bellidir. İstanbul'a ne kazandıracağımız şimdiden ortadadır. İşlerimizin üzerine neden bu kadar titriyoruz sebebi açıktır. Sebebi İstanbullu kardeşlerimizin mutluluğudur.
Mevcut yönetim her alanda başarısız oldu. İstanbullular bu başarısız yılların ardından artık çaresiz değil. Kimle konuşsak İstanbul'daki sistem eksikliğini söylüyor. İstanbul'un sorunlarını çözerken merkeze insanı alan yeni anlayış sunuyoruz. İstanbul gündelik, keyfi kararlarla yönetilemez. Bu İstanbul'u çözümsüzlüğe mahkum eder. Amacımız sizleri stressiz İstanbul'da yaşatmak.
Tek dileğimiz İstanbul'un mutluluğudur. Bugün ülkemizin coğrafyasının yüzde 66'sı deprem riski altındadır. Büyüklüğü 6 ve üzeri 60'a yakın deprem yaşadık. 130 bine yakın kardeşimizi bu depremler nedeniyle toprağa verdik. Büyük Marmara depreminde 18 bin canımızı kaybettik. Asrın felaketinde 53 bin insanımızı kaybettik... Dünyada böyle bir yıkım görülmedi. Bu afetlerin ardından herkesin gündeminde İstanbul'un deprem gerçeği var. Olası İstanbul depremi bir milli güvenlik sorunu olacaktır.
Böyle acil bir konuda CHP'li yönetim tek bir olumlu adım atmadı. İstanbul'u dönüşüm vaatleri ile kandırdılar. Aynı planı 3 kez yayınladılar. İstanbul'un aklı ile alay etiler. Yavrularımızın geleceğine ihanet ettiler. Yarı planlı belediyecilik yapanlardan başka bir şey beklenmezdi. Gerçek belediyeciliğin neferleri sahaya çıkmıştır. Cumhur ittifakı ile annelerimizin yavrularımızın umutlarını bola çıkarmayacağız. Risksiz İstanbul için projelerimizi 6 temek başlıkta gerçekleştireceğiz. Yeni sosyal konutlar inşa edip kent meydanlarımızı ve tarihi değerlerimizi ihya edeceğiz. Burada sanayi alanlarımızı dönüştürecek ve iklim değişikliği ile mücadeleyi yapacağız.
İstanbul kimliğini her yatırımımıza yansıtacağız. Görenler "işte bu İstanbul mimarisi" diyecek. Türkiye'nin kentsel dönüşüm seferberliğini İstanbul'dan başlatmış kadrolarız. 1 milyon 300 bin konutu milletimiz ile el ele verip inşa ettik. İstanbul'da 12 yılda 800 bin bağımsız bölümü yeniledik. İstanbul'un herhangi bir mahallesine giderseniz bizim dönüşüm çalışmalarımızla karşılaşırsınız. Yapılarımız reklama algıya ihtiyaç duyulmadan seferberlik ruhuyla dönüşüyor. Mevcut ibb yönetimi dönüşüm hareketinin bir paydaşı olmadı. İBB yönetimindekiler maalesef çalışmadı, üretmedi. deprem seferberliği ilan ediyoruz dediler ortada eserleri yok. Depreme hazırlarız dediler hazırladıkları yok. 15 bin sosyal konutu süratle bitireceğiz dediler, yine sözlerini tutmadılar. Bu vaatleri de inkar etmeye başladılar. Ayıplarını hüner gibi göstermeye çalışıyorlar.
Bu millet bu ihmalkarlığı affetmeyecek, 31 Mart'ta sandıkta hesabını soracaktır. 5 yıllık görev süremde 81 ile gitmiş bir kardeşinizim. Bu ziyaretlerde de öyle fotoğraf çektirerek gelmedik. vatandaşlarımızı dinledik, not aldık. Bu çerçevede 365 bin yeni yuvayı insanlarımıza teslim ettik. Kastamonu'daki Bartın'daki Rize'deki sellerdeki insanımızla beraber olduk. Tarihin en büyük yangınlarda, Elazığ, Malatya'daki depremlerde 46 bin konutu milletimiz ile el ele vererek inşa ettik.
İzmir'de el ele verdik, en büyük dönüşümü biz gerçekleştirdik. Asrın felaketindeki acıları en yakından görmüş biri olarak bir yıl önce hüznü şimdi de huzuru birlikte yaşadık. 3 ay geçmeden 180 bin konutla başladığımız yeniden ihya süreci sonuca hızla ilerliyor.
Afetzede kardeşlerimiz güvenli yuvalarına kavuşuyor. O duyguyu görmek her şeye bedel. Orada devletin o sıcaklığında, kardeşlik hukukunun arttığı, Allah devletimize zeval vermesin diyen milletimiz sıcak yuvalarına devletimiz sayesinde kavuştu.
Milletin derdi ile dertlenirsen önüne engel de çıksa işte böyle yapılır. Hatay'da da Adıyaman'da da konutlarımızı teslim etmenin gururunu yaşıyoruz. Kahramanmaraş'ta, Malatya'da, Hatay'da milletimize söz verdik. 11 ilimiz, 14 milyon kardeşimiz rahat uyuyana kadar o mutlulukları yüzüne yansıyana kadar elimizi deprem bölgesinden çekmeyeceğiz dedik. Bu anlayışla ilk günden beri çalışıyoruz.
Sen büyükşehir belediyesisin, bütçen birçok bakanlıktan büyük, gitsen 500-1000 konut yapsan güzel olmaz mıydı? Milletimizi yalnız bırakmasan, vaatler verip de o vaatleri gerçekleştirmediniz. Tekirdağ'da depremzede kardeşlerimizi kapı dışarı ettiniz.
441 bin bağımsız bölümü dönüştürüp 80 bin yeni yuvayı İstanbullu kardeşlerimize armağan ettik. CHP'li yönetiminin engelleme girişimine rağmen yaptık. depremi siyaset üstü göreceğiz dediler ama Güngören Tozkoparan'da meydanlarda milletimizin aklını karıştırdılar. Yine de biz milletimiz ile el ele verdik. Yine biz 39 ilçe için dertlenirken Türkiye'nin ilk akıllı şehrini Esenler'de kuralım dedik. Bu güzel konutlarımızı, 60 bin konutluk dönüşümü gerçekleştirdik. Türlü türlü engelleme girişimine rağmen. Üsküdar'da ferah mahallemiz sıkıntılıydı yine orada örnek dönüşüm gerçekleştirdik. Zeytinburnu'nda, oranın en kıymetli yeri, millet bahçesi ile sağlam konutlarıyla vatandaşın mağduriyetini gidermek için gece gündüz çabaladık. Başakşehir'de çok önemli yatırımları yaptık. Bağcılar'da, Bağcılar'ı daha da güçlendirecek adımları attık.
İstanbul’da sadece konut yapmakla kalmadık. Biz İstanbul’da insanımızın her türlü ihtiyacına cevap verdik. Camiler, okullar, anaokulları yaptık. Üniversiteler, hastaneler, sosyal tesisler inşa ettik. Bu şehre, İstanbul finans merkezimizi, Yeni Atatürk kültür merkezimizi kazandırdık.
Tek bir an bile durmadık! Devasa lojistik merkezleri, 9 bin kişilik öğrenci yurtları, spor tesisleri, toptancı siteleri kurduk.
Ve işte bu tecrübenin, bu eserlerin verdiği güvenle İstanbul’a söz veriyoruz! 1 Nisan sabahı görevi aldığımızda, annelerimizin umutlarını yeniden harekete geçireceğiz. İstanbul’da tek bir riskli yapı kalmayıncaya kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, çalışacağız, çalışacağız!
Marmara bölgesini bir bütün olarak olarak düşüneceğiz. Projelerimizi, geleneksel ve yatay mimarimizi merkeze alarak çizeceğiz. Mevcut yeşil alanlarımızı, donatı alanlarımızı arttıracağız. İstanbul’da klasik planlamayı değil, sizlere nefes aldıracak, yeni imkânlar sunacak sürdürülebilir planlama ilkelerini hayata geçireceğiz. Yenilikçi kent yönetimini, modern şehircilik trentlerini ve kentsel tasarım yaklaşımını benimseyeceğiz.
Yeni güvenli, huzurlu yuvalarımızın 300 binini KİPTAŞ eliyle yapacağız.
“Yarısı Büyükşehir’den diyerek” evini Kiptaş’la dönüştürenlere 700 bin lira hibe destek vereceğiz. 700 bin lira da kredi desteği vereceğiz. Vatandaşımızın ödemeleri konutun bitiş tarihinde başlayacak. İlk yıl faizsiz sabit taksitle, sadece 5 bin 833 liradan başlayan taksitlerle ödenecek. Bununla da kalmayacak, tam 100 bin lira taşınma yardımı vereceğiz. İşte ekranda da gördüğünüz üzere; kampanyanın onay süreçlerini de hızlandıracağız. 15 Nisan’da başvuruları almaya başlayacağız.
AK Partimizin en iddialı olduğu alanların başında, kentsel dönüşüm ve konut edindirme gelir. 650 bin yeni yuvanın 250 binini; vatandaşımızın anlaştığı özel sektör firmaları eliyle, yerinde dönüştüreceğiz. Kentsel dönüşüm sürecinde vatandaş ve özel sektör arasındaki iş birliğiyle; vatandaşımızın kendi ihtiyaçlarına uygun, yaşam tarzlarına cevap veren kentsel dönüşüm projelerinin sayısını artırmış olacağız.
Özel sektörümüzün yatırımları sayesinde, 250 alt sektörü harekete geçirecek, İstanbul’un ekonomisine ve istihdamına devrim niteliğinde bir katkı sunacağız.
Vatandaşımızla özel sektörün bu işbirliğini olabildiğince kolaylaştıracağız. Bakın bugün oturduğumuz eski binalarımız verimsiz kullanılıyor. Yeni yönetmeliklerden de faydalanamıyorlar. Bu nedenle de mağduriyetler oluşuyor. Biz bunları gidermek için kolaylaştırıcı dönüşüm planı yapacağız. Vatandaşlarımızın bu mağduriyetlerini yeni kat desteği ya da yapı alanı destekleriyle gidereceğiz.
İşte Üsküdar yerinde dönüşüm projelerimiz… Bakırköy yerinde dönüşüm projelerimiz… 650 bin konutun geriye kalan 100 binini ise; yine belediyemizin imkânlarıyla; yine Kiptaş’ımızla, sosyal konut konseptine göre inşa edeceğiz. Sosyal konutlarımızı, hem dönüşüm isteyen kardeşlerimize, hem de düşük gelirli insanımıza uygun kiralarla konut sağlamak amacıyla yapacağız. Bu sayede; farklı gelir gruplarından insanlarımızın birlikteliğini güçlendireceğiz. İnsanımızın; sağlık, eğitim gibi tüm hizmetlere en kolay şekilde erişimini güçlendireceğiz.
Vatandaşlarımızın Siztem İstanbul yaklaşımının avantajlarını net bir şekilde yaşayacağı en önemli projemiz 100 bin sosyal konut projesidir. Neden mi? Çünkü biz bu 100 bin yuvayı; evi dönüşüme girecek yuva sahiplerine satmayacağız, tam aksine çok düşük fiyatlarla kiralayacağız. Ve 100 bin sosyal konuttan 39 ilçemiz de faydalanacak. Eşsiz İstanbul’umuzun kimliğine zarar vermeyecek yatay mimariyle tasarlanacak sosyal konutlarımız 18 ayda tamamlanacak.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Biz Kiptaş’ımızı öyle bir kapasiteye ulaştıracağız ki yerinde dönüşümü de, 100 bin kiralık konutu da inşa edebilecek. Ama aynı zamanda yine temel vazifesi olan alt, orta gelirlilere, işçi kardeşlerimize, memurlarımıza konut üretimini de en üst seviyede gerçekleştirebilecek. 39 ilçemizin tamamına ve en riskli mahallelerimize Kentsel Dönüşüm Ofisleri kuracağız. Vatandaşımız gelecek, burada tüm sorularına cevap bulacak, ne yapılacağını tüm detaylarıyla öğrenecek, gönlü rahat bir şekilde dönüşüm kervanına katılacak.
Biz dönüşümün alt başlıklarından birini de sanayi alanlarının dönüşümü olarak belirledik. Ben Türkiye’nin hemen her ilinde, şehir merkezinde kalmış sanayi alanlarını, çeperlere taşıyıp dönüştürmüş bir kardeşinizim. İşte 18 ilimizde yaptığımız Sanayi Dönüşüm projelerimiz…
İstanbulumuzun, 108 milyar dolara tekabül eden bir sanayi cirosu var. 800.000 kardeşimize istihdam sağlıyor. Fakat ne yazık ki, sanayi işletmelerimizin %77’lik kısmı şehir merkezinde kalmıştır. %62’si düzensiz, dağınık yapıdadır. Bu durum; trafik çilesini artırmakta, hava kirliliği oluşturmakta, afet risklerine karşı İstanbul’un kırılganlığını artırmaktadır. Bu nedenle, Bayrampaşa, Esenyurt ve Başakşehir’deki sanayi tesislerimiz başta olmak üzere; tüm sanayi alanlarımızı gözden geçirecek; “İstanbul Sanayisi Yenileniyor” diyerek dönüştüreceğiz. İstanbul Sanayi Odamızla ve İstanbul Ticaret Odamızla istişare yapacağız. Talebi olan sanayicilerimizin planlı, altyapılı, sosyal donatılı arazi ihtiyaçlarını karşılayacağız. Sanayi alanlarımızı şehrin çeperlerine çıkarıp; arge, inovasyon ve kuluçka merkezleriyle; oteli, lokantaları, mesleki eğitim okullarıyla; muhteşem sanayi sitelerimizi İstanbul’umuza inşa edeceğiz.
Göreve gelir gelmez, tarihi yarımadada ve İstanbul’un her yerinde bir renovasyon seferberliği başlatacağız. Öncelikle; Eminönü-Sirkeci sahil bandımızı düzenleyeceğiz. Eminönü sahil yolu ile bağlantılı tüm sokakları ve tüm meydanları yeniden elden geçireceğiz. Sirkeci tren garımız da tematik düzenlemeyle; içindeki donatılarla her yaştan İstanbullunun keyifle dolaşacağı cıvıl cıvıl bir alan olacak. Meşhur Kıble Çeşme Caddesi’ndeki eskimiş yapıları da süratle restore edeceğiz. Fatih Camii Külliyesi’ni ve çevresindeki sokakları, niteliksiz binaları elden geçirerek düzenleyeceğiz. Bu bölgedeki binaları, cumbasıyla, saçağıyla, malzemeleriyle; çevresine yapılacak yürüyüş ve bisiklet yollarıyla; tarihi kimliğine uygun peyzajla yepyeni bir görüntüye kavuşturacağız.
Her gün milyonları ağırlayan Sultanahmet Meydanı’nda da kapsamlı bir çevre düzenlemesi yapacağız. Tüm tarihi yarımadayı gerçek kimliğiyle, gerçek gücüyle yeniden tarih sahnesine çıkaracağız. Yine Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olarak tanımladığı ve UNESCO dünya mirası listesinde bulunan Süleymaniye camiinin çevresini de adına yakışır bir yenileme projesiyle ihya edeceğiz. Bölgedeki niteliğini kaybetmiş, köhneleşmiş yapıların tamamını düzenleyeceğiz. Ordu Caddesi’nde de, cadde ve cephe düzenlemesi yapacağız. Tarihi Haydarpaşa Tren Garı’ndan başlayıp Kadıköy Meydanı’ndan Moda’ya uzanan kıyı düzenlemesini Kültür ve Turizm Bakanlığımızla ortak projede düzenleyeceğiz. Bu tarih ve yeşil aks çok özel bir projede birleşecek. İstanbullular denizin, sahilin ve tarihi dokunun keyfini bir arada yaşayacak.
Sevgili İstanbullular,Kent meydanlarımız; sosyal, kültürel, ekonomik ve estetik açılardan önemli bir role sahiptir. İnsanımız buralarda bir araya gelmekte; İstanbul’un kültürel ve sanatsal yaşamı buralarda sürmektedir. Meydanlarımız, aynı zamanda acil durumlar için toplanma alanı olarak da kullanılıyor. Ben bundan önce 40 ilimizde 40 tarihi meydanı ihya eden bir kardeşinizim. İşte Konya, Mevlana’mızın emaneti! İşte Erzurum Cumhuriyetimin şehri! İşte Diyarbakır kardeşliğin şehri! İşte Bitlis, Selçuklu mirası! İşte Zonguldak Emeğin şehri! İşte Rize çarşımız! İşte Bursa, Osmanlı mirası! Altını çizerek söylüyorum. Bundan önce nasıl şehrin en değerli yerlerini vatandaşlarımızın mutluluğuna ayırdıysak, bundan sonra da öyle yapacağız. İşte Yeni Çengelköy meydanımız… Kıyı düzenlemesi, aydınlatmaları, geniş otoparkıyla Çengelköyümüze değer katacak bir yatırım olacak. Yine Çengelköy’de yapacağımız sokak sağlıklaştırmalarıyla; bölgeyi eski ticari ve kültürel canlılığına yeniden kavuşturacağız. İşte Yeni Ataşehir meydanımız… Bu meydanda; ilk ofisim işyerleri, kreşler, arge merkezleri, kuluçka merkezleri, açık pazar yer alacak. Bunların yanında; açık-kapalı spor salonları, kültür-sanat merkezleri, tiyatrosu, operası, eğitim ve sağlık merkezleriyle; tam bir yaşam alanı olacak.
İklim krizi kaynaklı afetler olan sellerle, yangınlarla, taşkınlarla ve ağır yağışlarla yerinde ve zamanında mücadele edeceğiz. Bu manada Dere ıslah projeleri çok çok kritik önemi haizdir. 5 yılda toplam uzunluğu 350 kilometre olan dere ıslah projesi yapacağız. İşte Yeni Riva Deresi! İşte Yeni Çatalca Deresi! İşte yeni Ayamama deresi! Bakımsızlığa mahkûm edilen bu derelerimizin çevrelerini sosyal donatı alanlarıyla zenginleştireceğiz. Afet zamanlarında bu koridorları ikmal hatları olarak kullanacağız. Dere kenarlarımızı temiz su ve enerji depolama üniteleriyle acil durumlarda yaşanabilir alanlar haline getireceğiz.
Siztem İstanbul’un en temel ilkelerinden biri bahanesiz belediyeciliktir. Ve afetler asla bahaneleri kaldırmaz. Hele hele İstanbul gibi riskli bir şehirde, afetler olmadan harekete geçmek zorundayız. İstanbul’un Afet Yönetimi’ne dair projelerimizi 1 Nisan tarihi itibariyle süratle başlatacağız. Bugün, İstanbul’un potansiyel risklerini tamamen belirledik. Stratejilerimizi ve önlemlerimizi geliştirdik. Acil durum planlarımızı, tahliye yollarımızı, kullanılacak kaynakları tamamen planladık.
Biliyorsunuz AFAD’ımız; afetlerdeki hazırlık, müdahale ve iyileştirme süreçlerinde koordinasyonu başarıyla sağlıyor. Biz de AFAD’ımızla işbirliği yapacak; İBB bünyesinde uygulayacağımız Afet Yönetiminde; önceliğimizi önleme ve risk azaltma olarak belirleyeceğiz. Burada önemli bir nokta var. Biz risk azaltma için yapılacak harcamaları maliyet değil geleceğe yatırım olarak görüyoruz. Afet öncesi yapılan 1 birim yatırımın, afet sonrası yapılacak 10 birim harcamaya eşdeğer olduğunu dikkate alarak afete hazırlık kapsamında adımlarımızı atacağız. Öbür taraftan olası bir afet sonrası için müdahale kapasitemizi en hızlı şekilde güçlendirecek, iyileştirme aşamasını da planlayacağız. Bu bağlamda Bütünleşik Afet Yönetim Sistemini kuracağız.
İşte şu anda ekranda gördüğünüz Atatürk Havalimanı Millet Bahçemiz İstanbulluların günlük hayatında dinlendiği bir bölge. Ama olası bir afet durumunda, hava-kara-deniz ulaşımının bulunduğu bir lojistik ve tahliye merkezi olacak. İstanbul’a nefes olacak, on binlerce vatandaşımızı aynı anda ağırlayacak geçici yaşam alanı olarak hizmet verecek. Bunun yanında; Şu anda İstanbul’umuzda sayısı 1 olan lojistik destek merkezi sayımıza 6 yeni merkez ekleyeceğiz. Bu Lojistik destek merkezleri, afet anında önemli bir rol oynayacaklar. Acil durum lojistiğimizin; hızlı ve etkili bir şekilde yönetilmesine imkan verecek.
İBB destek birimlerinin de yer alacağı bu merkezler; İstanbullu'nun günlük yaşamını kolaylaştıracaklar. Afet anında ise kesintisiz iletişim altyapıları ile İstanbul’un her türlü ihtiyacının kesintisiz sağlanmasına destek olacaklar. Atatürk Havalimanında olduğu gibi İstanbul Havalimanında da tahliye ve lojistik ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni bir liman inşa edeceğiz. Bunların yanı sıra 9 noktada, içinde afet destek birimleri ile her türlü iletişim altyapısı hazır olan Afet Müdahale Merkezleri kuracağız.
İtfaiye, yol bakım, İSKİ, İGDAŞ ve diğer ilgili birimlerin bir arada olacağı; olası bir afet durumunda ise hızlı müdahale birimleri haline gelecek bu merkezleri de hızlıca inşa edeceğiz. Ayrıca 39 ilçemizde bulunan toplanma ve geçici yaşam alanlarının; alt ve üst yapılarını afete hazır hale getireceğiz. Çünkü Siztem İstanbul, odağına yalnızca vatandaşlarımızı değil afet yönetiminin de her aşamasını alıyor. Bu perspektifte yaptığımız tüm planları, çok amaçlı bir bakış açısı ve işlevsel özelliklerle tasarlayacağız. Yani vatandaşımız normal zamanlarda kreş, kütüphane olarak gördüğü bu yerleri; afet zamanında aşevi, duş alanları, tuvaletleri ve geçici barınma üniteleriyle; birer geçici yaşam alanı olarak kullanacak.
İlaç, su, gıda ve diğer önemli malzemelerin hava yoluyla taşınmasını da mümkün kılıyorlar. Hasarı tam görmemizi sağlıyorlar.
Biz bu heliportlarla, afet bölgelerine hızlı kurtarma ekipleri, tıbbi yardım ve acil durum malzemelerini taşıyan helikopterlerin iniş ve kalkış yapmasına çok daha geniş imkânlar tanıyacağız.
Müdahale kapasitemizi her an güçlü ve hazır tutmak adına 50 yeni itfaiye istasyonu ekleyerek sayımızı 179 itfaiye istasyonuna çıkaracağız. Yeni İtfaiye helikopterleri veya insansız hava araçlarıyla özel durumlarda müdahale edebilme yeteneğimizi arttıracağız. Sağlık Bakanlığı Koordinasyonunda; Arnavutköy’de diğeri Pendik’te olmak üzere 2 yeni acil durum hastanesine daha kavuşturacağız.
Hızlı tahliye ve giriş imkânlarıyla; ileri düzey tıbbi görüntüleme teknolojileriyle; yüksek kapasiteli yoğun bakım üniteleriyle; hasta takip sistemleriyle; tüm acil durumlara etkili bir şekilde yanıt vereceğiz. Her iki yakaya dörder adet olmak üzere, afet zamanlarında acil müdahale ekiplerimizin konaklayacağı; normal zamanlarda ise; kalacak yer bulamayan hasta yakınlarının ücretsiz faydalanacağı 8 hasta yakını konaklama merkezini hemen inşa edeceğiz.
Vatandaşımızın İstanbul’un yaşayabileceği olası tüm afetlere karşı farkındalık edineceği; Afet Farkındalık Akademisi’ni kuracağız.
Yine ilçelerimizde; Afet Eğitim Merkezleri tesis edeceğiz. Afet Gönüllü Ekipleri kuracağız. Ayrıca Afet – Acil Durum Çantalarını tüm hanelere ücretsiz olarak dağıtacağız. İstanbullulara söz veriyoruz! Tüm ekibimizle gece gündüz demeden gayret edeceğiz, İstanbul tüm afet risklerine hazır oluncaya kadar durmadan, duraksamadan çalışacağız.
Dönüşüme, iklime ve afetlere dair şu ana kadar anlattığım herşeyin inanın tek bir nedeni var... Ne yapıyorsak, ne düşünüyorsak herşey, insanımızın yüzü gülsün diye! Türkiye yüzyılı, yüzleri güldüren bir çağ olsun diye! Yüzlerde tebessüm, kalplerde umut olacağız. Bunun için de; İstanbul’un 571 yıllık şanlı tarihinin en büyük dönüşüm, çevre ve şehircilik seferberliğini, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hep birlikte yapacağız! Son ihtiyaç sahibi evine kavuşana kadar durmayacağız! Son riskli yapıda oturan kardeşimiz güvenli bir eve geçene kadar dinlenmeyeceğiz! Hep birlikte hayal edelim ki; İstanbul’un sokaklarında yürüyoruz. Bu şehirde deprem riskine dair korku gitmiş, yerini sağlam ve güvenli binalarda hoş sohbetler almış. Çünkü yeni sağlıklı yuvalar, insanların güven içinde yaşamasına katkı sağlıyor. İstanbul yeniden, birlikte güçlenmenin, zorlukların üstesinden birlikte gelmenin örnek şehri haline geliyor.
Yine hayal edelim! Şehir kimliği, tarihle modernliğin uyum içinde olduğu bir atmosfer oluşturuyor. Her sokak, bir sanat eseri gibi, geçmişin izlerini taşıyan binalarla dolup taşıyor. İstanbul, bir açık hava müzesi gibi, her köşesinde tarih ve kültür barındırıyor.
İstanbul, sadece binalarıyla değil, aynı zamanda insan dostu, çevre dostu, çocuk dostu altyapısıyla da öne çıkıyor. Geniş kaldırımlar, bisiklet yolları ve yeşil alanlar, şehre yeniden nefes aldırıyor. İnsanlar, doğayla uyum içinde yaşamanın önemini bilerek, temiz bir bir gelecek için çaba sarf ediyor. İşte sizlerle paylaştığım bu İstanbul, sadece bir düş değil, ortak bir hedef ve gerçek bir umuttur. Bizler, bu hayali gerçeğe dönüştürmek adına bir araya gelmiş bir kardeşler topluluğuyuz.