Çözüm milli para ile ticaret

Yeni Şafak
İbrahim Karagül
00:1614/07/2018, Cumartesi
G: 14/07/2018, Cumartesi
Yeni Şafak
Başkan Erdoğan, Brüksel dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı
Başkan Erdoğan, Brüksel dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı

Brüksel’deki NATO Zirvesi’nin dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, son günlerde bir nevi şantajı andıran döviz yükselişine ilişkin: “Kur baskısı sadece Türkiye için değil, her yer için geçerli. Kur baskısını frenleyebilecek en iyi araçlardan biri milli paralarla ticarettir” dedi.


Türkiye’nin NATO ittifakında merkezi konumunun devam ettiğini belirten Başkan Erdoğan, “Türkiye’nin desteği yüzde 1,8. Bizim malzeme ve mühimmat noktasındaki harcamalarımız da 30 milyar dolar. Türkiye bu noktada da iyi bir konumda. Kosova ve Afganistan gibi önemli NATO operasyonlarında kilit roller oynuyoruz” şeklinde konuştu.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'de düzenlenen NATO Zirvesi dönüşünde, gezisini takip eden basın mensuplarının sorularını cevapladı. Erdoğan’a yöneltilen sorular ve cevaplar şöyle:

* ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO’daki mali külfetin paylaşımı tartışmasına Türkiye’nin yaklaşımı nasıl?

Şu anda 2024’e kadar bildiğiniz gibi yüzde 2 Gayri Safi Milli Hasılanın oranı itibariyle NATO’ya bir destek verilmesi söz konusuyken şu an itibariyle bu oranın çok çok altında kalan ülkeler var. Biz yüzde 4,2 oranında NATO’ya destek veriyoruz. O kadar zengin ülkeler var ki bunların bir kısmı hala yüzde 1’in altında. 2’yi dahi yakalayamayan ülkeler var. Türkiye’nin desteği yüzde 1,8 durumunda. Bizim malzeme ve mühimmat noktasındaki harcamalarımız da 30 milyar dolar. Türkiye bu noktada da iyi bir konumda. Artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz. Afganistan’da 686 askerimiz ve subayımız bulunuyor. Kabil havaalanının güvenliği de bizde. Kosova ve Afganistan gibi önemli NATO operasyonlarında kilit roller oynuyoruz. İttifakta merkezi konumumuz devam ediyor.

MERKEL İLE SAVUNMA İŞBİRLİĞİNİ KONUŞTUK

* Şansölye Merkel ile de uzun ikili görüşmeniz oldu.

Sayın Merkel ile ikili ilişkilerimizi, Avrupa Birliği sürecini ve bölgesel konuları ele aldık. Bunların başında Almanlarla yaptığımız savunma sanayii işleri var. Görüşmemizde, 18 Mart Mülteci Anlaşması gereği Türkiye’ye aktarılması gereken fonlar da gündeme geldi. Biliyorsunuz 3 + 3 milyar Avro gibi bir rakamdı. Bunun birinci dilimiyle ilgili verilen söz maalesef henüz yerine getirilmedi. İtalya Başbakanına da söyledik, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a da da söyledik.

* 8NSU terör örgütüyle ilgili Merkel’le konuşmanız oldu mu?

Kararın tatmin edici olmadığını, meselenin özüne inilmesi gerektiğini söyledik. Bu bir tür Gladio olayı olabilir, bunun derinine inilmesi gerekir. Burada sadece o kadının müebbet alması, mazlum mağdur aileleri tatmin etmeyecektir. Kendileri de çok farklı düşünmüyorlar. Özellikle Almanya’daki FETÖ ve PKK mevcudiyeti konusundaki endişelerimiz devam ediyor. Görüşmemizde, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in davetiyle bu yıl Almanya’ya yapacağım ziyareti de ele aldık. Bu ziyaret vesilesiyle kendileriyle bir de Almanya’da tekrar yüz yüze buluşma imkanı da bulacağız.

ÖKSÜZ'Ü KONUŞMA FIRSATIMIZ OLACAK

* Adil Öksüz meselesi de gündeme geldi mi Merkel’le yaptığınız görüşmede?

Hayır gelmedi. Ama dediğim gibi, inşallah bu yıl Almanya’ya yapacağım ziyarette tüm konuları daha kapsamlı biçimde konuşma fırsatımız olacaktır.

* İtalya Başbakanı Conte, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Yunanistan Başbakanı Çipras dahil başka ikili görüşmeleriniz de oldu.

Hem ikili hem de bölgesel konuları görüştük. İtalya Başbakanı Conte ile kapsamlı ve güzel bir görüşme yaptık. Öyle zannediyorum ki İtalya ile bu dönem çok daha hareketli ve verimli bir süreci yaşayacağız. 2017’de İtalya ile ikili ticaretimiz 20 milyar dolara ulaştı. Savunma sanayi alanında önemli ortaklıklarımız var. Fransa’nın da katımlıyla Eurosam üzerinden uzun vadeli projeler yapacağız. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile uzun ve kapsamlı görüşmemiz oldu. Savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi güçlendiriyoruz. Sinop'taki nükleer santrali, Japonya-Fransa-Türkiye olarak ortak inşa ediyoruz. Terörle mücadele konusunda Fransa’dan beklentimiz kararlı ve tutarlı olmasıdır. PYD ve YPG gibi örgütlerin korunmasının ve kollanmasının kabul edilemeyeceğini belirttik. Vize muafiyeti sürecini de gündeme getirdik.

FUTBOLDA FENA DEĞİLLER

Fransa’nın Hırvatistan ile finale kalmasını da konuştuk. Akşam İngiltere Hırvatistan maçının son dakikalarını Merkel, İngiltere Başbakanı May ve Edi Rama ile maçın son dakikalarını izledik.

* Futboldan anlıyorlar mı, yorumlarını nasıl buldunuz, anlıyorlar mı?

Fena değiller. Dediğim gibi İngiltere-Hırvatistan maçının son dakikalarını beraber izledik.

KIRIM’I YAKINDAN İZLİYORUZ

Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko ve Bulgaristan Başbakanıyla da ikili görüşmelerim oldu. Poroşenko ile ikili ilişkileri, Ukrayna’daki son gelişmeleri, NATO zirvesini konuştuk. Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi toplantımızı bu yıl içinde yapacağız. Savunma sanayii alanında önemli işbirliğimiz var. Kırım’ı yakından izliyoruz. Kırım Tatarlarına desteğimiz bundan sonra devam edecektir. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev ile görüşmemizde, kendisini ülkemize davet ettim. 2017’de ticaretimiz 5 milyar dolara ulaştı. Bulgaristan bize FETÖ konusunda destek oldu. Sınır güvenliği ve AB ile enerji işbirliğini ele aldık.

İYİ NİYETLE HAREKET EDİYOR

* Çipras’la yaptığınız ikili görüşmede atmosfer nasıldı?

İyiydi. Yunanistan’da bulunan 8 darbeci asker, Ege’deki güvenlik durumu, göç ve mülteciler konusundaki işbirliği, Atina’daki cami, Müslüman azınlık, Kıbrıs meselesi, Rum tarafının tek yanlı hidrokarbon arama faaliyetleri gibi konuları ele aldık. Çipras, iyi niyetli hareket ediyor, ilişkilerimizi geliştirme iradesi var. Ama mesafe almak için daha çok çalışmamız gerekiyor. Ayrıca Türk yatırımcıların oradaki yatırımlarına da değindik. Sınır ihlali yaptıkları için Türkiye’de yargılanan iki Yunan askerlerinin durumunu da konuştuk. Batı Trakya’da atamayla mütfü değil seçimle müftü gelmesi konusunu hatırlattık. İnşallah seçimle mütfü olacak. Hayır demiyor, yeni sisteme geçeceğiz diyor, atama olayını kaldıracağız diyor.

KARARLILIĞIMIZI ÇİPRAS'A ANLATTIM

Bizim FETÖ ile mücadele konusunda ne denli kararlı olduğumuzu, Sayın Çipras dahil herkes biliyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, helikopterle kaçtıkları Yunanistan’da barınmakta olan 8 darbeci askerin Türkiye’ye iadesinde ısrarcı olduğumuzu anlattım. Tabii o da, Edirne’de sınır ihlali yapan askerlerinin üzerinde duruyor. Meselelerin halli için iyi niyetli biçimde gayret gösterme konusunda mutabık kaldık.

Çözüm milli para ile ticaret

* Dolarla oynanmaya devam ediliyor. Türkiye olarak kur baskısından ne zaman kurtulacağız?

Kur baskısı sadece Türkiye için değil, her yer için geçerli. Kur baskısı denen olayı frenleyebilecek olan en iyi araçlardan biri, uluslararası platformda milli paralarla ticaret yapmaktır. Bunu Rusya ile konuştuk, kısmen başladık. İran ile kısmen başladık. Çin ile de konuşuyoruz. Ticaret Bakanlığımızın, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bu konudaki görüşmeleri çok önem arz ediyor. Alış verişi milli paralarla yaptığımız oranda kur baskısı da azalacaktır. Ama bunu tümüyle sıfırlamak tabii ki mümkün değildir.

* IMF sözcüsü biz uçaktayken olumlu açıklama yaptı. Aldığımız mesaj kararlılık görüyoruz dediler. Türkiye kararlı görünüyor dediler. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

O tabii ki tartışmasız. Makro ve mikro ekonomik dengeler anlamında hassasiyetimizi korumaya devam edeceğiz. Bu hususta kararlılık önemli. Ekonomide söylem birliği de çok önemli. Her ağızdan ayrı bir ses çıkmamalı. Olumsuzluklara fırsat vermeyeceğiz.

BEDELLİ ASKERLİK YAKINDA

* Başkanlık kabinesi ilk toplantısını yapacak. Gündem sıcak, en büyük beklentilerden biri de bedelli askerlik konusu. İlk toplantının gündeminde mesaj verebilecek misiniz?

Konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanımız çalışmalarını yapacaklar hazırlıklarını yapacaklar. Bunu inşallah seçimden sonra ele alacağız demiştim. Nasılı, nedeni, her şeyiyle, MSB yapacak çalışmayı. Ne kadar kişiyi kapsayacak, hangi yaş grupları arasında olacak, ücret ne kadar olacak, tüm bu konular belirlenecek. Zannediyorum en kötü ihtimalle yeni yasama döneminde açıklamış oluruz. O zamana kadar da hazırlıklarımızı bitirmiş oluruz. Belki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çıkarmayı da deneyebiliriz. O zaman daha erkene çekmiş oluruz.

TÜRKİYE’YE YAKLAŞIM ÇOK OLUMLU DEĞİL

* AB liderleriyle de NATO’da görüşme şansı buldunuz. Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğinde ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Acaba AB ülkeleriyle de gümrük birliğinin güncellenmesi ve zemin oluşması gibi izlenim edindiniz mi?

Bu noktada Türkiye’ye yönelik çok da olumlu bir yaklaşım söz konusu değil. Sadece Türkiye’nin masada olması gereğini, gerçeğini kabul etmiş vaziyetteler. Ama yeni yönetim sistemiyle neticeler alınmaya başladığı andan itibaren süreç daha farklı işleyecektir. Bundan dolayı hiç kimsenin endişesi olmasın.

Sadece Kobani’den 200 bin kişi bize sığındı

* Suriye ile ilgili, NATO’da ve ikili görüşmelerde geçiş sürecini başlatmaya yönelik bir hamle sezdiniz mi?

Macron ile konuştuk.. Merkel’e de söyledim. Bu konuda dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Bizim sadece Kobani’den geçip gelen 200 bin insanın halen bizde barındıklarını biliyor musunuz? Onları hala ağırlıyoruz. Haberleri dahi yok bundan. Bizim Kürtlerle hiçbir sorunumuz olmamıştır. Bizim sorunumuz, teröristlerle ve terörledir. Suriye kuzeyinde terör bölgeleri oluşturulmasına müsaade edemeyiz. Oralarda sadece Kürtler yaşamıyor. Kahir ekseriyette Araplar yaşıyor. Münbiç’in asli sakinlerinin yüzde 90’ı, 95’i Arap. Afrin’de, Kürt de var Arap da var, Türkmen de var. El Bab, Cerablus öyle. Birileri demografik yapıyı hiçe sayarak, oralarda sanki sadece Kürtler yaşıyormuş gibi, en doğudan en batıya bir terör koridoru oluşturup Akdeniz’e inme planı yaptı. Ama bizim Cerablus ve Afrin’de yaptığımız operasyonlar, o oyunu bozmuş oldu. Şimdi bundan sonraki sürece odaklanmak lazım. Hedef bir an önce Suriye’de sağlıklı bir seçim yapılmasını sağlamaktır. Koalisyon güçleri, Türkiye, Rusya, İran hep birlikte çalışıp, Suriye halkını seçime götürebilmektir.

* Yakın zamanda Tahran’da yine bir üçlü zirve olacak...

Evet, Türkiye, Rusya ve İran’ın katılımıyla yapılan üçlü zirve toplantısı için sıra şimdi Tahran’da. Soçi ve Ankara’nın ardından, şimdi Tahran’da bir araya geleceğiz. Ama tarih henüz belirlenmiş değil.

Bir paket daha gelecek

* Yeni sistemde ofisler ve kurullar da olacağı için FETÖ İle mücadele konusunda ayrı bir yapının kurulması öngörülüyor mu? Zira hala kriptocu FETÖ’cülerle ilgili ihraçlar olduğunu görüyoruz.

Hemen her konuda bir bakanlık veya genel müdürlük kurma tarzındaki yaklaşımları doğru bilmiyorum. Dediğiniz konuyla mücadele için ilgili birimlerimiz zaten var. İçişleri Bakanlığımız var, istihbarat, teşkilat başkanlıklarımız var. Bunları zaten onlar kovalıyor. Bakın Kosova’da da olsa Azerbaycan’da da, Ukrayna’da da olsa yakalayıp getiriyoruz. Ukrayna’dan bir tane daha gelecek. Bunları hep takip ediyoruz. Nereye kaçmış olurlarsa olsunlar, bunları peşlerini bırakmayacağız. Bunlar çözülene kadar, dökülene kadar peşlerindeyiz. Rabbim bizi inşallah bu konuda yalnız koymayacak.


Beyaz Saray yaptırıma karşı

* Zirve marjında ABD Başkanı Trump ile de görüştünüz. Hangi konuları ele aldınız?

Evet, zirve marjinda Sayın Trump ile görüştük. Münbiç ve F-35’ler konusunu ele aldık. Münbiç anlaşması şu anda planlandığı şekilde ilerliyor. Tabii ki asıl hedefimiz Amerika Birleşik Devletleri’nin PYD ve YPG ile bütün ilişkisini kesmesi. Şu anda öyle bir görüntü yok. Münbiç konusunda şu an gündemde olan şey PYD YPG’nin Fırat’ın doğusuna gitmesi; ayrıca yüzde 90’ı Arap olan Münbiç’e oranın gerçek sakinlerinin yerleşmesini sağlamak. Geçen ayın 4’ünde Mevlüt Çavuşoğlu beyin ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile yaptığı görüşmede belirlenen takvim çalıştığı sürece, temennimiz odur ki Münbiç asıl sahiplerine terk edilmiş, bırakılmış olacaktır. Şu anda bu yönde bir gayret var.

F- 35’ler son taksitle birlikte toplam 900 milyon doları ödemiş olacağız. 800 milyon doları zaten ödemiştik. 100 milyon dolar daha ödenecek birkaç gün içinde. Sayın Trump bu anlaşmanın aynen uygulanacağını bana söyledi. Konuyla ilgili olarak gerekli talimatları verdim dedi. Beyaz Saray Kongre’ye mektup gönderdi. Yaptırıma karşı olduğunu bildirdi.

* ABD ve Türkiye arasında S-400 ve F-35 anlaşmazlıklarının yanı sıra İran’a ambargo ya da Rusya konularında görüş ayrılıklarının da olduğu biliniyor. Stratejik ortaklığın kağıt üzerinde kalmaması için güçlü bir irade ortaya konuldu mu? Olumlu bir izlenimle dönüyor musunuz?

Pazartesi günü Trump ve Putin, Helsinki de bir araya gelecekler. Bana göre bu zirve çok çok önemli. Bakalım bu zirvede hangi konularda mutabakat olacak, hangi konularda ayrı düşecekler, bunu izleyip göreceğiz. Bu arada bizim de cumartesi için Sayın Putin ile bir telefon görüşmesi yapmayı planlıyoruz, bununla ilgili de bu görüşmede bir dar kapsamlı Türkiye’de bir araya gelmeyi teklif edeceğim. Bölge sorunlarını ele alacağımız bir görüşme olacak. Helsinki’den sonra böyle bir şeyi kabul ederse bizim için iyi olur. Belki bir veya iki ülkeyi daha davet edip bir organizasyonu gerçekleştirelim istiyorum. Bununla birlikte bölgedeki durumu daha stabil hale getirmiş oluruz diye düşünüyorum. Bunları telefon görüşmemizde ele alacağız.

#Recep Tayyip Erdoğan