
Türkiye'nin hızırgiyim markalarından Sarar, uluslararası rekabet için Çin'de şirket kurdu. Sarar, yurtdışından gelen siparişleri Çin'deki fason üretimle karşılayacak
Eskişehir'in eski çarşılarından Bayat'taki küçük dükkanda Abdurrahman Sarar tarafından 1944 yılında tohumları ekilen Sarar, bugün tüm dünyayı sardı. Hazırelbiseci Abdurrahman Efendi'nin tutturduğu kalite, ikinci kuşağı temsil eden Cemalettin, Celaleddin ve Sabahattin kardeşlerin elinde bir dünya markasına dönüştü. Üç kardeşin en büyüğü, Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ile Eskişehir'deki üretim merkezlerinde markanın öyküsünü, yeni projelerini ve sektörü konuştuk.
Bugün 175 bin metrekare kapalı alanda üretim yapıyoruz. 5 binin üzerinde çalışanımız var. Yurtdışında 50'nin üzerinde, yurtiçinde 130 tane mağazamız var. Sarar Erkek, Sarar Kadın, İnterwiev, CCS, Sartoria ve Sarev isimli 6 markamız var. Almanya'da şirketimiz var. ABD'de 6 tanesi bizim 17 tane mağazamız var. İsrail'de bir şirketimiz, bir toptan yerimiz, bir tane de mağazamız var. Çin'de bir tane şirketimiz var. Oradan da 5 kıtaya mal satıyoruz. Çin'de yaptığımı Çin'den yurtdışı ediyorum, Türkiye'ye sokmuyorum. Yurtdışından sipariş aldığımız zaman onu direkt Çin'den yapıyoruz. Avrupa'ya üretilen mallar Türkiye'de üretiliyor, bir kısmı da Çin'den geliyor.
Buradan da var ama bazı mamullerimizi orada daha ucuza imal ettiğimiz için orada yapıp, yurtdışı ediyoruz. Çin'deki şirketi kuralı bir ay oldu. Sebebi ucuz işçilik. Fason yaptırıyoruz. Türkiye'deki üretimimizin yüzde 50'si ihraç ediliyor. Çin'den ise tamamı. Yurtiçi ve yurtdışında 200 milyon dolarlık bir pazarımız var.
Sümerbank'tan aldığımız tesise ilaveten orada bir gömlek tesisi kurduk, günde 5 bin tane gömlek üretiyoruz. Semerbank'a ait bazı iplik dokuma makinalarını çıkarttık, onların yerine ev tekstilini kurduk.
Hayır, babam hazır elbiseciydi. Bayat Pazarı 3 F numarada dükkanı vardı. Hazır elbiseci Abdurrahman Sarar.
Bayanları memnun etmek çok zor olduğu için biz de bayan giyimini iyi yapasıya kadar sabrettik. Şimdi iyisini yaptığımız için bayan giyimine de girdik. Moda ve tasarım bölümümüzde İtalyanlar, Fransızlar bile çalışıyor. Dünya modasına ayak uyduruyoruz.
Kendi çapımızda koltuk kanepe yapan bir tesisimiz var. Şu anda kendi mağazalarımızın dizaynını, iç konseptini yapıyorlar. Koltuk da yapıyorlar, mobilya da yapıyorlar. Yavaş yavaş başladık. Bu yolda acemi değiliz. Birlikte çalıştığımız birkaç tane de firma var.
Yapıyoruz tabii. Mağazalarımızın olduğu yerlerde basın yoluyla, insörtlerle, bilboardlarla. Mısır Kahire'de City Center açıldı. Suudi Arabistanlı muz kralının alışveriş merkezi. İçinde 5 yıldız delüks otelleri, saunaları, yüzme havuzları var. Akmerkez'den daha büyük. Arap alemi geliyor, orada yiyor, içiyor, eğleniyor. Barlar, kumarhaneler var içinde. Mısırlı müşterimiz orada Sarar mağazası açtı. Mısır'da ikinci mağazayı da şehir merkezinde açtık.
Bozüyük'e 150-200 dükkanlık açık bir alışveriş merkezi yapıyoruz. Outlet tarzında. İyi markalar gelecek. Hem yiyecek satılacak, hem şehirlerarası yolcu tesisleri olacak. Bozüyük, İnegöl, Bilecik ve Kütahya'ya hizmet edecek. İçerisinde 24 saat hizmet verecek yol sağlık merkezi olacak.
Bunlar kısa sürede olacak şeyler değil. Babam 1944'te kurmuş, biz 1980 sonrasında dünya markası olmak için yola çıktık. Nereden çıktık? Stadyumdaki maçlardan, sponsorluklardan çıktık. Almanları, İtalyanları örnek aldık. Böyle böyle marka olduk.
Hayır, bizi marka yapan Avrupa'ya açılmamız. Bizi marka yapan ufkumuz. Biz hiçbir zaman bir Türk markasını hedef almadık kendimize. Armani, Boss olacak dedik. Büyük düşündük. Fabrikalarımızı yaparken bile hep daha büyük düşünerek, daha ilerileri düşünerek daha fazlasını yaptık.
Sarev markasıyla ev tekstiline başladık. Sararhome diye çıkartacağız hedefimiz o. Sarev'de ev tekstili, nevresim takımı, çarşaf, yatak örtüleri, banyo takımları, havlular, masa örtüleri var. Bunun ağabeyi olarak Sararhome gelecek. Konsept mağazaları olacak bunlar. Bu mağazalarda hem bayan hem erkek, hem genç, hem de ev tekstili koltuk, çanak, çömlek gibi bir evin ihtiyacı olan ürünler yer alacak. Bu mağazacılık zincirinin içerisinde de 5 tane markamız; Sarar, CCS, SartoriaSarar, İnterwiev ve Sarar Bayan yanında Sararhome da girecek. Koltuğu kanepesi, halısı, yatak odası takımı, yemek odası takımı gibi mobilya grubu ürünler de olacak. Bunların hepsi zaman içerisinde Allah nasip kısmet ederse olacak. Hedefimiz bu. Mağazaların ismi de SararStore olacak.
Sarev'i 1.5 aydır pazarlamaya çalışıyoruz. 10 tane araç ile Türkiye'nin 10 ayrı bölgesine, ev tekstili ürünleri satan mağazalara ürünlerimizi pazarlıyoruz. Şu ana kadar pazarda da gayet güzel ilgi gördük. Büyük illerin hepsinde satış ve pazarlama noktaları bulduk.
Milli futbol takımının, 12 dev adamın, Galatasaray'ın, Gençlerbirliği'nin ve Ankara Belediyespor'un sponsoruyuz. Sayın Başbakanımız da arada sırada bizden giyinebiliyor. Bütün komutanlar, bütün başbakanlar, Cumhurbaşkanlarımızı giydirdik. İşadamlarının, üst düzey yöneticilerin çoğu bizden giyinir. Komutanlarımızın çoğu bizden giyinir. Rahmetli Sakıp Sabancı ceketini açıp Sarar, Türk markası derdi. Merhum Turgut Özal, Vehbi Koç Bey, bizden giyinirdi. Rahmi Bey yine öyle.
Almanya'ya otomobil fuarına gittim. Mercedes'in üst yöneticilerinden biri ile konuşurken üzerinde elbisesinin bizim olduğunu fark ettim. Kendimi tanıttım, broşürümüzü verdim. Çok sevindi, bana bir çakı hediye etti. Ben de ona yüzde 10'luk indirim için imzalı kartımı verdim.
Ayıramıyoruz. Akşam eve yemeğe gidiyoruz ondan sonra yine iş çıkıyor. Telefonum her zaman açık. Hergün her saat iş çıkabiliyor. Hanım diyor ki şu telefonu kapat ama olmuyor. Gece saat 23.00-24.00 birisi arar abi şu işimizi hallet, kalkar gideriz. Vaziyet böyle. Hobimiz çalışmak. Kitap okuyamıyoruz. Gazeteleri ve mecmuaları takip ediyoruz. Aynı zamanda Eskişehir Ticaret Odası Başkanı'yım. Bir ticaret sarayı yapıyoruz, bir de Ticaret Üniversitesi kuruyoruz. Eskişehir'i ticaret ve eğitim merkezi yapmak için çalışıyoruz.
Sporda Eskişehirspor gözbebeğimiz. Bir zamanlar asbaşkanıydım çok hizmetim geçti. 3.5 milyon dolar para harcadık, 1'inci lige çıkardık. Bu sene de iyi gidiyor. Belki Eskişehirspor'da devam edebilirdim ama küfür yüzünden yemin ettim. Eskişehir'deki maçlarına gitmem. Çok büyük küfür ettiler. Eskişehirspor inşallah başarılı olur da şehir dışındaki maçlarına gideriz. Spor böyle nankör bir şey.
1995-96'da oraya 10 milyon para yatırdım. 200 kişi çalışıyordu, şimdi bin 500 kişi çalışıyor. İplik makinalarını sokağa attık. Bu makinaları gelişmemiş şehirlere birisine hibe edeceğim dedim, gelip kimse almadı. Kiloyla hurdacıya sattık, 50 bin liradan. Makinalar bakımlı, çalışan makinalardı. İşçiliğin ucuz olduğu bir yerde o makinalar iş yapacaktı.
Bugün toplam 5 bin kişiye ekmek veriyoruz. 35 yıldır yanımızda çalışan insanlar var. Hedefimiz devletimiz milletimiz için çalışmak. "Rabbena, hep bana" demek yok.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.