Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, AK Partili Özlem Zengin’e yönelik sözleri üzerinden CHP’li Özkoç’u eleştirdi. “Bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım” diyen Erdoğan, “Beştepe’ye giden CHP’li” iddiasını da bir kez daha yalanladı. Ekonomide toparlanma sürecinin devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, “Bırakın doları moları; paramıza, Türk Lirası’na dönelim” çağrısı yaptı. Erdoğan konuşmasının sonunda Türkiye tarafından üretilen milli füze Bozdoğan’ın test atışlarını gösterdi.
Erdoğan özetle şunları söyledi: Türkiye’nin ikinci büyük partisinin gündemi ise bambaşka. Önce bir grup başkanvekili TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti’yi temsil eden grup başkanvekilimize “bu hanıma haddini bildirin” diyor. Bir de “ulan” diye ifade kullanıyor. Şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil parlamentonun içinde de var. Bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Bunun adımlarını atmak lazım. Yapamazsak Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosuna yazık olur. Bunun temizliğini yapmalıyız. grup başkanvekilimiz kişisel haklarını savunmak için gerekeni yapacaktır.
Bu zat dokunulmazlığımdan vazgeçiyorum, gereken yapılmalı demelidir. Yüreğin varsa dokunulmazlığı kaldır, hukukta gereken mücadeleyi verelim. Kadına şiddet diyeceksin karşı çıkacaksın, tokat atanlar diyeceksin karşı çıkacaksın, bunun istismarını yapacaksın. TBMM’de benim dokunulmazlığım var; ‘ulan’ diyeceksin, ‘haddini bildirin’ diyeceksin. Biz bunları görmek istemiyoruz. Türkiye demokrasisine sahip çıkarak 28 Şubat zihniyetini gömmüştür. Ama bunun kalıntılarının varolduğunu Meclis’teki tartışmayla görmüş olduk.
Güya bir CHP’li casus filmlerine taş çıkartacak senaryo ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelip bizimle görüşmüş. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir, herkes gibi CHP’liler de gelebilir. 15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için Külliye’ye değil ama partimize gelmiştir. Sayın İnce ile orada bir görüşme yaptık. Sayın İmamoğlu da geldi onu da kabul ettik. Tüm büyükşehir belediye başkanlarını da kabul ettik. Külliye benim şahsi malım değil milletin varlığıdır. Son günlerdeki tartışma bambaşka mecralarda cereyan ediyor.
Londra’da tedavi gören ve örnek olamayacak bir gazeteci var. Buna göre 9 Kasım’da bir CHP’li plakası değiştirilmiş bir araçla Külliye’ye gelip bizimle görüşmüş, farklı plakalı bir araba ile gitmiş. Görüşmede biz ‘Senin CHP Genel Başkanı olman gerekir’ demişiz. Bu iddianın neresini düzeltelim bilemiyoruz. Gizli saklı hiçbir CHP’li yanımıza gelmedi. Bunlar Külliye’yi kendi merkezleri gibi sanıyor. Kimseye genel başkan olma telkininde bulunmadım çünkü Sayın Kılıçdaroğlu’dan daha ideal genel başkan olmaz. CHP’nin başında kimin olduğundan bize ne. Olmayan görüşmeyi ortaya atan gazeteciyi siciline bakarak mazur görebiliriz. Bugünkü yazısında özür dilemiş. Bizden de özür dilemiş, teşekkür ederiz.”
Külliye’deki CHP’li iddiaları üzerine açıklama yaparak, “Bu iddia doğrudur” diye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Erdoğan “onurlu bir siyasetçinin yapacağı iş özür dilemek” dedi. Erdoğan şöyle devam etti: Bu iddianın üzerine ‘doğrudur’ diyerek adeta tüy diken genel başkan ne yapacak? Peki CHP Genel Başkanı’na ne demeli? Kendisi hata ettim, özür dilerim diyemedi. Kendisi CHP’nin başına bir kaset kumpasıyla geldiği için orada kalmanın yolunu da benzer yöntemlerde arıyor. Külliye’ye gelen CHP’li iddiası da ortada kaldı. Yazıyı yazan haber kaynağım bu kişidir diyor. O kişi de kaynağım CHP’den biridir diyor. CHP kumpas kuruldu diyor. Yeni bir senaryo daha çıktı, yatta bir aradaydılar. Şimdi onlar da birbirini suçluyor. Bu iddiayı ortaya atan Sayın İnce de onlar kendilerini daha iyi biliyor diyor. İddianın sahibi belli değil, doğrulayan belli değil. En sonunda işi yandı bitti kül olduya getirdiler. Onurlu bir siyasetçinin yapacağı iş özür dilemektir. İçi boş ithamlarla ülkemizi meşgul ettikleri için milletimizden özür dilemeliler.”
Erdoğan, “Bunca yıl başbakanlık yaptım, cumhurbaşkanlığı yaptım en çok hayıflandığım konulardan biri, şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır” dedi. Erdoğan, “Bunca yıl Başbakanlık yaptım, Cumhurbaşkanlığı yaptım. En çok hayıflandığım konulardan biri şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır” dedi. Erdoğan şöyle devam etti: “Mahalli seçimlerde kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini iyice bozdu. İşte görüldüğü gibi aradan 7 ay geçmeden kendilerini yerden yere atmaya başladılar. Şimdi ne diyorlar biliyor musunuz? Biz diyorlar, bu şartlarda Ankara’yı yönetemeyiz. Eğer parayı yönetme kabiliyetin varsa o zaman bu adımı atarsın. Aynı şey İstanbul için geçerli. Biz de bu mesleği icra ettik. İstanbul’da üç ay gibi bir süre sonra havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru yürüyor. Mademki bu horona girdin, işi yapacaksın.”