Savunma projelerini yabancı firmalara sızdıran casusluk çetesinden çok gizli askeri bilgiler ele geçti. Yabancı firma temsilciliği yapan Emre Özlük’ün bilgisayarındaki bir belgede Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki uçak ve helikopterlerin yıllık uçuş saatleri bulundu. Bir diğer belgede ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki mühimmat sayısı yer alıyor.
ABDULLAH SARİCA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki (DKK) milli projelerin ihale bilgilerinin yabancı firmalara sızdırılmasıyla ilgili 11 sanık hakkında hazırlanan iddianamede dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.
Yabancı firma temsilciliği yapan şirket çalışanı sanık Emre Özlük’ün bilgisayarında, Türkiye’nin harbe hazırlık seviyesi ve savaş stoğunu deşifre eden, bu yönüyle yabancılarla paylaşılması casusluk niteliğinde olan çok sayıda gizli belgeye rastlandı.
Özlük’ün bilgisayarındaki bir Word belgesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki hava araçlarıyla ilgili gizli bilgilerin bulunduğu bir tablo tespit edildi. Tabloda, uçak ve helikopterlerin yıllık yaptığı uçuş saat ve yüzdelerinin yer aldığı anlaşıldı.
Başsavcılık, bu belgelerle ilgili şu tespiti yaptı:
“Bu bilgilerin paylaşılması ile sahip olunan hava araçlarının gövde ömürleri, harbe hazırlık seviyeleri ve muharip etkinlikleri gibi kritik ve önemli bilgilerin açığa çıkarılabileceğinin değerlendirildiği, uçak sayıları olan ibareler ve tablodaki açıklamaların, mühimmat durumu, uçak durumu, uçuş saatleri tablosunda geçen ‘gerçekleştirme yüzdeleri’ne ait bilgilerin gizli olduğu anlaşılmıştır.”
Bir başka Word belgesinde ise DKK envanterindeki mühimmat miktarına ilişkin toplam sayılar tespit edildi. Gizli bilgi seviyesindeki torpidoların türü ve sayılarına yer verilen metindeki
“Türkiye’nin savaş stoku ortalama ... adet civarında torpidodan oluşuyor”
ifadesi, ihanetin boyutunu gözler önüne serdi. Bu konuda SSB ve DKK’dan alınan raporlarda, “
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın torpido türüne, sayısına ve savaş stoğu ortalamasına ilişkin bilgilerin Emre Özlük’te bulunmaması gereken ve devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgiler kapsamında değerlendirildiği anlaşılmıştır”
tespiti yapıldı. Özlük’ün belgelerinden ayrıca Türkiye’ye yönelik olası bir KBRN saldırısı karşısında savunma ürün tedarikini ortaya koyan, nükleer, biyolojik ve kimyasal malzeme envanter durumuna ilişkin bilgiler de çıktı.
26 Kasım 2020 tarihli bir dokümanda, DKK’nın müteakip döneme yönelik Anadolu ve Trakya LHD platformları (çok maksatlı amfibi hücum gemileri) için ihtiyaç bildirebileceği düşünülen gizli mahiyetli helikopter miktarlarının bilgisi bulundu. Belgede, önümüzdeki birkaç yıl içinde bu görev için kaç adet helikopter alımının ihtiyaç listesine girdiği bilgisi yer alıyor. Dikkat çeken bir başka doküman ise TSK’nın tüm ihtiyaç ve stratejilerini içeren On Yıllık Temin Tedarik Planı’nın (OYTEP) belli kısımlarının yer aldığı belge oldu.
Bu belgede, silah, teçhizat ve mühimmatların alımı ile envanterdeki araç gereçlerin bakımı için ayrılan bütçenin yazılı olduğu görüldü. TSK’nın hangi projeye hangi oranda bütçe ayırdığını deşifre ederek savunma ihtiyaç ve stratejilerini ortaya koyan söz konusu belgenin Özlük’te olmaması gerektiği vurgulandı.
Söz konusu bilgilerin, TSK’nın gelecekte sahip olacağı yetenek ve kabiliyetlere karşı hasım unsurlarca karşı tedbir geliştirme ihtimali bakımından oldukça önemli zaafiyet ve sakıncalar doğurabileceğine işaret edildi.
Ülke menfaati açısından sıkıntılı
Emre Özlük’ün, dosyanın sanıklarından olan patronu Mustafa Sırrı Akın ile yapacağı görüşme öncesi bazı konularla ilgili değerlendirmelerde bulunduğu bir belge hazırladığı belirlendi.
Türkiye’nin yürüttüğü savunma sanayii projelerine yönelik son duruma ilişkin analizlerin bulunduğu, bu analizler içinde Rusya ile Türkiye arasında uçak projeleri üzerinden görüşmeler yürütüldüğüne ilişkin iddiaların yer aldığı görüldü.
Bu belgeyi inceleyen Hava Kuvvetleri bilirkişi değerlendirmesinde, söz konusu bilgilerin gerçeği yansıtmadığı vurgulandı. Raporda, “Gerçeği yansıtıp yansıtmadığına bakılmaksızın, NATO üyesi olan ülkemizin NATO dışındaki farklı ülkelerle yaptığı veya yapacağı görüşmelerin açıklanıyor olmasının, ülke menfaatleri açısından olumsuz sonuçlara neden olabileceği dikkate alındığında, yabancı şahıslara aktarılmasının uygun olmadığı” değerlendirmesi yapıldı.