Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis ile basın toplantısı gerçekleştirdi. Çavuşoğlu, "Yunanistan'ın da aklı selim davranması lazım. Kim Oruç Reis'i taciz etme girişimlerinde bulunursa, bunun karşılığını alır. Ama Yunanistan 'kuralları ben belirlerim, ondan sonra oturalım' diyorsa, bu böyle işlemez" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, "Fransa'nın özellikle gerginliği artırıcı adımlardan kaçınması gerekiyor. Kabadayılıkla bir yere varamazlar" açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin, "Yunanistan'ın aklıselim davranması lazım. Oruç Reis gemimizi taciz etme gibi girişimlerde bulunmasın. Karşılığını alır" dedi.
- Bakan Çavuşoğlu, İsviçre'ye yaptığı resmi ziyaret kapsamında, mevkidaşı Ignazio Cassis ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın, Doğu Akdeniz'de Mısır ile yaptığı anlaşma ve Oruç Reis'i taciz etme girişimlerine yönelik, "Yunanistan'ın böyle bir adım atması kabul edilemez. Bu noktada suçlanacak bir ülke varsa o da Yunanistan'dır. Yunanistan'ın aklıselim davranması lazım. Oruç Reis gemimizi taciz etme gibi girişimlerde bulunmasın. Karşılığını alır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu konuda her zaman diplomasiden yana olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz her zaman siyasi diyalogla barışçıl yoldan tüm meselelerin halledilmesinden yanayız. Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) da 'Tüm ülkelerle oturup Doğu Akdeniz'de herkesin kabul edebileceği, hakça paylaşım konusunda iş birliğine ve anlaşmaya varız.' dedi ama Yunanistan 'Kuralları ben belirlerim, ondan sonra gel oturalım.' diyorsa bu böyle işlemez. Bunun da hem masada hem sahada işlemeyeceğini gösterdik."
Fransa'nın Doğu Akdeniz'de gerginliği artırmaya yönelik adımlarına da değinen Çavuşoğlu, "Fransa'nın özellikle gerginliği artıracak adımlardan kaçınması lazım. Böyle kabadayılıkla bir yere varamazlar. Bu tür adımların da Türkiye üzerinde bir etkisinin olmayacağını söylemek isterim." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği'nin (AB) güvenilir bir örgüt olarak diyaloğu ve diplomasiyi desteklemesi gerektiğini de bildirdi.
"BAE, bölgenin istikrarsızlığı için sürekli çaba sarf eden bir ülke"
Çavuşoğlu, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında yapılan normalleşme anlaşmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu anlaşmanın yanlış olup olmadığına bakmak için Filistin'in tepkisine bakmak gerektiği yanıtını verdi.
- Filistin'in çok şiddetli şekilde bu anlaşmaya karşı çıktığını hatırlatan Çavuşoğlu, dolayısıyla, bu anlaşmayı desteklemenin mümkün olmadığının altını çizdi.
Bu anlaşmanın amacının, sözde "Yüzyılın Anlaşması"nı desteklemek için ABD'nin öncülüğünde yapıldığını ve Yüzyılın Anlaşması'na destek bulmak olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Bu anlaşma aynı zamanda iki devletli çözümü adeta ortadan kaldırmaya yöneliktir" dedi.
Çavuşoğlu, öte yandan, İsrail-BAE anlaşmasıyla BAE'nin tek taraflı şekilde Arap Barış İnsiyatifini ortadan kaldırmaya çalıştığına işaret ederek, bunun Filistin davasına hizmet eden bir anlaşma olmadığını kolaylıkla söyleyebileceklerini aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, "Zaten Abu Dabi yönetimi, yıllardır Filistin yönetimini zayıflatmak için (Hamas ile Fetih Hareketinden ihraç edilen Muhammed) Dahlan'ı iş başına getirmek için her türlü oyunları çevirdi. Orayı zayıflatıyor. Niye? İsrail'in işgal planına destek olmak için yapıyor. (BAE) Bazı Arap ülkelerine de özellikle Filistin konusunda 'Sessinizi falan çıkarmayın.' diye baskı yapan bir ülke. Bölgenin istikrarsızlığı için sürekli çaba sarf eden bir ülke. Dolayısıyla kendi çıkarları için ya da kendi çıkarları uğruna Filistin davasına ihanet ettiğini de açık ve net şekilde söylüyoruz."
Cassis'in geçen yıl Türkiye'ye ziyaretinin karşılığı olarak İsviçre'ye gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki diyalog ve iş birliğinin devamı arzusunda olduklarını söyledi.
- Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki bağların tarihi ve çok boyutlu olduğuna dikkati çekerek, "Burada yaşayan vatandaşlarımız bizim için önemli bir dostluk köprüsüdür" diye konuştu.
Mevkidaşı ile iki ülkenin terörle mücadele konusunda iş birliğininin artırılmasına yönelik konuları da ele aldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Burada yaşayan vatandaşlarımıza yönelik özellikle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve bölücü terör örgütü PKK destekçilerinin veya üyelerinin ciddi taciz ve saldırıları var. Ayrıca Zürih Başkonsolosluğumuza da sürekli PKK'lıların fiziki saldırıları var. Bu konularda birlikte adım atmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
- "İkili ticaret hacmimiz pandemiye rağmen geçen yıla göre yüzde 30 arttı"
Kovid-19 salgınına rağmen iki ülkenin ticaret hacminin artmasına işaret eden Çavuşoğlu, "İkili ticaret hacmimiz pandemiye rağmen geçen yıla göre yüzde 30 arttı. Bu yıl içinde gerçekten inanılmayacak bir rakam. Bu da iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, İsviçre'nin Türkiye'deki yatırım miktarının 3 milyar doları aştığını, Türk firmalarının İsviçre'deki yatırım miktarının ise 1 milyar dolar olduğunu belirtti.
"Pandemi döneminde bile İsviçre'den Türkiye'ye turist geliyor"
Çavuşoğlu, geçen yıl 310 bini aşkın İsviçrelinin Türkiye'yi ziyaret ettiğini dile getirerek, "Pandemi döneminde bile İsviçre'den Türkiye'ye turist geliyor. Özellikle bu süreçte, İsviçre'nin Türkiye'yi riskli ülkeler grubuna dahil etmemesi önemli. İsviçre'den Türkiye'ye gelen turist sayısının bu aylarda her gün arttığını görüyoruz. Uçak seferlerinde de artış var" ifadelerini kullandı.
- Salgın döneminde Türk vatandaşlarının da İsviçre'yi ziyaret edebilmeleri gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, bu konuda taleplerini mevkidaşına ilettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, salgın döneminde İsviçre ile sürekli iş birliği içinde olduklarını belirterek, ülkedeki 360 Türk vatandaşının tahliyesi için verdikleri destek dolayısıyla teşekkürlerini iletti.
Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğü konusuna da değinen Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu konularda bir problemi olmadığını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önemli olan burada teröristlerle, darbecilerle diğerlerinin ayırt edilmesidir. Türkiye'de akreditasyonlarla ilgili izlenen bir süreç var ve bu sadece İsviçreli gazeteciler için değil. Bu prosedürden sonra akreditasyon işlemleri yapılıyor. Bahsettiğiniz İsviçreli gazeteci için bu süreç tamamlandı. Akreditasyon verildi. Kendisi çalışmaya devam edecek."
İsviçre'nin bölgesel ve küresel konularda dengeli bir ülke olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, İsviçre'den herhangi bir ara buluculukla ilgili bir teklif geldiğinde buna prensip olarak "evet" cevabını verdiklerini dile getirdi.
Çavuşoğlu, mevkidaşı ile Suriye konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını, ayrıca kendisine Doğu Akdeniz'deki güncel gelişmeleri ve Türkiye'nin tutumunu anlatan mektup verdiklerini aktardı.
"İnsani ve göç konusunda üstlendiği sorumluluklar için Türkiye'ye teşekkür edilmeli"
Çavuşoğlu, "Türkiye, Orta Doğu'da bir askeri güç olacak mı?" sorusu üzerine Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığını, gittiği her yere adalet götürdüğünü, adalet ve barış için çalıştığını ifade etti.
- Bakan Çavuşoğlu, "Bizim yanı başımızda, Suriye'de barış için, özellikle 4 milyon Suriyeli göçmen ve artı içerideki yerinden edilmiş 7 milyon insan için yaptığımız çabaları görmezden gelir, Türkiye'nin yaptığı çabaları görmezden gelip, Türkiye Suriye'de derseniz bu haksızlık olur" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) ve Libyalılar tarafından kabul edilen meşru hükümetle çalıştığını söyleyen Çavuşoğlu, "Bugün Türkiye'nin desteği olmasaydı bu savaş Trablus içinde, şehir içinde bir savaşa dönüşecekti ve 10 sene daha devam edebilirdi" dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya'da askeri konuşlanmayla ülkeyi ele geçirmek gibi bir derdinin olmadığını belirterek, bölgenin siyasi istikrarının herkes için önemli olduğunu ve Türkiye'nin bunun için çalıştığını dile getirdi.
Türkiye'nin bölgede ortaya koyduğu tutumların açık ve şeffaf olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Türkiye'nin tüm bu konulardaki katkıları, ayrıca insani ve göç konusunda üstlendiği sorumluluklar için ancak Türkiye'ye teşekkür edilmelidir." diye konuştu.
Serbest Ticaret Anlaşması
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) Devletleri arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) şartlarının günümüz koşullarında revize edilmesi gerektiğini belirterek, bunun ticaretin arttırılması için de önemli olduğunun altını çizdi.
- Çavuşoğlu, söz konusu anlaşmanın şu an uygulanmamasının insan hakları konusuyla da ilgisi olmadığını söyledi.
İsviçre'nin onay sürecini tamamladığını ancak henüz Norveç'e bildirimde bulunmadığını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'de de anlaşmanın komisyondan geçtiğini ve Meclis Genel Kurulunda onaylanması gerektiğini ifade etti.
Anlaşmanın kısa süre içinde Türkiye'de de onaylanacağını ve sonrasında eş zamanlı olarak Norveç'e de bildirimde bulunulacağını aktaran Çavuşoğlu, böylelikle anlaşmanın daha sonra uygulamaya geçebileceğini bildirdi.