Enkaz altından bir kişiyi daha sağ çıkarabilmek için canını da tehlikeye atan madencinin “Bizim canımız yok şu anda. Bizim canımız Türkiye” sözleri 85 milyonun duygusunu özetliyor. Antakya’da canla başla çalıştıktan sonra dinlenmek için 1-2 saatliğine uyku tulumuna giren Mehmetçik’in sıra sıra dizilmiş halleri de “Canımız Türkiye” diyor.
Devlet, millet ve STK’lar el ele depremin etkilediği 10 şehri yeniden ayağa kaldırmak için canla başla mücadele veriyor. Bir yandan enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları sürerken, diğer yandan evsiz kalanlara çadır/konteyner kentler kuruluyor. Yardım dağıtımı ve arama kurtarma çalışmalarında emek veren ekipler, sokaklara serdikleri karton ve battaniyelerin üzerinde; kamp çadırlarının içinde dinleniyor. Türkiye’deki seferberlik ruhunu araba kurtarma çalışmalarına katılan bir madencinin “Canınızın tehlikeye girmesinden korkmuyor musunuz?” sorusuna verdiği şu cevap durumu özetliyor: Bizim canımız yok. Canımız Türkiye….
UMUDUN PEŞİNDEN GİTTİLER
Depremin ardından 8 gün geçmesine rağmen arama kurtarma ekipleri enkazları tek tek dolaşarak bir can daha kurtarabilmenin mücadelesini verdi. Dün Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Malatya ve Kahramanmaraş’ta 500’e yakın enkazda çalışmalar devam etti. Günlerdir uyumadan zamana karşı yarış yürütülen ekiplerden, sevinç gözyaşlarına neden olan kurtuluş haberleri geldi.
HER CAN BİZE UMUT OLUYOR
Kurtarma çalışmalarına katılan bir madenci, sahadaki ruhu ortaya koydu. Madencimiz, bir gazetecinin “Hiç canınızı düşünmüyor musunuz o tehlikeli anlarda?” sorusuna “Bizim canımız yok şu anda. Bizim canımız şu anda Türkiye. Bizim için sorun yok. Sonuna kadar. Enkaz altındaki her can bize umut oluyor” karşılığını verdi.
BİNLERCE ÇADIR KURULDU
- Hayatta kalanlara barınak sağlamak ve insani ihtiyaçlarını karşılamak için de büyük yarış devam etti. Diyarbakır’a 4 bin 200, Adıyaman’a 6 bin, Hatay’da 3 bin 500, Kahramanmaraş’ta 4 bin çadır ve konteyner kuruldu. Kilis ve Malatya’da çadır kent kurulumu devam etti. AFAD, Kızılay, belediyeler, Jandarma ve STK ekipleri ile gönüllüler Türkiye’nin dört bir yanından gelmeye devam eden yüzlerce tır yardımı havadan/karadan ihtiyaç sahipleri ile buluştururken yaklaşık 20 bini doktor olmak üzere 150 bin sağlıkçı da hastanelerde ve toplanma alanlarında şifa dağıttı.
27 BİN 630 NEFER SAHADA
Afetin yüküne omuz veren kurumlardan birisi de Türk Silahlı Kuvvetleri oldu. 27 bin 630 neferi ile bölgede olan Mehmetçik, bir yandan arama kurtarma çalışmalarına katıldı, diğer yandan asayişin sağlanmasına ve çadır kentlerin kurulmasına yardım etti. Havadan-karadan yardım dağıtımında da yine Mehmetçik vardı. Deprem boyunca gece gündüz demeden ter döken Mehmetçik’in büyük özverisini Albayrak Medya’nın Lagari Drone Yarış Takımı ile Hatay’da çektiği bir fotoğraf karesi ortaya koydu. Neredeyse 24 saat boyunda gözünü bile kırpmadan depremzedelerin yaralarını saran askerler, öğle saatlerinde yerlerini yeni silah arkadaşlarına bırakarak istirahate çekildi. Elleriyle kurdukları çadırları açıkta kalmasınlar diye depremzedelere bırakan Mehmetçikler, Antakya Küçük Sanayi Sitesi’nin hemen artasındaki boş alanda uyku tulumlarına sarılarak dinlendi. Mehmetçikler birkaç saatlik istirahatin hemen ardından yeniden göreve devam etti.
SİZ AĞLARKEN GELMESEK OLMAZDI
Türk halkının seferberliğine yurt dışından da destek geldi. İran’ın Doğu Azerbaycan eyaletinde yaşayan Muhammed Abdullahiyan, 28 Ocak’ta 5,8 büyüklüğünde bir depremle sarsılan İran’ın Hoy kentindeki arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Abdullahiyan, evine döndükten sadece bir gün sonra üstündeki kıyafetleri dahi çıkaramadan bu sefer başka bir deprem bölgesine Türkiye’ye doğru yola çıktı. İran’ın Doğu Azerbaycan eyaletine bağlı Karadağ bölgesindeki Ahar kentinde yaşayan ve bir madende çalışan Abdullahiyan, her türlü afet sonrası arama kurtarma çalışmalarında yer aldığı için memleketinde “Tüm olayların adamı” lakabıyla tanınıyor. İranlı gazeteci Rıza Talibi’ye konuşan Abdullahiyan, Türkiye’ye gelebilmek için gereken yol parasını eşinin kolundaki bileziği satarak temin ettiğini söyledi. Abdullahiyan, “Eşimin bileziğini sattım. Sınıra geldim, paramı Türk Lirası’na çevirdim. Oradan da buraya geldim. Türkler sağ olsunlar. Üzerimde arama kurtarma elbiselerini gördüler Van’a kadar ücretsiz getirdiler. Siz ağlarken bizim gelmememiz olmazdı. Siz bizim kardeşimizsiniz. Bu niyetle geldik. Mutlu ve acı günde birlikte olmak için.” dedi.