Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandıkları gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan, aralarında subayların da bulunduğu 52 asker hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan on beşer yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan 3 ayrı iddianame, mahkemece kabul edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü ve Ergun Güçlü tarafından tutuklu şüpheli 52 asker hakkında hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 3 ayrı iddianamenin detayları ortaya çıktı.
FETÖ'nün yapılanması ve eylemlerine ilişkin bilgilerin yer aldığı iddianamede, örgütün TSK'daki örgütlenmesi şöyle anlatıldı:
FETÖ'nün kadrolaşmak için en fazla önem verdiği kurumun Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu, örgütün astsubay, subay ve diğer personel olmak üzere her kademede kadrolaştığı belirtilen iddianamede, ''Askeri liseler, askeri harp okulları ve harp akademilerinde gerçekleştirilen sınavlarda usulsüzlükler yapılmıştır. Sınav soruları, Fetullahçı gruba sınav öncesi sızdırılmıştır. Bütün sınavlarda, bu örgüt üyeleri önceden elde ettiği soruları çözerek, başarı sağlamıştır. Örgüt mensuplarına avantaj sağlanarak, bu şekilde TSK bünyesine katılan örgüt üyeleri, askeri disiplin ve hiyerarşi dışında ayrı bir disiplin ve hiyerarşik örgütlenmeye de bağlı olarak çalışmaktadır.'' denildi.
İddianamede, örgütün, kadrolarını general ve amiral yapmak, TSK'nın üst yönetimini ele geçirmek için soruşturma ve davalar açtırdığı ifade edilerek, ''Bu örgütten olmayan albay, amiral ve general kadrosunu tasfiye etmiştir. 'Ergenekon', 'Balyoz', 'Askeri casusluk' ve benzeri davalar, TSK içerisindeki diğer görüşteki askeri bürokrasinin tasfiyesi için açılmıştır. Gizlice örgütlenen FETÖ mensupları, albay ve general kadrolarına terfi ettirilmiş ve bu yolla önleri açılmıştır.'' değerlendirilmesi yapıldı.
FETÖ üyesi subayların önünü açmak ve etkili yerlere gelmelerini sağlamak için örgütün ikinci yöntem olarak disiplin soruşturmalarını kullandığına işaret edilen iddianamede, örgütün TSK içerisinde kendinden olmayan kişilere disiplin soruşturmaları açtırıp, kendisinden olmayan herkesi düşman kabul ederek TSK içinden ayıkladığı kaydedildi.
İddianamede, örgütün TSK'ya yerleştirdiği mensupları aracılığıyla orduda kendisinden olmayan diğer grupların önünü kesebilecek, örgüt karşıtı olabilecek ve örgütü asla kabul etmeyecek başarılı öğrencileri okullardan atmak için her türlü yola başvurduğu anlatılarak, FETÖ mensuplarının kendilerinden olmayan kişilere karşı, etkili olarak kullandığı bir diğer metodun baskı uygulaması olduğu ifade edildi.
Organize ve sistematik şekilde birlikte hareket eden TSK içerisindeki örgütlü yapının, baskı uygulayıp kişileri emekliliğe ve istifaya zorladıkları bilgisi verilen iddianamede, askeri hakimler ve askeri pilotlar üzerinde binbaşı, yarbay ve albay seviyesinde baskı kurulduğu, askeri pilot maaşlarının özellikle düşük tutulması sağlanarak kalifiye pilotların sivil hava yolu şirketlerine geçmelerinin sağlandığı aktarıldı.
İddianamede, sicilleri bozulan, terfisi engellenen, şikayetlerle yıpratılan ve FETÖ'nün gücünden korkanların ayrılmak zorunda kaldığı belirtilerek, uygulanan baskı neticesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığında bu yapıdan olmayan veya bu yapıya boyun eğmeyen askeri pilot bırakılmamaya çalışıldığı savunuldu.
İddianamede, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 7 Kasım 2016 tarihli yazısı üzerine, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca münhasıran kullanılan kriptografik haberleşme programlarından "ByLock'' programını kullandıkları tespit edilen 523 asker hakkında soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı.
Aralarında subay ve astsubayın da bulunduğu 52 şüphelinin ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, şüphelilerin örgüte iltisaklarına ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
Şüpheliler Fatih Öztoprak, Hacı Ali Ateş, Fatih Kaya, Hakan Dikiciaşık, İlkay Deniz Coşkuner ve İlker Meriç'in eşlerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen KPSS soruşturmasında şüpheli olduğuna dikkat çekilen iddianamede, bir kısım şüphelilerin annesi ve kardeşlerinin Bank Asya'da hesabı bulunduğu, örgüt elebaşısı Gülen'in talimatı üzerine yüklü miktarda para yatırdıkları ve bu kişiler hakkında şüpheli sıfatıyla ilgili savcılıklarca soruşturma yapıldığı belirtildi.
Bir kısım şüphelilerin aile üyelerinin de örgütün şifreli haberleşme programı olan ''Bylock''u kullandığının tespit edildiği, bu kişiler hakkında ayrı bir soruşturma sürdürüldüğü belirtilen iddianamede, ''Şüphelilerden Aydoğan Ayvaz ve annesi Fatma Ayvaz'ın 'ByLock' programını kullandığı belirlenmiştir. Şüphelinin adına kayıtlı telefon numarası hattı ile FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün tepe yöneticilerinden olan Rıdvan Akovalı isimli şahısla telefon görüşmesi tespit edilmiştir.'' denildi.