FETÖ'nün gizli haberleşme programı Bylock'u kullanan kamudaki şüpheliler tek tek deşifre ediliyor. Buna ilişkin yürütülen soruşturma derinleşirken, programın en aktif kullanıcılarının yer aldığı kırmızı listede bulunduğu öğrenilen Dışişleri Bakanlığı'nda görevli 5 kadın personelden 3'ü tutuklandı, 2'sine ise sağlık gerekçesiyle adli kontrol uygulandı. 2010 ile 2015 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı'na yerleştiği anlaşılan şüpheliler, hakimlik sorgusunda, “Yanlışlık sonucu indirilmiş olabilir", “Arkadaşım indirmiş olabilir", “Programı indirmedim, kullanmadım", “Atatürkçüyüm", “FETÖ ile bir bağlantım yok" gibi gerekçelerle kendilerini savunmaya çalışması dikkat çekti. Adli kontrolle serbest kalan şüphelilerden birisinin KKTC Merkez Bankası Başkanı Bilal San'ın kızı olduğu belirlendi.
Sümeyye Sadıç, Esra Demir ve Büşra Beydoğan tutuklanırken, Banu Demirbaş ve Evren Güler sağlık gerekçesiyle adli kontrolle serbest bırakıldı. Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğince verilen tutuklama kararının gerekçesinde, “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren şüphelilerin ByLock programını kullandığına dair tutanak, savunma tutanağındaki çelişkiler ile diğer deliller, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve değiştirmeye teşebbüs eyleminin yakın ve somut bir tehdit olarak devam ediyor olması, şüphelilerin saklanma veya kaçma şüphesini uyandıran somut olguların varlığı dikkate alınarak ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi" denildi.
Şüpheliler, hakimlik sorgusunda ByLock'u kullanmadığını iddia ederken, programın telefonlarına yüklenmesiyle ilgili ise komik bahaneler sundu. Şüphelilerden Sümeyye Sadıç, hakimlik sorgusunda, Dışişleri Bakanlığı'nda Gıda Mühendisi olarak görev yaptığını kaydederken, “1 Eylül 2016 tarihli KHK ile memurluktan ihraç edildim. Ben ByLock isimli programı cep telefonuma indirmedim, kullanmadım. Bazı arkadaşlarıma şifremi vermiştim, bu şekilde bir karışıklık sonucu bu program indirilmiş olabilir" dedi.
Şüphelilerden Esra Demir ise 2013 KPSS puanıyla Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk ve İhtisas memurluğuna atandığını, 1 Eylül 2016 tarihli KHK ile de ihraç edildiğini söyledi. ByLock'u telefonuna indirmediğini, söz konusu program aracılığıyla kimseyle iletişim kurmadığını öne süren Demir, polislerin evinde yaptığı aramada buluan Fetullah Gülen'in kitaplarını ise, “Bu kitaplar üniversite yıllarında kaldığım yurtta bana verilmişti. Varlığını bile unutmuştum" ifadelerini kullandı. KKTC Merkez Bankası Başkanı Bilal San'ın kızı olduğu anlaşılan şüpheli Banu Demirbaş ise ifadesinde, “Eşim 2015 yılında Başbakanlık Sektörel İzleme Birimi'nde Raportör olarak çalışmaktaydı. Okumuş olduğunuz numara benim üzerime kayıtlıdır. Ancak 6 senedir eşim kullanmaktadır. Ben eşimin telefonunu nereye tamire verdiğini bilmiyorum. Ben ByLock programını cep telefonuna indirmedim, kullanmadım. Babam Bilal San KKTC Merkez Bankası Başkanıdır, beş yıldır bu görevi yürütmektedir, halen görevinin başındadır, bu sene KKTC vatandaşlığını da aldı" şeklinde konuştu.
Tutuklanan Büşra Beydoğan, 2016 Mart'ta Berlin Başkonsolosluğuna muavin konsolos olarak atandığını belirtereki “Eşim de ücretsiz izin alarak benimle geldi. Berlin'de iken açığa alındığımız bilgisi bize ulaştı. 8 Ağustos'ta döndük. ByLock indirmedim, kullanmadım. Benim dışımda bana ait cep telefonuyla eşimin de ByLock programını benim hattımdan kullanmadığını biliyorum." dedi. Şüphelilerden Evren Güler, adli kontrolle serbest bırakıldı. Yarbay eşinin 2012'de Brüksel'deki NATO karargahında kalp krizi geçirerek vefat ettiğini söyleyen Güler, “Ben ByLock indirmedim, kullanmadım, evimdeki internet hattında birileri tarafından böyle bir program indirildiyse herhangi bir bilgim yok" dedi.
FETÖ'nün "Tahşiyecilere kumpas kurduğu" iddiasıyla açılan davada, aralarında Hidayet Karaca, eski emniyet müdürü Ömer Köse'nin de içinde bulunduğu 19 sanığın örgüt içi gizli iletişimde "Bylock" isimli programı kullanıldıkları tespit edildi. Firari sanık Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 33 sanığın yargılandığı davanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında, celse arası mahkemeye sunulan bazı evraklar okundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun mahkeme sunduğu bir yazısında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalar hatırlatıldı.
Geçen celse savunması yarım kalan Karaca söz aldı. Tutuklulukta geçirdiği süreyi hatırlatan Karaca, yayınladıkları dizinin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve ilgili bakanlığın onayından geçerek yayınlandığını, bununla ilgili evrakları mahkemeye sunduğunu savunarak, "Ben bu davanın konusunun, suç teşkil edip etmediğini sormuyorum. Dizi olmasaydı söz konusu yayın gerçekleşmeseydi emniyet operasyon yapmayacak mıydı? Polisin, savcının, hakimin yanlış yapıp yapmadığını sormuyorum. Emniyetin yaptığı operasyonun diziyle alakası yok" diye konuştu.