Büyükada’da Alman ajanlarının da katıldığı ihanet toplantısı ile ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı. 11 şüpheli hakkında “Silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede Kılıçdaroğlu’nun başlattığı sözde adalet yürüyüşünden 2. Gezi Parkı ayaklanması çıkarmak için çalışmalar yapıldığına dikkat çekildi.
Büyükada’daki toplantıya ilişkin aralarında Alman vatandaşı Peter Frank Steudtner ile İsveç vatandaşı Ali Ghravi’nin de bulunduğu 8’i tutuklu 11 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede şüphelilerin ‘Çalışma atölyesi’ adı altında düzenlediği Büyükada’daki toplantının Gezi Parkı eylemleri gibi toplumsal kaos oluşturacak hareketler için çalışma yapmak olduğuna vurgu yapıldı.
Toplantı sırasında kişisel telefon ve bilgisayarların nasıl gizli şifreleneceğinden, polisin eline geçmesi halinde çoğu kişinin yanacağından bahsedildiği iddianamede yer aldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırmayı amaçlayan FETÖ, PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası stratejik işbirliğine gittiklerine değinildi. Şüphelilerin de bu 3 örgüte üye olan kişilerle yoğun irtibat halinde olduklarına dikkat çekildi.
Özlem Dalkıran’a ait dijitallerin incelemesi sonucu yapılan tespitler de iddianamede yer alırken, ‘İstanbul Hayır meclisleri buluşması Tartışmalar’ isimli bir Word belgesi bulundu. Belgede CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı sözde Adalet yürüyüşünün İstanbul’da değil de Edirne’de sonlanması gerektiği belirtilirken, “İlçelerde adalet yürüyüşlerini yayabiliriz. Yaz boyu ne yapacağız? CHP yürüyüşe başladı heyecanlandık. Niye? Kitleler sokağa çıkacak diye” ifadeleri yer aldı.
Söz konusu yazışmada ayrıca ‘Program olarak tek şey geliyor aklıma, AKP’den kurtulmak. Sokak ve örgütlenmek önemli ama bunlar araç. Bizim hedefimiz AKP. Gezi de dahil hiçbir büyük kalkışma cephe kurarak salonlarda bildiriler hazırlayarak olmadı. Tahrir de böyle olmadı” gibi halkı sokağa taşıyacak söylemlerde bulunulduğu belirlendi. İddianamede bu kısım şüphelilerin yakalanması sırasında gerçekleşen ‘Adalet’ yürüyüşünün Gezi parkı olayları gibi şiddet içeren ve toplumda kaos oluşturacak olaylara dönüştürülmesinin amaçlandığı ifade edildi.
- ByLock’u Kamış yükledi
- İddianamede Bylock kullanıcısı Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç’la ilgili de ayrıntılı tespitler yer aldı. Kılıç’ın söz konusu toplantıya katılmadığı belirtilen iddianamede Bylock kullanması nedeniyle İzmir’de tutuklu bulunduğu kaydedildi. Kılıç’ın telefonuna programın eniştesi Zaman Gazetesi yazarı firari Mehmet Kamış tarafından yüklendiği ortaya çıktı. Kılıç savunmasında eniştesi Kamış’la sürekli beraber olmalarından dolayı programı bilgisi dışında onun tarafından yüklendiğini öne sürdü. Kılıç’ın şüphelilerden İdil Eser ve Günal Kurşun’la yoğun iletişim kaydı bulunduğu iddianamede yer aldı.
