Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Adayları Kura Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'ye FETÖ ve PYD tutumu nedeniyle sert tepki gösterdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Türkiye, 15 Temmuz gecesinin ardından bir kaos yaşamamışsa bunu, 17-25 Aralık darbe girişiminin önüne de geçilmesine borçludur. Şayet 17-25 Aralık girişiminin ardından yargıda ve emniyet teşkilatında gerekli operasyonları yapmamış, tedbirleri almamış olsaydık, 15 Temmuz'un rengi çok daha farklı olabilirdi.
FETÖ üyelerinin temizlenmesi çalışmalarında en hazırlıklı yer adalet teşkilatı oldu. Şu ana kadar örgütle iltisaklı, 3 bin 456 hakim, savcı ile yüksek yargı organı üyesi meslekten çıkarılmıştır. Bunların dışında meslekten uzaklaştırılan ancak yapılan inceleme neticesinde haklarındaki iddiaların mesnetsiz olduğu anlaşılan 198 hakim, savcı da görevlerine iade edilmiştir.
Zaman zaman 'Efendim, mağdurlar var' deniliyor. Kusura bakmayın mağdur filan yok. Niye yok? Bütün mesele yargı, kolluk kuvvetleriyle birlikte burada samimi davrandığı sürece burada mağdur yoktur. Burada bazı yanlışlar, hatalar olmuyor değil, o da olabilir, doğrudur. Fakat unutmayın ki benim 241 şehidimin hesabını kim verecek?
Şimdi dünyadan bize akıl verenler var, 'Ama bu kadar ismi nasıl biliyorsunuz? Nereden biliyorsunuz? Nasıl oldu da bunları hemen anında toparladınız, apar topar bunları içeri aldınız?' Bana da söylüyorlar. Biz devletiz be. Burası Çatladıkapı Muhtarlığı değil ki, devletiz. Nerede kim var, ne yapıyor bunların hepsini eğer bir devlet bilmiyorsa, onun istihbaratı bunları bilmiyorsa... kusura bakmasınlar.
Bakın 17 yıl oldu, bu kişi (Fetullah Gülen) orada duruyor. 85 koli dosya gitti hala dosyalar gönderiliyor. Şimdi bakanımız arkadaşlarıyla gidecek. Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz, ama onlar böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun? Gün ola harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bir şeyler istediğiniz zaman bu defa da biz, sizlere (hakim ve savcılar) havale edeceğiz. Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz. Bundan sonra böyle.
Hem stratejik müttefik olacağız hem de farklı şeyler konuşulacak. Olmaz böyle bir şey. Bu ülke, ülkendeki bir kişiyi terörist ilan etmişse vereceksin. Vermiyorsan burada bir su kaçağı var demektir. Çünkü karşılıklı suçluların iadesi anlaşması olan bir ülkedir Amerika bizimle. Öyleyse gereğini yapması lazım ama yapmamıştır.
FETÖ, bir şarlatanın hezeyanlarının arkasından gidenlerin ötesindedir. FETÖ, ülkemizdeki ve tüm dünyadaki imkanlarıyla, işte bu süreci Türkiye aleyhine şekillendirme amacıyla kullanılan bir araç haline gelmiştir. Ne yaptılar? Bölücü terör örgütünün başını teslim ettiler, onun yerine bir başka terör örgütünün başını aldılar. Oyun çok sinsi. Bunlara çok dikkat etmemiz lazım. Eğer bu vermeme süreci uzarsa, devam ederse seslendireceğimiz çok hassas şeyler de olacaktır.
Suriye ve Irak'taki insanları bu küresel senaryonun çarkları arasında ezilmekten, Türkiye'yi de benzer bir akıbete uğrama tehdidinden kurtarmak için tüm imkanları kullanacaklarının altını çizen Erdoğan, “Bu mesele, bazı ülkeler için stratejik bir hamleden, karlı bir oyundan ibaret olabilir. Bizim için Suriye ve Irak kaynaklı terör tehdidi, hayati bir öneme sahiptir. Bir tarafta kar-zarar hesabı, diğer tarafta hayat-memat meselesi vardır, bunu iyi görmemiz lazım. Türkiye'nin bölge ile ilişkisini, kendi çıkar hesaplarıyla karıştıranlara mesajım şudur; Terör örgütleriyle iş tutmak, ateşle oynamak gibidir. Bu ateş bizi teğet geçer ama korkarım ki onunla oynayanları cayır cayır yakar, bunun bilinmesi lazım. En son 15 Temmuz'da neler yapabileceğimizi tüm dünyaya gösterdik. Varsa aynı bedelleri göze alanlar, buyursunlar, 'Hodri meydan' diyoruz" dedi.
ABD'de başkanlık seçimi öncesi Demokratların adayı Hillary Clinton'ın “PYD, YPG'yi desteklemeye devam edeceğiz" şeklindeki açıklamasına da değinen Erdoğan, “Çok talihsiz bir açıklama. Bence siyasette böyle bir açıklamayı yapmanın tanımı çok farklıdır. Doğrusu ben bunu bir siyasi acemilik olarak görüyorum. Bunun yapılmaması gerekiyor. Çünkü bölgenin hassasiyetleri farklı. Bu hassasiyetlerin olduğu bir dönemde böyle bir adım atılamaz. Çok yanlış bir adım. Bu verdiğiniz silahlarla siz 600 bin insanın ölümüne neden olduğunuzun farkında değil misiniz? 'Nasıl olsa silahım var, verelim, gökten bombalar yağdırılsın, ne olacak, nasıl olsa ölen Müslüman, ölsün.' Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.
Meslekten ihraçlar yoluyla adalet teşkilatının, terör örgütüne destek verenlerden büyük ölçüde temizlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sistemdeki açıklar devam ettiği sürece, başka örgütlerin de benzer girişimlerde bulunmasının önüne geçilemez. Bunun için öncelikle HSYK üyelerinin seçim usulünde değişiklik yapılması şart. Hiçbir hakim ve savcımızın, HSYK üyelerinin kendi oylarıyla belirlenmesinden memnun olmadığını çok iyi biliyorum. Demokratik gibi görünen mevcut seçim usulü, hakim ve savcılarımız arasında gruplaşmalara, hatta husumetlere kadar varan ayrışma kaynağı haline gelmiştir. Artık bu yöntemde ısrar etmenin anlamı kalmamıştır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ve Irak merkezli oynanan oyunu bozmak için ne zaman bir hamle yapsa, karşısına bir başka terör örgütünün çıktığını vurguladı. Erdoğan, “Terör örgütlerini, tarihlerinin en büyük insan gücü kayıplarını verdirme pahasına ülkemizin üzerine salanlar, bizi bu kritik sürecin dışında tutmayı amaçlıyorlar. Ama farkına varamadıkları bir husus var. O da Türkiye'nin eski Türkiye olmadığı gerçeğidir" diye konuştu. Erdoğan, “Musul konusunda Türkiye'ye terbiye dışı saldırılmasının sebebi bölgede kurulan denklemi bozuyor olmamızdır. Suriye'de Cerablus Harekatı ile DAEŞ balonuna ilk iğneyi batırarak, bunun birinci adımını attık" ifadesini kullandı. Erdoğan, Musul'da bölgeyi kana ve ateşe boğmak için kurulan mezhep çatışması balonunu söndürmekte kararlı olduklarını bildirdi.
AB'ye FETÖ'yü anlattı