“Siyasi cinayetler olacak” iddiasında bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Gel bildiklerini anlat” diyen savcılığın davetini reddetti. CHP lideri gündemi değiştirmek için de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade vermesini ve savcılığın kendisine bilgi, belge göndermesini istedi.
Siyasi cinayet iddiaları tamamen boş çıkam CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez de FETÖ’nün Almanya’dan savurduğu tehditleri örnek aldı. Sosyal medyada FETÖ adına tetikçilik yapan Asım Yıldırım, “Tüm bürokratların dikkatine, hesap vereceksiniz!” videosu ile kamu görevlilerini tehdit etti. FETÖ’nün yurt dışından savurduğu bu tehdidin ardından kamera karşısına geçen Kılıçdaroğlu, “İktidarın değişmesine az kaldı iktidar değiştiğinde soruşturmalar başlayacak ve eminim ki bu bürokratların bir kısmı ‘Emir aldık uygulamak zorunda kaldık’ diyeceklerdir. İşte bunu diyerek sıyrılırım diye düşünen o devlet memurlarına buradan seslenmek istiyorum. Açıkça söylüyorum vazife namına mafyatik düzene hizmet edemezsiniz, kanun dışı emirleri emir olarak telakki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil bu devletin memurlarısınız. Kamil akla gelmeniz için Kılıçdaroğlu amcanızın bu size son çağrısıdır. 18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır” dedi.
HESABI KİME SORDURURSUN?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı paylaşımda “Sarhoş narasıyla kapatmaya çalışan Kılıçdaroğlu, “Heyyt!” demiş. Çok korktuk(!)” dedi. Soylu, “Hesabı yol arkadaşların PKK’nın siyasi taşeronuna mı yoksa FETÖ’ye mi sordurursun. Milletimiz senin “NE” olduğunu, çok iyi biliyor Kılıçdaroğlu...” ifadelerini kullandı.
DEVLET MEMURLARINI HEDEF ALDI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kılıçdaroğlu’nun, açıkça devlet memurlarını tehdit ettiğini bildirdi. Çelik, “Kılıçdaroğlu, son açıklamalarıyla açıkça devlet memurlarını tehdit ediyor. Böylece hukuk dışı bir düzen arayışında olduğunu ifade ediyor. Kendi partisi adına konuşarak, devlet görevlilerine emir vermeye kalkması hukuksuzluktur.” değerlendirmesinde bulundu. Bürokrasiyi seçilmiş hükümete karşı çıkmaya çağırmanın vesayet siyaseti olduğunu kaydeden Çelik, bunun Türkiye’deki adının “Yassıada zihniyeti” olduğunu ve kendisini devletin sahibi zanneden bu zihniyeti tanıdıklarını söyledi.
KİMİ TEHDİT ETTİĞİNE DİKKAT ET
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da şunları kaydetti:
- “Bu çağrıyı 15 Temmuz’dan önce yapsaydın karşılık bulabilirdi, çünkü ortaklarınızın bürokraside amirlerinden değil abilerinden emir alan paralel mahrem yapılanması çağrına cevap verebilirdi. Artık yoklar. Dostlarına da güvenme, onlara güvenenlerin akıbetini Afganistan’da gördük. Bak bayım bu tür sufle tehditleri 11 yıldır yapıyorsun. Ateşle oynuyorsun şunu unutma biz tiyatro diye itibarsızlaştırmaya çalıştığın 15 Temmuz cehenneminden çıktık. Kimi tehdit ettiğine dikkat et. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şerefli bürokratlarından elini çek.”
PKK’YA, FETÖ’YE BU TEHDİT DİLİNİ KULLANABİLİR Mİ?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise şu ifadeleri kullandı:
- “Kemal Bey’in maşallah yine cesareti yerinde. Bu sefer de Türkiye Cumhuriyeti’nin memur ve bürokratlarını tehdit etmiş. Ama nedense bu cesaretin binde birini FETÖ’ye, PKK’ya karşı göremedik. Bir gün mutfağından PKK’ya ve FETÖ’ye bu tehdit dilini kullanabilir mi? Var mı o cesareti?”
İddiaları yine boş çıktı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Siyasi cinayetler olacak’ çıkışının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı önce soruşturma başlattı. Savcılık ardından başlattığı soruşturma kapsamında Kılıçdaroğlu’nun bilgisine başvurmak istedi. Kılıçdaroğlu, savcılığa bilgi vermek yerine avukatı aracılığıyla dilekçe göndermeyi tercih etti. Kılıçdaroğlu, konunun aydınlatılması için önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesinin alınması gerektiğini öne sürdü.
İddiaları ortaya atan ve toplumu geren Kılıçdaroğlu, verdiği dilekçede, “Öncelikle AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın soruşturma konusu yapılan ‘Siyasi Cinayetler ve Tehditler’ özelinde ifadesinin alınmasını, tartışılan konunun aydınlığa çıkarılmasının böylelikle sağlanmasını talep ediyoruz. Talebimiz doğrultusunda Recep Tayyip Erdoğan’ın elde edilecek ifade tutanağı ile diğer bilgi ve belgelerin müvekkil Genel Başkana iletilmesi sonrasında tarafımızca beyanda bulunulacaktır” denildi.
Kılıçdaroğlu’nun ifade vermeye gitmeyerek dilekçe göndermesi akıllarda soru işareti bıraktı. Kılıçdaroğlu’nun bilgi ve belge olmadan bu iddiaya ortaya attığı, delilleri ortaya koyamadığı tespiti yapıldı. Kılıçdaroğlu’nun savcılık soruşturma başlatıp iş ciddiye binince de ifade vermeye gitmemesi ‘İddiaları boş çıktı’ yorumlarına neden oldu.