Fetullahçı Terör Örgütü'nün amaçlarına uygun olarak kurgulanacak ses kayıtlarını elde etmek için devletin zirvesinin kullandığı kriptolu telefonlarının dinlenmesiyle ilgili 12'si tutuklu olmak üzere 28 sanık hakim karşısına çıktı. İddianamede yer alan suçlamalardan birisi de 'elde edilen ses kayıtlarını başka bir yerde depolandıktan sonra TİB veri tabanından silinmesi' olarak gösterilirken, savunması alınan tutuklu sanıkların hep bir ağızdan “Olmayan sesle hükümeti yıkmakla, casuslukla suçlanıyoruz” demesi dikkat çekti.
O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yine o dönem Dışişleri Bakanı olan Başbakan Davutoğlu ile Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu devletin zirvesinin kullandığı kriptolu telefonların dinlenmesiyle ilgili TÜBİTAK ve TİB çalışanı 28 kişi açılan dava, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar TİB eski Başkanvekili Osman Nihat Şen, TİB eski Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu, Ferhat Saraç, Bülent Kocagürbüz, İsmail Bakar, Halil Çiçek, Hamza Demirezen, İmran Ergüler, Özgür Ören, Ayhan Yeni, Ali Osman Tekin, Yunus Şahin ile tutuksuz sanıklar TÜBİTAK eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, Gökhan Vıcıl, Ahmet Boyalı, Hidayet Gencer, İbrahim Kılıç, Barış Yaslan, Seyit Ahmet Öztaban, Erkay Uzun, Adil Biçer, Nur Muhammet Arınç, Cüneyt Koç, Harun Dinç, Ahmet Asım Yağız, Mehmet Akgedik ve taraf avukatları katıldı. Tutuksuz sanıklar İbrahim Barbaros Özcan ve Orhan Üçtepe ise duruşmaya katılmadı.
Dosyada örgüt yöneticisi olarak gösterilen TİB eski Başkanvekili Şen suçlamaları kabul etmedi. TİB'de kripto dinleme yapılmadığını iddia eden Şen, “Kripto dinleme varsa ses nerede. Kan varsa ceset nerede, ben örgüt lideri değilim” diyerek kendini savundu. Kriptolu telefonların IMEI numaralarını TİB'e göndermekle suçlanan isimlerden TÜBİTAK eski personeli Ayhan Yeni ise, kendisinin uygulama geliştirme laboratuvarının sistem yöneticisi olarak gösterildiğini söyleyerek, “Bu yüzden IMEI numaralarına ulaşabildiğim iddia edilmiş. Kesinlikle gerçek dışı. Böyle bir görev tanımım asla olmadı” savunmasını yaptı.Toplamda 12 sanık ile tutuksuz yargılanan Gökhan Vicil'in savunlamaları alınmasının ardından Mahkeme Ferhat Sarac, Ayhan Yeni ve Bülent Kocagürbüz hakında tahliye, diğer tutuklu sanıklarının tutukluluğunun devamına karar verdi.
28 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, TİB Başkanlığı'nda görevli örgüt yönetici ve üyelerinin elde edilen ses kayıtlarını başka bir yerde depoladıktan sonra TİB veri tabanından sildiklerine yer veriliyordu. Bilirkişi heyetinin 3 ay boyunca TİB'in ana binasında yaptığı çalışma sonucu devlet zirvesine ait kriptolu telefonların kayıtlarını bir çoğunu geri getirmiş, bazılarına da ulaşamamıştı. Erdoğan'a ait bazı ses kayıtları muhafaza altına alınmıştı. Dinleme yaparak ve görüşmeleri kayıt altına aldıkları iddia edilen sanıklar ise bilirkişi raporlarına rağmen kriptolu telefonlara dinleme yapılamayacağını ve ses kayıtlarının olmadığını öne sürdü. Sanıklardan bazılarının ise “Olmayan sesle hükümeti yıkmakla, casuslukla suçlanıyoruz” diyerek savunma yapması dikkat çekti.
TÜBİTAK eski personeli olan bir diğer sanık Özgür Ören ise savunmasında, “Kripto yazılımın içinde anahtar ve şifre yok. Yazılımı yazan da tasarlayan da bilmez. İki telefon birbiriyle konuşurken, aradaki veriler değiştiriliyor. Aradaki görüşmeyi biri kaydetse bile çözmek en iyi ihtimalle milyarlarca yıl sürer. Zaten sabit bir anahtar yok” dedi. Mahkeme Başkanı Musa Yeşil'in, “Aynı kriptoya sahip, paralel bir telefon bağlantısı varsayalım. Benim kriptolu telefonum çaldığında o da devreye girip, çözüm yapabilir mi?” sorusuna Ören, “Yapamaz” yanıtını verdi. Mahkeme Başkanı Musa Yeşil'in FETÖ üyesi olduğu iddialarını hatırlatması üzerine Ören, hakkındaki iddiaları ve suçlamaları kabul etmediğini kaydetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, şüpheliler hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 55'er yıl hapis cezası istenmişti.
