Adalet Bakanlığı'nın Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) MİT TIR'ları operasyonunda rol alan dönemin savcıları Aziz Takçı, Süleyman Bağrıyanık, Özcan Şişman ve Ahmet Karaca'nın bireysel başvurusu kapsamında Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) gönderdiği görüş yazısında önemli ifadeler yer aldı. 4 savcının yargılanmalarına Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde devam ediliyor. 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde ve 19 Ocak 2014'te Adana Ceyhan'da MİT'e ait TIR'ların durdurulması skandalına imza atan dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Başsavcı Vekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman hak ihlali iddiasıyla AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuştu.
Bakanlık, masumiyet karinesinin ihlal iddiasının doğru olmadığı belirtilirken, başvurucuların masumiyet karinesinin ne şekilde ihlal edildiğini açıklamadığına işaret edildi. Görüşte, “Örneğin ilgililer hakkında tazminat davası açtığına ve mağduriyetinin giderilmediğine dair herhangi bir bilgi başvuru dilekçesinde mevcut değildir. Ayrıca, başvurucunun adil yargılanma hakkıyla ilgili iddiaları bakımından yargılama süreci de henüz tamamlanmamıştır. Yargılama halen Yargıtay önünde derdesttir. Dolayısıyla bu şikayet bakımından, başvurucular tarafından iç hukuk yolları henüz tüketilmemiştir" ifadeleri yer aldı. Görüş yazısında, söz konusu isimlerin 'yargısal faaliyetten' dolayı tutuklandığı iddialarına da cevap verildi.
Başvurucuların yetkileri olmadığı halde yaptıkları işlemler nedeniyle tutuklandığına vurgu yapılan yazıda, “Başvurucular hakkında verilen tutuklama kararları, onların yargısal yetkileri kapsamında kararları nedeniyle değil, yetkileri olmadığı halde kasıtlı şekilde konumlarını kötüye kullanarak ortak hareket ettikleri diğer şüphelilerle gerçekleştirdikleri eylemlere ilişkindir" ifadesi kullanıldı.
HSYK müfettişleri tarafından 4 isim hakkında hazırlanan rapor ve iddianameye dikkat çekilen görüş yazısında, “Başvurucuların atılı suçu işlemiş olabileceğine ilişkin ciddi belirtiler bulunmaktadır" denildi.
Bakanlık görüşünde, tutukluluk süresinin uzun olduğuna ilişkin iddianın ise kabul edilemez olduğu kaydedildi. Başvurucuların bir yıla yakın bir süredir tutuklu olduğu belirtilen görüş yazısında, “Başvurucular hakkında istenen cezaların niteliği, yargılamanın gidişatı ve karmaşıklığı gibi faktörler dikkate alındığında, yargılamanın özenli yürütüldüğü ve tutukluluk ile tutukluluğun devamına ilişkin gerekçelerde de kuvvetli suç şüphesini gösteren delillerin belirtildiği anlaşılmaktadır" denildi.