ABD’ye karşı yeteri kadar sabırlı davrandıklarını belirten Erdoğan, “Hazırlıklarımızı yaptık, harekât planlarımızı tamamladık, gereken talimatları verdik. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma vakti belki bugün, belki yarın denebilecek kadar yakındır. Hem karadan hem havadan bu harekâtı yürüteceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam'daki 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, Suriye'de PKK'ya yönelik planlanan operasyondan 'yüzde 50+1' tartışmalarına, enflasyon ve faiz hedeflerinden yargı reformuna dek pek çok konuda önemli mesajlar verdi. Fırat'ın doğusuna askeri harekâtın artık an meselesi olduğunu vurgulayan Erdoğan'ın konuşması, 'belki yarından daha yakın' dediği operasyonun ismine dair ipuçlarıyla da dikkat çekti. Suriye kuzeyinde güvenli bölge için yürütülecek harekâttan bahsederken 'barış pınarı' ifadelerini kullanan Erdoğan, ABD'nin Münbiç'teki gibi oyalama sürecine dönüştürdüğü ortak devriyelerin de 'hikaye' olduğunu kaydetti. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından çarpıcı başlıklar...
PLANLAR PROJELER HAZIR
"Türkiye'nin güvenli bölge politikası, Suriye halkının kendi evlerine dönüşü konusundaki en makul ve insani yoldur. Bu gerçeği Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı bölgelerinde bizzat yaşayarak gördük. Oldukça küçük sayılabilecek bu bölgelere bile 360 bin Suriyeli geri dönerek yerleştiler. Amacımız, Fırat'ın doğusunu da, altını çiziyorum, barış pınarlarıyla sulamaktır. Bu bölgede, 1 milyonu yeni inşa edeceğimiz yerlerde, 1 milyonu da mevcut yerleşimlerde olmak üzere 2 milyon kişiyi iskân etmeyi planlıyoruz. Planlarımız hazır, projelerimiz hazır. Bunu BM Genel Kurulu'nda, ikili yaptığımız görüşmelerde devlet başkanlarına, başbakanlarına hepsine bunların kitapçıklarını teslim ettim."
O DEVRİYELER 'HİKAYE'
"Türkiye'nin sınırları dibindeki terör oluşumlarına asla göz yummayacağını sayısız defa tüm dünyaya ilan ettik. Ancak sürekli oyalanmaya çalışıldık. Biz de kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik. İki ayrı harekâtla toplam 4 bin kilometrekarelik bir alanı terör örgütlerinden temizledik. Fırat'ın doğusuyla ilgili de muhataplarımıza her türlü ikazı yaptık. Yeteri kadar da sabırla davrandık. Kara devriyesiymiş, hava devriyesiymiş bütün bunların hikaye olduğunu görüyoruz. Müttefiklerimize sorumuz gayet açıktır; siz SDG adıyla gözlerden kaçırmaya çalıştığınız PKK/YPG'yi terör örgütü olarak tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz? Bunu açıklayın. Bu yönde bir beyan duymadığımız gibi bazı Amerikalı yetkililer alenen PKK, YPG'nin birlikte çalıştıkları bir yapı olduğunu da söylüyorlar. Öyleyse sözün bittiği yerdeyiz."
ARTIK SÖZ BİTMİŞTİR
"Evet ülkemizi terör örgütünden uzak tutmak için sürekli yüzümüze gülen, sürekli diplomatik söz oyunlarıyla kendilerince oyalayanlara diyoruz ki 'artık söz bitti.' Bir taraftan Irak tarafından 30 bin civarında TIR'ı Suriye'ye sokacaksınız; silah, mühimmat, araç gereç yüklü ve bunları bu terör örgütlerine teslim edeceksiniz ondan sonra da 'biz sizinle stratejik ortağız diyeceksiniz.' Kusura bakmayın bunu yutmayız. Hazırlıklarımızı yaptık, harekât planlarımızı tamamladık. Gereken talimatları verdirttim. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma vakti belki bugün, belki yarın denebilecek kadar yakındır."
HEM KARADAN HEM HAVADAN
"Hem karadan hem havadan bu harekâtı yürüteceğiz. Suriye tarafındaki kardeşlerimizin de tüm güçleriyle bizim yanımızda yer alacağından şüphemiz yoktur. Hem kendi güvenliğimiz hem ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin bir an önce evlerine dönebilmeleri için bu harekâtı yapmaya ve başarıya ulaştırmaya mecburuz. Şayet bugün bu adımı atmazsak
yarın karşımıza çok daha büyük sıkıntıların çıkacağı gün gibi aşikardır. Tehlikenin kapımıza dayanmasını beklemeyecek, sorunu kaynağında çözeceğiz. Hiç kimsenin bunun için Türkiye'yi suçlamaya hakkı yoktur. Avrupa ve Arap ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı bu ulvi mücadelesinde Türkiye'ye destek olmaya davet ediyorum."
- CHP nefretin baş aktörü
- Türkiye'nin dış politikada geniş bir ilgi alanına sahip olduğunu, bu durumun, medeniyet ve tarihi geçmişinin zenginliğinden kaynaklandığını belirten Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmanın bu zenginliğin bir ifadesi olduğuna dikkati çekti. Bu gerçeği bilmeyen veya görmezden gelenlerin, Türkiye'nin dış politika önceliklerini eleştirirken aslında cehaletlerini ve sığlıklarını gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, başta CHP olmak üzere muhalefetin tavrını şu sözlerle eleştirdi: "Bekamızla doğrudan ilgili en kritik noktada dahi ülkemizin cari politikalarının tam zıttı yönünde girişimde bulunanlar çıkabiliyor. Türkiye, kendi iddiasıyla bu ülkenin en eski partisinin, siyaset üretemediği için iradesini terör örgütlerinin güdümündeki yapılara teslim edişinin trajik hikayesini seyrediyor. Bu parti, ülkemize sığınan Suriyeli mültecilere karşı bir nefret politikasının en başta gelen aktörlerindendir. Akşam başka, sabah başka ifadelerle de kendini kotarmaya çalışıyor. Üstelik bunların terör örgütünün işgal ettiği yerlerdeki demografiyi değiştirme başta olmak üzere insanlık suçlarına karşı hiçbir itirazlarını da duymadık. Buna karşılık Türkiye'nin, Suriyelileri evlerine kavuşturmayı amaçlayan adımlarına da şiddetle karşı çıkarak, rejimle ve terör örgütleriyle aynı çizgiye gelmekten çekinmiyorlar. Lafa gelince Suriye'nin toprak bütünlüğünden ve siyasi birliğinden söz edenlerin, fiiliyatta ise tek dertleri zalim rejimin ve bölücü terör örgütünün borazanlığını yapmaktan ibarettir. İşte böyle sorunlu bir zihniyetle karşı karşıyayız."
- ‘Beyefendi böyle istedi’
- Olağan kongre hazırlıklarının her aşamasını dikkatle, hassasiyetle hedeflerine uygun şekilde yürütmeleri gerektiğini ifade eden Erdoğan, amaçlarının milletle gönül bağını tahkim edecek daha güçlü bir teşkilat yapısı oluşturmak olduğunu söyledi. Dünya değişirken, Türkiye değişirken AK Parti'nin yerinde saymayacağını belirten Erdoğan, "Ülkemizi bugünlere getiren parti olarak milletimizin geleceğe ilişkin beklentilerinin de tek adresi Allah'ın izniyle yine biz olacağız. Hiç endişeniz olmasın" dedi. Türkiye'yi 2023 hedeflerine mutlaka ulaştıracaklarını dile getiren Erdoğan, teşkilatta "Beyefendi böyle istiyor" diyerek bizzat kendisinden talimat almış gibi hareket edenleri de şu sözlerle uyardı:
- Kimsenin buna hakkı yok
- "AK Parti'nin kendisine sağladığı gücü millete tepeden bakmak, milleti hiçe saymak, sadece şahsi çıkarlarını korumak için kullanan zihniyetin partimizin çatısı altında yeri yoktur. Parti yönetiminden ülke yönetimine kadar her bir arkadaşımız kendisine tevdi edilen vazifeyi yetki ve sorumlulukları çerçevesinde layıkıyla yerine getirmekle görevlidir. Hiç kimsenin üstlendiği sorumluluğun gereğini yerine getirmeyip, her şeyi bir üste, özellikle de şahsıma havale etme kolaycılığına kaçmaya da hakkı yoktur. Bu tabii bizi ciddi manada üzüyor. 'Beyefendi böyle talimat verdi, böyle istedi' haberimiz yok ama bunun istismarını yapanlar var. Bunları da buradan sizlerin şahsında tüm milletime özellikle duyuruyorum. Şunu herkes bilmeli ki bunların hepsi maalesef fırsatçılıktır. Bu fırsatçılara ikan vermeyeceğiz. Hep birlikte işimizi en iyi şekilde yapacak, bunun için gereken inisiyatifleri alacak, sorumlulukları üstleneceğiz."
TARTIŞMAYI KAPATIYORUZ
Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilme oranını yüzde 50'den yüzde 40'a çekmek gibi bir niyetleri olmadığının altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ülkeye kazandırarak Türk siyasi tarihinin en büyük yönetim reformunu yaptıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Birinci yılını geride bıraktığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin çok uzun yıllar boyunca ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacağına inanıyorum. Bu vesileyle son günlerde yaşanan anlamsız bir tartışmaya da burada son noktayı koymak istiyorum. Cumhurbaşkanının seçilme oranının yüzde 50'den yüzde 40'a düşürülmesiyle ilgili ne düşüncemiz ne niyetimiz ne planımız ne de çabamız söz konusudur. Bu tür atıfta bulunanlar aynaya baksınlar. Biz bir şeyi kayda geçirdiğimiz zaman o iş bitmiştir. Biz öyle bir akitleştik ki öyle bir vahitleştik ki bizim bu vaadimiz kayda girmiştir. Bu bir borç gibidir. Kime? Millete. Yüzde 50 seçilme yeterliliği yeni sistemin adeta omurgasıdır. Ve bu iş bitmiştir. Türkiye'de bir daha hiç kimsenin küçük bir azınlığa veya vesayete dayanarak millete zulum etmemesi için bu oranı korumanın gerekli olduğuna inanıyoruz. CHP buradan kendine bir şey çıkarmaya gayret ediyor. Sana buradan bir şey çıkmaz. Buradan sana kemik de düşmez. Yüzde 50 sınırının konulması rastgele tercih değildir. Gayet bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir. Bu tartışmayı bir daha açılmamak üzere kapatıyoruz."
Rotadan şaşmayın
Geniş siyasi temsil gücü ve icraat birikiminin yanında kadim bir medeniyet tasavvuruna sahip olmasını, AK Parti'nin en önemli özelliği olarak tanımlayan Erdoğan, "Şu an yaklaşık 10 milyon 500 bine varan bir üye sayısına sahibiz. Bu hiçbir partide yok. Bu partimize olan sevdanın, partimize olan mensubiyet duygusunun ne denli ileride olduğunu gösteriyor" dedi. Fitne odaklarının tuzaklarına karşı partilileri uyaran Erdoğan, teşkilata 'rotadan uzaklaşmayın' çağrısı yaptı: "Pusulası olmayan bir gemi, rotası olmayan bir uçak, istikameti belli olmayan herhangi bir araç nasıl kaybolup giderse medeniyet davası olmayan bir toplum da aynı akıbete mahkumdur. Türkiye'yi geçmişinden ve özünden kopartma gayretlerinin amacı işte budur. Dünyadaki pek çok toplum gibi bizim de kimliksiz, kişiliksiz, köksüz, hazan yaprakları gibi rüzgarın önünde sürüklenen bir millet haline gelmemizi bekliyorlar ama buna fırsat vermeyeceğiz. Davamızın zafere ulaşacağı konusunda en ufak bir şüphemiz yok."
Refah Partisi deyince...
- Cumhur İttifakı çatısı altında MHP ile 15 Temmuz gecesinden beri yürüttükleri çalışmaların memnuniyet verici şekilde sürdüğünü kaydeden Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde MHP ile çok daha kapsamlı ve yakın şekilde çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye AK Parti olarak geçmiş olsun dileklerini de iletti. Bu sırada dili sürçen ve AK Parti yerine 'Refah Partisi' diyen Erdoğan, salonda en ön sırada oturan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın hatırlatmasıyla sözlerini tashih etti. Erdoğan'ın ‘Refah Partisi’ dediği o görüntüler, merhum Necmeddin Erbakan'la birlikte olduğu fotoğraflar eşliğinde sosyal medyada çokça paylaşıldı.
Nafakayı çözeceğiz
İkinci yargı reformu paketine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, boşanmalarda sık sık mağduriyetlere yol açan ‘yoksulluk nafakası’ konusunun çözüme kavuşacağını kaydetti. Yoksulluk nafakasıyla ilgili tartışmaları sona erdirmeye yönelik düzenlemenin ikinci pakette yer alacak başlıklardan biri olduğunu belirten Erdoğan, bir diğer başlığın da hukuk yargılamalarının daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere teşvik edilen sorunların çözümü olduğunu dile getirdi. Erdoğan, şöyle devam etti: “İkinci paketin en önemli başlıklarından biri de denetimli serbestlik şartları ve süresinin yeniden belirlenmesidir. Denetimli serbestliğin maktu yerine orantılı uygulamasını esas alan bir düzenleme, özel infaz usullerinin kapsamını da genişletiyor. Böylece infazın ıslah amacına uygun olarak gerçekleştirilmesi yönünde ilerleme kaydedilmesi hedefleniyor. Tüketici mahkemelerinde açılan davalar da zorunlu arabuluculuk kapsamına alınıyor. Kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen ve gerçekten yürekleri dağlayan görüntülere yol açan çocukların anne babaya tesliminin icra ve iflas sisteminin dışına çıkartılması konusu da ikinci pakette yer alıyor. Ana başlıklarıyla bu şekilde ifade edeceğimiz ikinci yargı paketini de tüm siyasi partilerimizin değerlendirmesine sunacağız. Bu paketin de uzlaşmayla Meclisimizden geçmesini temenni ediyorum.”
Enflasyon yüzde 5
Türkiye’de kronik cari açık sorununu çözdüklerini belirterek, “Cumhuriyet tarihinin tüm rekorlarını kırarak temmuz ayı itibarıyla cari hesapta yıllık 4,4 milyar dolar fazla veren bir ekonomik yapıya kavuştuk” diyen Erdoğan, Merkez Bankasının yerinde ve doğru müdahaleleriyle de faiz oranlarının makul seviyelere gerilediğini, daha da düşeceğini söyledi. Yeni ekonomik programla birlikte enflasyonu yüzde 5’in, işsizliği de yüzde 10’un altına indirmiş olacaklarını dile getiren Erdoğan, aldıkları tedbirler sayesinde küresel ticaret savaşlarının ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkilerine en hazırlıklı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini vurguladı. “Seçimsiz geçecek önümüzdeki 4 yılda, ekonomideki yol haritamızı hassasiyetle takip edecek ve 2023 hedeflerimize ulaşacağız” cümlesini kullanan Erdoğan, vatandaşların birikimlerini döviz yerine Türk Lirası bazlı finansal ürünlerde değerlendirmelerini istedi.
Balıkesir’e bor fabrikası
- Savunma sanayii ürünlerinin dış kaplama ve zırh gibi yapıtaşlarında kullanılan bor karbür artık Türkiye’de üretilecek. Erdoğan, bu amaçla Balıkesir’e fabrika kurulacağı müjdesini verdi. Erdoğan, “Bor cevherinin ileri teknoloji ile işlenmesi için yeni bir projeyi hayata geçiriyoruz. Balıkesir’e temelini atacağımız fabrika ile özellikle taktik araçlar, helikopterler, uçaklar, hafif zırhlı araçlar ve personel koruyucu yeleklerde bor karbürünü Türkiye’de üreteceğiz” dedi. Petrol-doğalgaz üretiminden de bahseden Erdoğan, Türkiye Petrolleri’nin yurt içi petrol üretiminde 50 bin varili geçerek son 20 yılın rekorunu kırdığını hatırlattı. “Diyarbakır’da ilk defa hidrolik çatlatma yöntemiyle ticari petrol üretimine başladık. Bu tekniği daha da yaygınlaştırarak yeni kuyular açmaya devam edeceğiz. Trakya’da bu yılın başlarında toplam doğalgaz rezervimizi iki katına çıkaran yeni sahalar keşfettik, yaklaşık 3 milyar metreküp rezerve sahip bu sahalar 300 bin hanenin 10 yıllık gaz ihtiyacını karşılayacaktır” diyen Erdoğan, buradan elde edilecek doğalgazın cari işlemler dengesine 5 milyar lira katkı yapacağını bildirdi.