Fırıncı, Said Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur Külliyatının hiçbir yerinde "dinlerarası diyalog" şeklinde bir deyim geçmediğini vurgulayarak, "Bu tabir, bütün istismarlarını mukaddes değerlerimiz üzerinden yürüten ve suçlarının fatura adresi olarak İslâm'ı ve İslâm'ın değerlerini, bu arada Risale-i Nur'u gösteren FETÖ'nün lideri Fetullah Gülen tarafından icad edilmiş ve kullanıma sokulmuştur." ifadelerini kullandı.
"Medyada dolaşan ve eksik tahkikata ve yanlış önkabullere dayanan bir videoda, Bediüzzaman'ın Papa'ya mektup gönderdiği iddia edilmektedir. Bediüzzaman Papa'ya mektup göndermemiştir." değerlendirmesini yapan Fırıncı, şunları kaydetti:
"Bediüzzaman Said Nursi, Papa'ya mektup değil, Risale-i Nur Külliyatından üç büyük eseri ihtiva eden 'Zülfikar' adlı kitabını göndermiştir. Bu kitabın içeriğinde ise üç önemli Risale vardır; bunlar da ölümden sonra dirilişi ve ebedî âhiret hayatını aklî delillere dayanarak harikulâde bir üslûpla anlatan Haşir Risalesi, Kur'ân'ın 40 ana başlık altında tasnif ettiği mucizelerini ele alan ve Kur'ân'ın Hak kitap oluşunu son derece orijinal bir üslûpla izah eden Mucizat-ı Kur'âniye Risalesi, Peygamberimizin 300 kadar mucizesini aklî ve naklî delilleriyle açıklayan ve Hz. Muhammed aleyhissalâtü vesselâm Efendimizin Hak peygamber olduğunu hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispat eden Mucizat-ı Ahmediye Risalesidir. Papaya bu eserleri gönderen bir İslâm âliminin yaptığı şeye diyalog denmez, İslâm ıstılahında 'tebliğ' adı verilir. Fetullah Gülen'in Papa'ya yaptığı müracaat ise, 'diyalog' adı altında el etek öpme, yaltaklanma, İslam'ın ve Müslümanların haysiyetini Papa'nın önünde yerlere serme şeklinde özetlenebilecek bir davranıştır. Papa'ya mektup yazan kişi Fetullah Gülen'dir ve bu mektubunda, Haçlı Seferlerinin suçunu dahi Müslümanların üzerine atarak kendisini ve Müslümanları Papa'nın hizmetine sunmak gibi tarihte hiçbir hainin cür'et edemediği büyüklükte bir hıyanetin altına imza atmıştır."
Mehmed Fırıncı, Fetullah Gülen ile örgütünün Risale-i Nur'un kavramlarını dejenere ederek, bu hainliğini Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi ile irtibatlı göstermeye yeltenmek suretiyle, bu hıyaneti daha da başka boyutlara taşıdığına dikkati çekti.
Bunun FETÖ'nün en belirgin özelliklerinden birisi olduğunu vurgulayan Fırıncı, "Nitekim şimdi de aynı metotları kullanmak suretiyle, kendi üzerinde yoğunlaşan nefretleri, Risale-i Nur ve talebeleri gibi milletimizin bağrından çıkan ve bütün dünya ve tarih önünde milletimizin medar-ı iftiharı mevkiine erişen bir esere ve harekete yöneltmek suretiyle hem kendisini kurtarmak, hem de bu hareketi gözden düşürmek gibi beyhude bir çabanın içine girmiş bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
Fırıncı, bu çabaların FETÖ adı verilen terör örgütüne ve liderine hiçbir fayda sağlayamayacağını kaydederek, "Çünkü artık maske düşmüştür. FETÖ ile Risale-i Nur'un birbirinden çok farklı şeyler olduğu, başta Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz olmak üzere milletimiz tarafından çok iyi bilinmektedir." görüşünü dile getirdi.