Gezi olayında söyledikleriyle dikkatleri üzerine çeken gazeteci Yiğit Bulut, Mısır'daki darbenin İslam dünyasını yok etme planının bir ayağı olduğunu söylüyor. Bulut'a göre; İsrail ve Neoconlar'ın bölgedeki dizayn çalışmalarının sonucu olan darbeyle İslam'ı dik tutan ayaklardan biri kırıldı, sırada Türkiye var.
3 Temmuz'da gerçekleşen Mısır darbesiyle 'İslam dünyasını etkisiz hale getirmek istiyorlar.' diyerek iddialarına devam eden Yiğit Bulut, Batı'nın Müslümanların dünyaya hâkim olmasını istemediği için Mursi'yi indirdiğine dikkat çekiyor. Eğer Mısır'daki bu baskı devam ederse halkın İslam devrimi yapacağını da sözlerine ekliyor.
Olay daha yeni başladı. Biz sadece ilk dalgasını izledik. Küresel koalisyon ve içerideki uzantıları, Türkiye tam ikinci 10 yıla girerken Başbakan Erdoğan'ın yönetimde kalmasını istemiyor. Maalesef bu koalisyonun içinde muhalefet partisi, faiz lobisi, Ergenekon ve finansal Ergenekon var.
CHP'yi geçmişiyle birlikte analiz etmemiz gerekiyor. Celal Bayar ve İsmet İnönü iktidarın 10. yılında Atatürk'ü devirdiler. 1933 yılından sonra içinde CHP'nin finansal uzantılarının bankacılık sisteminin merkezinde yer aldığı, bu bankadan verilen kredilerle kendi burjuvasını yarattığı, içeride montaj sanayisine dayanan bir burjuva sınıfı semirtildi. İşte bu sınıf CHP ile birlikte bazı operasyonlara katıldı.
1960 darbesi içeride yerleşik düzenin küresel koalisyonla iş birliği yaparak orduyu da kullanarak yaptığı bir darbedir. CHP partiden çok, derin devletin bir kolu gibi. Kim ki onların istemediği faaliyetlerde bulunmuş hepsini yok etmişler. Atatürk, Menderes, Özal iktidarın 10. yılında yok ediliyor.
İktidar 10. yıldan sonra kökleşmeye ve halkın menfaatini daha iyi korumaya başlıyor. Bu durum yerleşik düzeni rahatsız ediyor. 'Çapulcuyum' diye ortaya dökülen iş adamlarına bakın, son dört yılda 30 milyon değerindeki hisseleri 500 milyon rakamına ulaşmış.
İlk dalga sona erdi. 28 Şubat'ta engel olamadık ama artık bu adamların metotlarını öğrendik. Bu son olaylarda siperden çıkıp doğrudan Başbakan'ı hedef aldılar. Bu çok zor durumda olduklarını gösteriyor. Kurdukları yerleşik düzen yıkılıyor. Can havliyle isimlerini deşifre ederek sokaklara dökülüyorlar.
Almanya ve İngiltere'de çok önemli isimlerin katıldığı toplantıda bu arkadaşlara garanti verdiler. Bugün Türkiye'de medyada yerleşik düzeninin sahibi Almanya'dır. Merkel ile Doğan medyası birlikte hareket ediyor. Montaj sanayiinin arkasında İngiltere var. İşte o toplantıda 'Bu adamı devireceğiz korkmayın arkanızda biz varız sonuna kadar gidin' dediler. Bu güvenceyle insanlar sokaklara fırlayıp isimlerini deşifre etti.
İslam birliği iki bacaklıydı. Biri Türkiye diğeri Mısır. Direğin tekini kırdılar. Bu durum en fazla İsrail'in işine yarar. Geriye İslam ülkeleri içinde İslam'ın layıkıyla temsil edildiği Türkiye kaldı. Bundan sonraki hedef Türkiye'dir.
Batı bir Müslüman devletinin dünyada hâkim olmasına izin vermiyor. Türkiye'nin İslam'ın sancağını taşıdığı bu dönemde pergelin bir ayağı Türkiye diğer ayağını Mısır'a koyacaktık. Bu sayede bütün Ortadoğu bizim etki alanımız içinde kalacaktı. Pergelin sağ bacağını koparttılar şimdi.
Yüzde 52 oranında halk ne oldu? Toprak altına mı gitti? Hayır, onlar hala orada duruyor. Eğer bu şekilde zorlamaya devam ederlerse Mısır'da sonunda İslam devrimi olur. Ama Batı zorlamaya devam ederse sonuç çok farklı olacaktır.
Türkiye'deki manipülasyon 24 ay yani seçimler bitene kadar devam edecek. Amaçlarını sıralarsak: Bir; Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek, iki; AK Parti'den kurtulmak, üç; kendi istedikleri eski sistemi kurmak.
Mısır'da seçilmiş tek Müslüman lider Mursi'ydi. Mısır'ın tarihine bakarsanız Roma İmparatorluğu, Osmanlı ve son olarak Arapların kontrolüne geçmiş yani hep kontrol altında kalmış bir ülke. Bana göre halk bunu uzun vadede telafi edecektir. Bir sene sonra Müslüman Kardeşler'in seçilmesini yasaklamazlarsa daha yüksek bir oy oranıyla yine iktidar olur. Oy yaydan çıktı ve Mısır özüne dönecek.
Suudi Arabistan kendine bir yol çizmiş onların gölgesinde yaşıyor, Birleşik Arap Emirlikleri İngilizlerin gölgesinde yaşıyor. Osmanlı'dan sonra kurulan cumhuriyetin onları gölgesi altına alacak bir cüssesi olmadığı için bu ülkelerin gölgesinde yaşıyorlar.