Kayseri Müftülüğü ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından toplanan 1.6 milyon lira değerindeki yardım malzemelerinin yüklendiği 38 tır, Suriye'ye gönderildi.
Bakan Özhaseki, Kadir Has Stadyumu yerleşkesinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Kayserililer'in bundan sonra Türkiye Diyanet Vakfına teveccühlerinin artmasını diledi.
"Daha önce güvendiğimiz, birçok malımızı, mülkümüzü hatta çocuğumuzu, gençlerimizi teslim ettiğimiz, 'bunlar iyi eğitirler, bunlar iyi yardım ediyorlar, bunlar güzel faaliyetler yapıyorlar' diye güvendiğimiz dağlara karlar yağdığını gördük." diyen Özhaseki, "Sadece kar yağsa iyi, arkasından doluları, tipileri ve sonra da kalleşlikleri, ahlaksızlıkları, din kisvesi altında, İslam ümmeti kisvesi altında 'hizmet ehliyiz' diyerek yaptıkları bütün kötülükleri hep birlikte yaşadık. Bu yüzden en güvenilir kaynakların başında gelen Diyanetimize, onun kuruluşlarına yardım yapılması doğru olur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Bakan Özhaseki, son yüzyılda bu coğrafyanın tüm asrın mazlumlarının sığınma noktası olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bu coğrafyanın etrafında ne kadar mazlum varsa bunalan, daralan kim varsa bu coğrafyaya geldi. Buradaki insanlarla akraba oldular, et ile tırnak gibi oldular. Allah'a hamdolsun burada ezanlarımız okunuyor, bayrağımız hür bir şekilde dalgalanıyor ve dünyanın adeta vicdanı olduk biz burada. Suriye'den milyonlarca kardeşimiz geliyor, biz de bağrımızı açıyoruz. Batıya bakın, 10 bin, 50 bin, 100 bin gibi göçmen sayıları veriliyor. Batı bir araya geliyor, AB'deki koca koca ülkeler toplantılar yapıyor, sabahlara kadar uykularını yitiriyorlar, ne yapacaklarını şaşırıyorlar ama biz hamdolsun hala bu asırda, bu ümmetin vicdanı olmaya devam ediyoruz. Geçmişte de böyle olmuştu, şimdi de böyle olmaya devam ediyor. Allah bu iyiliğimizi, bu güzelliğimizi elimizden almasın."
Okuduğu kitaplardaki Çerkezlere ait anıları paylaşan Özhaseki, Anadolu coğrafyasında yaşayan insanların birçoğunun geçmişinde acı hikayeler olduğunu anlattı.
Bakan Özhaseki, "İşte bu insanlar bir araya geldiler, bu medeniyeti kurdular. Allah elimizden almasın, dirliğimize, birliğimize göz dikenlere de fırsat vermesin. Geçmişte yaşadığımız o kadar kötü olaylar var ki. O kötü olaylardan eğer alnımızın akıyla çıkıyorsak Allah'ın lütfu sayesinde. Bütün bu yaşanmışlıklara, bütün bu toplumun vicdanı, ümmeti Muhammed'in vicdanı olma duygusuna tarih de şahittir, Allah da şahittir ama Cenabıhak şahit olduğu için bereketini veriyor." dedi.
Afrika'nın kuzeyinde bir bahar dalgasıyla başlatılan olaylarda İslam ülkelerinin adeta "canının okunduğunu" dile getiren Özhaseki, şöyle devam etti:
"Birçok İslam ülkesinde başlattıkları rezillikleri sonuçlandırdılar ve o ülkelerin 'canına ot tıkadılar'. Şimdi o toplumlarda ümmeti Muhammed birbirini yiyor. Aynısını Türkiye'de denediler başarılı olamadılar. Gezi olaylarında denediler, PKK ile deniyorlar, FETÖ ile deniyorlar. 15 Temmuz gibi bir darbe başka ülkenin başına gelseydi perişan olurdu ama Allah bizim yüzümüze bakıyor. Rabbimizden dileğimiz inşallah sonuna kadar birliğimizi, dirliğimizi devam ettirsin, bu ezanlar minarelerimizden hiç kesilmesin, bayrağımız göklerden hiç inmesin. Biz de ne kadar mazlum varsa yardım edelim."
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise zulüm altında dahi maneviyatını en üst seviyede tutan mazlumlara yardım etmenin, varlık içinde olan insanların en önemli görevi olduğunu belirtti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriye'nin Türkiye'ye yakın kısmında harekat gerçekleştirdiğini anımsatan Elitaş, "15 Temmuz tarihinde bir darbe girişimi yaşadık. FETÖ'nün gerçekleştirmek istediği darbeyi Kayseri'de bizler, Kayserililer olarak kendi adımıza durdurmayı elhamdülillah başardık. O gün o darbe gerçekleşseydi ne olurdu? FETÖ denilen, din adamı kisvesi içerisinde milleti kandıran kafir, dışarıdan gelecek Türkiye'yi idare edecekti. Ülkemizin Güneydoğusunda kalan, Suriye'nin kuzeyinde olan bölgede de bir kalkışmayla, bir iç isyanla, iç savaşla birlikte Türkiye'nin bölünmesinin adımları atılacaktı." diye konuştu.
Elitaş, terör örgütü PKK'nın darbe girişiminin başarısız olmasından sonra kanlı eylemlerine devam etmeye başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Tükiye'nin Güneydoğusunda yaşayan Kürt soylu kardeşlerimizin 'hakkını savunuyoruz' diye, onlara zulmeden bir PKK terör örgütü var. PKK terör örgütü, 'Kürt kardeşlerimizin partisiyim, onların savunucusuyum' diye ortaya çıkıyor ama o bölgede, o insanların hak ve menfaatlerini savunmuyor, zulmediyor. Kendi soydaşlarına zulmeden bir terör örgütü ile karşı karşıyayız. Şunu herkes bilmeli ki başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere AK Parti Hükümeti ve bütün siyasi partiler, ayrım yapmadan söylüyorum ama terörle müzahir olmuş partiyi ayırarak söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, parlamentoda temsil edilmeyen partiler de dahil olmak üzere, Türkiye'de FETÖ'yü bitirmek ve PKK terör örgütünün kökünü kazımak için hep birlikte, el birliği ve gayret içerisinde, fikir birliği içerisinde çalıştıklarını, samimiyetle, memnuniyetle ifade etmek istiyorum. İnşallah bundan sonraki süreçte de böyle devam edecek."
Konuşmaların ardından dua edilerek gıda ve mutfak eşyası yüklü tırlar Suriye'ye uğurlandı.