Türkiye, 18 yaşındaki Münevver Karabulut'un vahşi bir şekilde öldürülmesinin şokuyla sarsıldı. Yeni Şafak, olay günü Münevver Karabulut'u son gören taksi şoförü Coşkun Duygun'u buldu. 13 yıldır Bahçeşehir Taksi Durağı'nda çalışan taksici Coşkun Duygun, olay günü yaşananları Yeni Şafak Muhabiri Gül Kireklo'ya anlattı.
Coşkun Duygun, olay günü Cem Garipoğlu'nun taksisine bindiğini anlatarak, “Bahçeşehir'de Ticaret Merkezi'nin önünde sabah saat 08.00'de taksiyi durdurdu. Onu Mecidiyeköy'e Cevahir İş Merkezi'ne götürmemi istedi. Yolda iki cep telefonu da hiç susmuyordu. Bana 'abi, elbiselerimi alacağım. Sonra yine Bahçeşehir'e döneceğim' dedi. Cevahir'e geldiğimiz de saat 09.30'du” diye konuştu.
Cevahir'e geldiklerinde ise gencin 'Abi elbiseleri almaktan vazgeçtim. Nişantaşı'ndan kız arkadaşım gelecek. Bekleyelim' dediğini aktaran taksici Duygun, Garipoğlu'nun kız arkadaşını beklerken annesiyle bir telefon görüşmesi yaptığını söyledi. Duygun, bu konuşmayı şöyle anlattı: 'Anne evi boşalt. Eve kız getireceğim. Şimdi Mecidiyeköy'deyim. Bahçeşehir'e yaklaşınca sana 3 kez cep telefonundan çağrı yapacağım. Sen de o zaman evden çık. Anlaki eve yakınız.'
25 dakika sonra Münevver'in geldiğini belirten Duygun, 'Kız çok üzgündü. Başını Cem'in omzuna dayadı. İkisi Bahçeşehir'e kadar sarmaş dolaş geldi. Aralarında öyle çarpıcı, dikkat çekici bir konuşma geçmedi. Sadece genç kız durgun ve üzgündü' diye konuştu. Bahçeşehir'e geldiklerinde saatin 10.00 olduğunu belirten Duygun, arabadan inip kahve satın alan Garipoğlu ve Karabulut'u daha sonra eve bıraktığını söyledi.
Duygun, “Eğer kız arkadaşın geri dönecekse bekleyeyim” teklifinde bulunduğu Garipoğlu'ndan “Yok abi, bizim ne olacağımız belli değil” cevabını aldığını söyledi. “Olacakları bilseydim" diyen Duygun "O güzel ve masum kızı asla indirmezdim' dedi.
Bu arada Cem Garipoğlu'nun cesedi taşımasına yardım ettiği iddia edilen korsan taksici Mehmet C.'nin Cem'i okula götüren şoför olduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Garipoğlu, korsan taksiciyi arayarak, 'Dedeme gideceğim. Gitar çantasını bagaja koymak için bana yardım eder misin? demiş. Etiler'e geldiklerinde 'bagajdakileri çöpe atalım' demiş. Dedesinin adresine geldiklerinde ise buraya gitmekten vazgeçtim' dediği öğrenildi. Adliyeye sevkedilen Mehmet C. serbest bırakıldı.
Başı gövdesinden ayırılarak vahşi bir cinayete kurban giden Münevver Karabulut'un ölümünün arkasındaki sır perdesi aralanmaya başlandı. Adli Tıp Kurumu'ndan yeğeninin cenazesini alan amca Hüseyin Karabulut 'Bence yeğenim Garipoğlu ailesinin çok önemli bir sırrını öğrendi' dedi. Böyle bir cinayeti 1-2 kişinin işleyebileceğini sanmadığını söyleyen Karabulut, '1-2 kişi bir insanı zor bu hale getirir. Elleri bırakın ipi telle bağlanmış. Yeğenim ellerindeki tel izleri gözümün önünden hiç gitmiyor. Başı vücudundan ayrılmış. Çenesinde ve kafasında da bıçak izleri vardı. Yaralar hep göğüs üstüydü. Boynu kırılmış. Cinayette bıçak ve testere kullanılmış' diye konuştu.
Karabulut, hayatının en zor anlarını yeğeninin cesedini İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda teslim alırken yaşadığını söyledi. Karabulut, 'Güzel yeğenimi öyle görmez olsaydım. Uyanıkken bile kabus görür hale geldim. Ağabeyim kendine gelemiyor. Yengem kızının kalpten öldüğünü sanıyor. Benim gözümün önünden ise yeğenimin ceseti gitmiyor' dedi.Amcanın bu sözleri gözleri Cem'in Tolgahan adlı arkadaşına da çevirtti. Okul arkadaşlarının serseri biri diye tanımladığı Tolgahan'ın daha önce de Garipoğlu ailesinin 8 bin TL'sini çaldığı öğrenildi.
Psikiyatristler, bir gencin nasıl böyle vahşi bir cinayeti işleyebileceğini psikolojik açıdan yorumladı. İşte uzmanların yorumları: