Başbakan Yıldırım: Yeni kararname yayınlanacak

Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı televizyon programında gündemi değerlendirdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yarın Genelkurmay'ı ziyaret edeceğini açıkladı.

Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Türkiye tarihi boyunca, birçok medeniyetlerin hedefi olmuş bir ülke. Dolayısıyla bu ülkenin, dinamik bir coğrafyada yer aldığını biliyoruz. O yüzden başkalarının bir tehdidi varsa, bizim on tehdidimiz var.

Bölgesel umudun sağlanması için umut Türkiye.

Önümüzdeki günlerde yeni bir KHK yayınlanacak.

İstihbaratla ilgili bir dağınıklık söz konusu. İstihbaratla ilgili sorunlarımız olduğu ortada, bu bir sır değil.

MİT'ten bana nakledilen bir binbaşı, bir önemli bilgi için MİT'e gelmek istiyor, geliyor. Daha erken saatlerde geliyor ve saat 3 gibi kabul ediliyor. Binbaşı, "İzinliydim, beni çağırdılar. 7'de burda hazır ol. Helikopterle MİT'i bombalayıp, Hakan Fidan'ı alıp geleceksin" demiş. Genelkurmay, sağa sola talimatlar gönderiyor. Sonrası malum.

TİB'i kapatacağız. Yerine bir kuruluş gelmeyecek. Zaten TİB de istihbarat kuruluşlarına bir anlamda destek veren bir yapıydı. Bu yapı, yeni kurulacak istihbarat sistemi içerisinde zaten yerini almış olacak.

MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na bağlanması gündemimizde, üzerinde çalışıyoruz.

Bilgiye sahip olmazsanız başınıza gelecek olaylara tedbir alamazsınız, almakta geç kalırsınız. Bizim 15 Temmuz'da yaşadığımızın izahı, özeti budur. Eğer yeterli istihbarat alınabilseydi, o istihbarat vakitlice elde olabilseydi, belki de bu mesele bu noktaya gelmeyebilirdi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı katılmayacak ama bir heyet gönderecek. MHP'den de bugün, bu akşam cevap geleceğini düşünüyor. Değerlendirmem şu, keşke kendileri gelseydi, yani parti başkanları gelse, orada vatandaşlara hitap etselerdi çok daha güzel bir birlik, beraberlik görüntüsü olurdu ama en azından temsilci göndermeleri, partilerinden, o da bir anlamda birliğe, beraberliğe verdikleri önemi gösterir diye düşünüyorum.

58 bin 61 kişi açığa alındı, 3 bin 499 kişi görevden çıkarıldı.

Biz bir ölçü koyduk. Ölçüler belli. Doğrudan bunlarla teması olan, hatta temasları devam eden, 17-25 Aralık'tan sonra finansal desteğe katkı sağlayan, şu anda bu yapının derneklerinde, partilerinde aktif görev alan bütün bu insanların hepsi zanlı olarak toplanıyor. Daha sonra 'Bu işle benim alakam yok' diyenler, itirazlarını yaptıkları zaman bunları gözden geçireceğiz. Hakikaten ikna edici bir delil ortaya çıkarsa o zaman bunlar diğer zanlılardan ayrılacak. Bu konuda işimizin kolay olmadığını söylemek isterim ama biz bir hukuk devletiyiz. Haklı ile haksızı mutlaka birbirinden ayırt etmemiz lazım.

Burada bir yargı kararı var, yargı kararı da o mağdurlar tarafından açılan dava, 'buradaki sorular çalındı' diye. Neyse mahkemeler işte bu kadar sürmüştü, 2010, geldik 2016'ya, bunlar memuriyete girmiş toplam 86 bin kişi. Bunlar şimdi iptal olunca, bunun anlamı nedir, 86 bin kişi çıkarılacak demektir, başka bir tedbir olmasa çıkarılacak. Yani 'Mahkeme karar vermiş ama aradan şu kadar sene geçti biz bir şey yapamayız' deme şansımız yok. Ya bir yasa düzenleyeceğiz bu mahkeme kararını etkisiz hale getireceğiz ya da mahkeme kararını uygulayacağız, 86 bin kişinin iş akdini feshedeceğiz.

Burada şunu da yapmamızın daha doğru olacağını düşünüyorum, ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza da bunu söyledim, şunu yapmak daha doğru, bunların sınavlarını incelemek lazım, yani bu kadarın tamamı mı acaba soruları aldı, yoksa bunların içinde FETÖ terör örgütünün hedef kitle olarak gördüğü belirli bir grup mu? Onlar belli olur. O geriye yönelik sınav sonuçlarına bakılır, orada bu işin failleri kimse onlar ortaya çıkarılır, diğerleri bu işten muaf tutulur.

Şu anda zannediyorum 20 binin üzerinde, 23 bin civarında öğretmen açığa alındı. Dolayısıyla ders sezonu da geliyor, okullar açılacak, öğretmen ihtiyacı var. Bu yüzden 15 bin öğretmen alınması konusunda Bakanlar Kurulu'nda bir karar aldık ve Milli Eğitim Bakanına gereğini yapması talimatını verdik.

Darbecilerin bu işi tekrar denemeyeceğini kim garanti edebilir? Bu terör örgütünün ordu içinde tahribatı olmaması, buna benzer darbe teşebbüsünün yaşanmaması için yapılması gereken şeyler var. Gelişmiş demokratik ülkelerdeki ordu fonksiyonlarına göre TSK yeniden yapılandı.

Ben gerek CHP, gerek MHP genel başkanlarının da bu konuda samimi olduklarını düşünüyorum. Birçok konuyu konuşarak çözebiliriz. Bu ülke hepimizin. Bu milletin huzuru, güvenliği hepimizin konusu. O yüzden paylaşacak çok şeyimizin olduğunu düşünüyorum.

Muhalefet liderleriyle, gazeteci ve yazarlarla ilgili davaları geri çektim.

30 Ağustos ile ilgili şu an için aldığımız bir karar yok.

Kimin yarına çıkacağı, kimin çıkmayacağı onun kararıyla olmuyor. Bu bir tehdittir. Bir suçtur, hedef göstermektir. Zaten işlediği suçların haddi hesabı yok. O tarih veriyorsa, bizim de verecek cevabımız var. Bütün hesapların üzerinde bir hesap var. Bu ve buna benzer tehditlerin hiçbiri için, "Bu önemsizdir" demeyeceğiz. Bunları dikkate alacağız. Tehlike devam ediyor derken benim kast ettiğim budur.

Bunların hepsi olabilir. Bunlar ihtimal dışı değil ama yani bu tip ihbarlarla bizi hedeflerimizden, hizmetlerimizden alıkoymaya, bizi bir kenara çekilmeye zorlamaya güçleri yetmez. Biz tedbirimizi alacağız alabildiğimiz kadar. Halkımızla beraber olmaya devam edeceğiz.

Kaçmasına karşı veya herhangi bir şekilde başına bir iş gelmesin diye, delil karartması vesaire olmasın diye böyle bu talebimiz var. Bu talep çok hukuki ve çok makul bir taleptir. Ümit ederim, Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri bunu hassasiyetle dikkate alırlar.

Amerika Birleşik Devletleri'nin sona erdirmesi için eline altın bir fırsat geçti. Amerika Birleşik Devletleri üzerindeki soru işaretlerinin kalkması için o altın fırsat nedir? Darbenin görünen ismi bellidir, onu Türkiye'ye teslim eder, o zaman da bu tartışmalar tamamen ortadan kalkmış olur. Böylelikle iki stratejik ortak arasında da sıkıntı kalmamış olur.

Buradaki bir tedbirdi. Memurlar arasında bu örgütle iç içe olan insanlar var. Bunların herhangi bir şekilde adaletin elinden kaçmaması için bu tedbiri aldık. Çok uzun süreceğini zannetmiyorum. Durumu değerlendireceğiz, en kısa zamanda bu yönde bir müjde vereceğiz. Bu konudaki beklentiyi karşılıksız bırakmayız.