Başbakan Yardımcısı Işık, Diyarbakır'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. IKBY'nin referandum kararıyla ilgili değerlendirme yapan Işık, "Türkiye olarak vakit geç olmadan bu işten vazgeçin diyoruz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) yarın yapmayı planladığı referanduma ilişkin, "Türkiye olarak diyoruz ki; henüz vakit çok geç olmadan bu işten vazgeçin. Bu işten vazgeçmek başta Kuzey Irak halkına Türkiye'ye, İran'a, Irak'a, Suriye'ye ve bütün coğrafyamıza hayır getirecek." dedi.
IKBY'nin yarın gerçekleştirmeyi planladığı referanduma ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Işık, referandumun Irak'ın kuzeyine, bölgeye ve bu coğrafyaya hiçbir fayda getirmeyeceğinin çok açık olduğunu belirtti.
Işık, şöyle dedi:
- "Referandumun kısa vadede iç siyasi tartışmaların belki ötelenmesi açısından bir faydası olabilir Kuzey Irak yönetimine ama bunun bölgeye, bölge halkına hiçbir şekilde faydasının olmayacağını düşünüyoruz. Bölgede yeni nifak tohumları ekmenin, bölgeyi yeni bir kan deryasına çevirmenin başta Kuzey Irak halkı olmak üzere hiç kimseye bir faydası yok. Bu, çok açık ki; bölge üzerinde oynanan oyunların iyi niyetle de olsa bu bölgeye taşınmasıdır. Burada siz düşünün ki; dünyada devletler birleşip birleşik devletler olma noktasına doğru yürürken, birliktelikler artarken bölgede daha fazla devletçikler oluşturmanın ne kadar büyük tenakuz olduğunu hepimizin görmesi lazım ve bu referandumu açıkça destekleyen bir tek ülkenin İsrail olmasının da aslında başlı başına düşünülmesi gereken bir durum olduğunu özellikle Kuzey Irak yönetiminin düşünmesi lazım."
Işık, Türkiye'nin kara gün dostu olduğunu vurgulayarak, "Kuzey Irak halkı bin yıldır kader birliği yaptığımız bir halktır. Son dönemlerde merkezi hükümetle Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin arasındaki ipler kopma noktasına geldiğinde, Kuzey Irak adeta açlığa, yokluğa ve yalnızlığa mahkum edildiğinde Kuzey Irak'ın nefes almasını, hayata bağlanmasını, oradaki insanlarımızın mağduriyet yaşamamasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur. Dost acı söyler ama doğruyu söyler. Türkiye de dosttur hem de kara gün dostudur." ifadesini kullandı.
Türkiye olarak bu referandumun başta Irak'ın kuzeyi olmak üzere, bölge halkına ve özellikle bu coğrafyaya hiçbir faydası olmayacağını dile getiren Işık, bunun yerine var olan sorunların oturulup, konuşarak çözülmesi, daha güçlü bir bölgenin, daha birleşik bir bölgenin Irak'ın, Suriye'nin toprak bütünlüğü esasında daha güçlü bir coğrafyanın oluşmasına katkı verilmesi gerektiğini aktardı.
Işık, "Dünyanın bir tarafında birleşmeler teşvik edilirken bir tarafında adeta parçalanmış yapılar, adeta un ufak edilmiş bölgeler oluşturmanın bizce bu bölgeye hiçbir faydası olmayacak. Türkiye olarak diyoruz ki; henüz vakit çok geç olmadan bu işten vazgeçin. Bu işten vazgeçmek başta Kuzey Irak halkına Türkiye'ye, İran'a, Irak'a, Suriye'ye ve bütün coğrafyamıza hayır getirecek." diye konuştu.
"Enerjimizi, gücümüzü halkımızın refahı için kullanmalıyız, daha fazla parçalanmak, daha fazla bölünmek ve bölgeyi daha fazla içinden çıkılmaz hale sokmak için değil." görüşlerine yer veren Işık, şunları aktardı:
"Şunu unutmayın cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla örülüdür. Hiç kimse, 'Ben yanlış yapıyorum.' diye yola çıkmaz. Hiç kimse, 'Bu yolun sonu karanlıktır.' diye çıkmaz ama tarih göstermiştir ki; pek çok adım sadece o adımı atanları değil, o adımı atan insanların içinde yaşadığı toplumları da bölgeyi de felakete sürüklemiştir. Bu açıdan yeni bir felakete sürüklenmemek için Türkiye olarak tavrımız, bu referandumdan bir an önce vazgeçilmesi. Bununla ilgili temaslarımız, gayretlerimiz, çabalarımız her yönüyle sürüyor, sürecek."
Başbakan Yardımcısı Işık, "Referandumun gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin tavrı ne olur?" sorusu üzerine, bunların en üst düzeyde açıklandığına işaret etti.
Işık, şunları kaydetti:
- "Türkiye, bölgenin daha büyük bir kargaşaya girmemesi, bölge halkının daha fazla ızdırap çekmemesi için alınması gereken tüm tedbirleri çekinmeden alacaktır. Bundan kimsenin tereddüdü olmasın. Türkiye alınması gereken tedbirleri almakta tereddüt etmez. Bunun herkesin bilmesi lazım. Ama bu tedbirlerin başta bölge halkı olmak üzere bütün coğrafyanın daha büyük bir felakete sürüklenmesini engellemek için alınacağının bilinmesi lazım."