Başbakan Yıldırım, İstanbul'daki Marmara Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi Paneli'nin çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yunanistan'ın Ege'deki adımlarına dikkati çeken Başbakan, "Kendilerine provokasyondan uzak komşuluk ilişkilerini sürdürmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz" dedi.
"Ege Denizi'nde zaman zaman gerginliği artırmaya yönelik kışkırtmaya yönelik komşumuz Yunanistan'ın bir takım faaliyetlerinin olduğu malumunuz" diyen Başbakan, şöyle devam etti:
"Son zamanlarda bu ihlallerde artışlar göze çarpıyor. Özellikle aidiyeti, sahipliği belli olmayan kaya parçaları var. Bunlara yönelik Kardak kayalıklarına benzer girişimlerin olduğunu görüyoruz.
Yine Didim açıklarında, yerleşim yeri olmayan kayalıklara bir Yunan bayrağı dikme girişimi oldu. Bunun üzerine de Sahil Güvenlik ekiplerimiz gerekli müdahaleyi yaptılar. Ve oradan o bayrağı kaldırdılar."
Başbakan Yıldırım ayrıca, "Bizim tavsiyemiz Yunanistan'a iyi komşuluk ilişkileri içerisinde, gerginliği artıracak provokasyonlardan, kışkırtmalardan uzak durması. Komşuluk hukukuna uygun olarak hareket etmesidir. Oldu bittilere, fiili durumlara gereken karşılığını vermeye hazırız. Bunun bilinmesini isteriz" şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Sistemi Paneli'nde de önemli açıklamalar yaptı.
Yıldırım'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye, özellikle 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra pozisyonunu savunmadan taarruza çevirdi. Aradan geçen zaman içerisinde ekonomik anlamda attığımız adımlar da meyvesini verdi. 2017 yılında G-20 ülkeleri içerisinde Türkiye en çok büyüyen ülke oldu.
Bizim için her şey 11 Ekim'de Sayın Bahçeli'nin açıklamasıyla başladı. Biz bunu açık çağrı olarak kabul ettik.
Beni çokça tenkit ettiler, 'Ya sen kendi koltuğunu yok edecek bir sistem için çalışıyorsun' diye. Ben o zaman da söyledim, ülkem kazanacaksa ben kaybetmeye hazırım. Bir Ali gider, bin Ali gelir. Bürokrasi işini yapacak, yargı işini yapacak, kolluk işini yapacak ama milli iradenin temsilcisi tektir. Eskiden yürütme-yasama birlikte seçiliyordu. İlişkiler iç içeydi. Şimdi bu iki irade sandıkta ayrıldı.
Cumhurbaşkanı bu dönemde 'zaman ekonomisi'nin dümeninde olacak ve bürokrasinin daha hızlı çalışmasının önünü açacak. Memleketin kurumlarının daha hızlı çalışabilmesi için lazım gelen neyse Cumhurbaşkanlığı bunları yapacak.
'Sürekli istikrar güçlü, tek başına iktidar' olarak tanımlıyorum bu dönemi ben. Yeni sistemde tek vesayet kalıyor o da milletin vesayeti. Millet istediği zaman tekrar işe el koyabilir.
Artık yeni sistemde bahaneler de olmayacak. Herkese hak ettiğini veren bir yapı dizayn ettiğimizi düşünüyoruz. İyiyi bulmakla yetindik. Bunu getirdik. İleride aksaklık olursa, bundan sonra gelen babayiğitler de onun gereğini yapar.
Darbelerle, vesayetlerle millete gına getiren bir yönetim anlayışını değiştiriyoruz.
Geleneseksel vesayet odakları usandılar, 15 Temmuz'da FETÖ'cülere işi taşere ettiler. Oradaki boşluğu iyi değerlendirdiler FETÖ'cüler başlarını kaldırdılar."
Açıklanan ekonomik verilere de değinen Başbakan, "Fırsatı ganimet bilerek Türkiye ekonomisi üzerinde ciddi spekülasyon yapma gayretleri var, bugüne kadar sonuçsuz kaldığı gibi yine aynı olacak" ifadesini kullandı.