Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ açıklama yaptı. Taşeron işçilerle ilgili geçen hafta birbiri ardına gelen son dakika haberlerinin ardından Bakanlar Kurulu bugünkü toplantısından sonra son durumu açıkladı. Bozdağ'ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Dün sayın cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama bugün sayın cumhurbaşkanımız tarafından çok net bircimde tavzih edildi. Ne demek istediğini birinci ağızdan açıkladı.
Cumhurbaşkanımızın herhangi bir talimatı olmamıştır. Cumhurbaşkanımızın dikkat çektiği husus sadece kendi ülkesine güvenmediği için sermayesini başka yerlere aktarmak isteyenlere yönelik bir sitem olduğunu ifade etti.
PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C terör örgütleri Türkiye'nin kaynaklarını da yurt içi ve yurt dışında terörü finanse etmek maksaıyla Türkiye'den elde ettikleri gelirlerini kullanmaktalar.
CHP'nin yarın açıklayacağı belge, kağıt parçası, yeni bombalar nedir bilmiyorum. Kılıçdaroğlu üst üste ekranlar önünde bir iddiada bulundu. Man Adası var, 1 sterlinlik şirketler var. Cumhurbaşkanının akrabası, ailesi para transfer ettiği iddialarında bulundu. İspat olarak da dekontları gösterdi. Sayın Cumhurbaşkanımız benim ve yakınlarımın para göndermesi söz konusu değildir, siyaseti ve Cumhurbaşkanlığını ispat edersen bırakırım dedi. CHP, Cumhurbaşkanımızı Cumhurbaşkanlığından indirmek için terör örgütleri ile aynı hedefe koşma konusunda çalışma içerisinde.
Kaset operasyonunu yapan FETÖ ve onlarla işbirliği içerisinde olan baronlar ve karanlık güçler, Kılıçdaroğlu'nun son kullanma tarihinin dolduğuna karar vermiş durumdalar. Bu malzemeyle daha fazla bir fayda elde edemeyeceğini gördükleri için Sayın Kılıçdaroğlu'nu bir rezillikten öbür rezilliğe iterek toplum içine çıkamaz hale getirmek istiyorlar. Yarın da başka belgeler açıklayacağını söylüyor. Ne açıklayacak ben de merakla bekliyorum. Yine hangi yalancılığını ortaya koyacak, hep beraber göreceğiz.
Türkiye, İran ile yaptığı ticaretini ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak yapmıştır. Ulusal ve uluslararası hukuka aykırı herhangi bir ticaret söz konusu değildir. Türkiye, egemen ve bağımsız bir ülkedir. Türkiye hakkında herhangi bir ülkenin yargılama yapması ve Türkiye aleyhine mahkumiyet kararı vermesi söz konusu değildir, olamaz da. Türkiye bu noktada kendisine karşı yürütülen bu hadiseleri yakından takip etmektedir. Bu hadiseler Türkiye'de araştırılmış, karara bağlanmış konular. Şimdi buradan çıkacak kararın bizim açımızdan bir kıymeti yoktur.
Anlaşmalar ve BM'nin kararları Kudüs'ün statüsünü korumayı BM'ye de bir vazife olarak yüklemektedir ve BM'nin de bu statüyü korumak ayrı bir taahhüdü, sorumluluğudur. Türkiye, herkese bu noktada sorumluluklarını ve taahhütlerini bir kez daha hatırlatmaktadır. Bölgeyi lütfen yeni felaketlere, çatışmalara, kargaşalara sürükleyecek adımlar atmaktan kaçının. Türkiye'nin duruşu bugüne kadar bu konuda neyse bundan sonra da o olacaktır. Oldu bittilere karşı Türkiye'nin 'evet' demesini kimse Türkiye'den beklememelidir.
Suriye'de yaşanan her hadise Türkiye'nin ulusal güvenliği ile doğrudan ilgilidir. Bunu hep ifade ettik. Türkiye bölgede çatışmaların sona ermesine, barış ortamının tesis edilmesine son derece önem vermektedir. Terör örgütlerinin bu süreçte muhatap kabul edilmesini Türkiye reddetmektedir. Afrin'de PYD-YPG teröristlerinin yer aldığını, Türkiye'ye karşı hazırlık içinde olduklarını biliyoruz. Türkiye herhangi bir saldırı olasılığında karşılık vermekten tereddüt etmeyecektir. Afrin'e dönük bir adım atılıp atılmamasını bölgede yaşanacak gelişmeler tayin edecektir.
Taşeron konusu, eli kulağında dersek yanlış olmaz. Çalışmalar tamamlanmış durumda. Bu hafta Bakanlar Kurulumuza gelmedi ama muhtemelen önümüzdeki hafta ya da bir sonraki hafta Bakanlar Kuruluna gelebilir. Bütçe görüşmeleri sırasında veya sonrasında Parlamentoya sevk edilecek.