Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce düzenlenen "Vefatının 61. Yılı Hatırasına Ahmet Tevfik İleri Anma Programı"na katıldı. Burada yaptığı konuşmada İmam hatip liselerinin tarihine değinen Bakan Özer; "Bizim istediğimiz şey bu ülkeye güzel bir hikaye bırakabilmek, tüm insanlarımızı o hikayenin bir parçası haline getirebilmek ve sadece dünyevi olarak değil, değerlerin yaşadığı Allah’ın isimlerinin tecelli ettiği, tecelligâhının olduğu bir coğrafyayı adım adım, ilmek ilmek inşa edebilmek" dedi.
'Anti demokratik uygulamalardan en fazla çeken okul türü imam hatip liseleri"
İmam hatip okullarına yönelik engellemelerin daha sonra yine devam ettiğini hatırlatan Özer, şöyle konuştu:
"1999 yılında katsayı uygulaması diye yeni bir eğitim politikasıyla tekrar bir meydan okumayla karşı karşıya kaldı imam hatip liseleri. Katsayı uygulaması çok basit bir uygulamaydı aslında. Meslek lisesi ve imam hatip lisesi mezunlarının yükseköğretime erişimini engelleyen, görünüşte çok sade, patik bir uygulamaydı. Herkes kendi alanına meslek alanına geçsin diye güya mesleki eğitimi güçlendirmeyle ilgili atılmış bir adımdı. Ama katsayı uygulaması bu toprakların hikayesine ihanet eden bir uygulama olarak tarihte yerini aldı. İstenilen şey şuydu; ’akademik olarak başarılı insanlar meslek liselerine ve imam hatip liselerine gitmesinler. Dinini bilen, sadece bu dünya için değil, bu dünyada yaptıklarını ahiret için yapan insanlar vali olmasınlar, siyasetçi olmasınlar, bürokrat olmasınlar’, istedikleri buydu. ’Hiçbir yere yerleşemeyen insanların yerleşmiş olduğu bir okul türüne dönüşerek kendi kendini imha etsin’. İmam hatip ve meslek liselerinde istedikleri şey buydu. Yani şöyle geçmişe baktığımız zaman eğitim politikalarındaki anti demokratik uygulamalardan en fazla çeken okul türünün imam hatip liseleri olduğunu görüyoruz. İşte Tevfik İleri gibi kahramanların yakmış olduğu, Celalettin Ökten hocalarımız gibi kahramanların yakmış olduğu meşale, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi liderlerin elinde tekrar o problemleri tek tek çözerek geleceğe emin adımlarla yürüyor" ifadelerini kullandı.
"Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi, bu toplumun tüm bileşenleri ile bir arada yürüyüşünü sağlamak"
Eğitimle ilgili 70 yıllık gecikmenin 20 yılda telafi edildiğini söyleyen Özer, "Bugün beyin göçünden bahsediliyor. 1999’da katsayı uygulamasından dolayı imam hatipli gençler ülkeyi terk ettiler. İşte rahmetli Tevfik İleri’nin, Celalettin Ökten hocamızın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi; bu toplumun tüm bileşenleri ile bir arada, devletiyle birlikte barışık bir şekilde geleceğe doğru kutlu yürüyüşünü sağlamak. İnanıyorum ki yeni yüzyıl Türkiye Yüzyılı olacaktır. Çünkü ilk kez Cumhuriyet Dönemi’ndeki kalkınmayla ilgili, eğitimle ilgili o gecikmiş 70 yıllık gecikmelerin hepsi son 20 yılda telafi edildi. İlk kez bu toplum devletiyle el ele vererek yeni bir hikaye yani yeni bir dil inşa etmek için yola çıktı. Samimiyetini hiç kaybetmedi" ifadelerini kullandı.
"Bizim istediğimiz şey, bu ülkeye güzel bir hikaye bırakabilmek"
Özer, şöyle devam etti: