Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye'deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ortak basın açıklamasında bulundu. Bakan Fidan Suriye'ye yönelik uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini ve bunun için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığını vurgulayan Bakan Fidan, "Suriye'nin parçalanmasına asla rıza göstermeyeceğiz." dedi. Suriye'deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Şeybani de Türkiye'nin her zaman yanlarında olduğunu ifade ederek, "Suriye ve Türkiye kardeşlik üzerine yeni bir tarih yazdı." dedi.
"Suriye halkının kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olmalıyız"
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından Suriye'de yeni bir sayfa açıldığını belirten Fidan, bu fırsatın, Suriye'deki yeni yönetim ve uluslararası toplum tarafından doğru kullanılması gerektiğini ifade etti.
Bu tarihi dönüm noktasında uluslararası topluma düşen görevin Suriye'ye her türlü desteğin sağlanması olduğuna işaret eden Fidan, "Suriye halkının kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olmalıyız. Suriye'yi bir rekabet alanı değil, bir işbirliği alanı olarak görmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Halep Başkonsolosluğu 20 Ocak'ta açılacak
Esed rejiminin Suriye'de senelerce terör örgütlerine ev sahipliği yaptığını ve terör ihraç ettiğini kaydeden Fidan, "Yeni Suriye'de PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine yer yok." sözlerini sarf etti.
Bakan Fidan, Suriye'deki yeni yönetimin terörle mücadele konusundaki azminden memnuniyet duyduklarını belirterek, bu yönde uygulamaya geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadele alanında üçüncü ülkelerle işbirliği konusunda önemli bir tecrübesi olduğuna dikkati çeken Fidan, Suriye'deki yeni yönetimle de benzer bir işbirliğini test etmek istediklerinin altını çizdi.
"Türkiye, DEAŞ ile mücadelede operasyonel desteğe hazır"
İstihbarat paylaşımından askeri kabiliyet geliştirmeye, bu alandaki imkanları kullanmaya hazır olduklarını vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde DEAŞ ile mücadele konusunda da operasyonel destek sağlamaya hazır olduğumuzu kendilerine ve komşu ülkelere ifade ettik. Nitekim bu konuda geçtiğimiz günlerde bazı adımlarımız da oldu. Her zaman söylediğimiz gibi DEAŞ kamplarının ve cezaevlerinin yönetimi konusunda, yeni yönetime gereken yardımı yapmaya da hazırız."
"Türkiye'den Suriye halkına ve yeni yönetime sarsılmaz desteği"
"Kıymetli kardeşim yeni Suriye'nin yeni Dışişleri Bakanı Esad Şeybani'yi ve Suriye Milli Savunma Bakanı'nı, İstihbarat Başkanı'nı Ankara'da ağırlamaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum." diyen Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'den gelen heyeti kabul ederek, Türkiye'nin Suriye halkına ve yeni yönetimine sarsılmaz desteğini ifade ettiğini anımsattı.
"Suriye'ye destek sağlamaya hazırız"
Fidan, 3+3 formatında yapılan çalışma toplantısında Suriye'deki güvenlik durumu ile ülkede istikrarın tam olarak tesisi için atılması gereken adımların yanı sıra siyasi, ekonomik ve insani meseleleri değerlendirdiklerini belirterek, "Türkiye olarak Suriye'ye her alanda destek sağlamaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Bu çerçevede ikili işbirliğimizi daha kurumsal hale nasıl geçirebileceğimizi ele aldık." dedi.
12 Ocak'ta Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da birçok ülkenin dışişleri bakanının katılımıyla düzenlenen Suriye konulu toplantıyı hatırlatan Fidan, Suriye'deki yeni yönetimle temasların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Fidan, devrik Beşşar Esed rejiminden miras kalan Suriye'ye yönelik yaptırımların hala yürürlükte olduğuna dikkati çekerek, "Yaptırımların kaldırılması için yoğun bir diplomatik çaba devam etmekte. Bunun neticesinde Amerika'nın (ABD) yaptırımlara kısmi muafiyet getirmesi mümkün oldu. Avrupa Birliğinin (AB) de yaptırımlara muafiyet sağlama konusunda bir çalışma yürüttüğünü anlıyoruz." diye konuştu.
Yaptırımların kaldırılması çağrısı
Suriye'de temel kamu ve altyapı hizmetlerinin verilebilmesi için yaptırımların kaldırılması gerektiğinin altını çizen Fidan, "Yaptırımların kalkması halinde ülkenin normalleşme süreci hızlanacaktır. Milyonlarca Suriyelinin ülkelerine geri dönmesini mümkün kılacak koşullar yaratılacaktır. Suriye'nin DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele kapasitesi artacaktır." ifadelerini kullandı.
Fidan, uluslararası toplumun, Suriye'deki devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması ve kapasite inşası alanında ülkeye destek olabileceğini kaydederek, Türkiye'nin bu konulardaki tecrübesini aktarmaya hazır olduğunu bildirdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm devlet kurumlarına gereken talimatı verdiğini kaydetti.
"Zaman barış zamanı"
"Bölgenin geleceğinde teröre yer yoktur. Suriye'nin parçalanmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Bölge yeteri kadar savaşlardan çekti. Zaman artık terörden ve silahtan, şiddetten arınma zamanı. Zaman barış, dayanışma kardeşlik, kalkınma ve refah zamanı." diyen Fidan, Türkiye'nin bu konuda imkan ve kabiliyetleriyle gerekli adımları süratle atmaya muktedir olduğunu dile getirdi.
"Suriye'de başlayan bu yeni dönemde de güçlü bağlarımız ve işbirliğimiz pekişecektir. Türkiye'nin tek arzusu barış, huzur, refah ve güvenlik içinde yaşayan bir Suriye'dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda ne gerekiyorsa yapmaya hazırız."
Şeybani ve heyetiyle görüşmede birçok konu ele alındı
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, Suriye'deki yeni yönetim ile Türkiye arasındaki işbirliği mekanizmalarına ve Şeybani ile görüşmesine ilişkin, özellikle yeni dönemde ilişkilerin nasıl daha etkili, yapısal ve hızlı hayata geçirilebileceğini görüştüklerini söyledi.
Fidan, savunma, güvenlik, terörle mücadele, tarım, sağlık, enerji, trafik ve ulaştırma gibi birçok alanda atılması gereken adımlar olduğuna işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın direktifleriyle oluşturulan bir koordinasyon mekanizması bulunduğunu ifade etti.
"Daha bir aydan biraz fazla oldu. Suriye'nin yeni devletinin kendisini yeniden inşa etmesi, özellikle bürokratik organları ve uluslararası muhataplık düzeyine çıkması biraz zaman alacak. Biz bu sürede aşamalı olarak, en basitinden en karmaşığına kadar yapılabilecek konuları uygun zaman diliminde yapma konusunda irade beyanında bulunduk. Kendileri de bu konuda memnuniyetle kabul ettiler. Şu anda Türkiye'nin gerek kamu kurumlarıyla gerek özel kurumlarıyla, STK'larla hem dayanışma hem yardım hem de ticaret konuları, neyi gerektiriyorsa bu konudaki işbirliği devam edecek."
Fidan, ilk etapta her şeyin mükemmel olmayacağını çünkü büyük bir yıkımla baş başa kalmış bir devlet olduğunu kaydederek, yerlerinden edilen milyonlarca insanın geri dönmesiyle başlayacak bir ekonomik ve sosyal hayat olacağını dile getirdi.
"İstihbarat paylaşımına, operasyonel işbirliğiyle muhakkak ihtiyaç var"
Bunların zaman içinde hayata geçmesini umduklarını aktaran Fidan, "Önemli olan tekrar altını çiziyorum, bizim bıkmadan usanmadan bu hedefe doğru sistemli bir şekilde, profesyonel bir şekilde çalışmamız. Terörle mücadele konusunu da güvenlik konusunu da tabiatıyla konuştuk. DEAŞ konusu, PKK konusu, YPG konusu. Özellikle DEAŞ ile mücadele konusunda neler yapılması gerekiyor, o konuda kendileriyle görüş alışverişinde bulunduk. Ve istihbarat paylaşımına, operasyonel işbirliğiyle muhakkak ihtiyaç var. YPG konusu özellikle kendilerinin çok yakından ilgilendiği bir husus, o konuda da görüşlerimizi karşılıklı paylaştık" diye konuştu.
"Türkiye olarak ateşkes sürecine olabildiğince destek verdik"
Fidan, İsrail ile Hamas arasında ateşkes sağlandığına dair haberlere ilişkin, "İnşallah yakın zamanda bunun resmi olarak ilanını duyacağız." dedi.
"Türkiye olarak ateşkes sürecine olabildiğince destek verdik. Çünkü oradaki soykırımın, zulmün, açlığın, sefaletin, imkansızlığın, yıkımın bir an önce durması gerekiyor. Bu sadece bir insanlık dramı suçu değil, aynı zamanda bölgemizin tamamını ateşe atan bir olay. Bunun durması tabii ki önemli bir adım ve bundan sonra yaraların sarılması gerekiyor. İnsani yardımların bir an önce başlaması, yerinden edilmiş ve şu anda köşelere sıkıştırılmış 2 milyona yakın insanın yıkılmış da olsa evlerine, arazilerine dönmesi gerekiyor. Bunların gece gündüz devam eden hava saldırılarından artık emin olması gerekiyor. Katliamın durması gerekiyor. Bu konuda atılacak her türlü adımı, Türkiye olarak biz destekliyoruz."
"İsrail askeri hedeflerine ulaşabilsin diye dünya kuralsız hale döndü"
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başından beri özellikle olayın insani boyutunun altını çizdiğini ve uluslararası seferberlik başlattığını belirterek, "Bu, tabii ki belli güçler tarafından sürekli ertelendi, ötelendi. Çünkü anlı şanlı birçok uluslararası aktörün esas itibarıyla yaptığı birçok diplomatik faaliyetin gerçekte İsrail'in operasyonlarına zaman kazandırmak olduğunu bütün uluslararası toplum gördü. Ne oldu? 50 bine yakın insan çoğunluğu kadın ve çocuk katledildi. İnsanlığın onuru çiğnendi, uluslararası sistem öldüğünü ve defnedildiğini ilan etti. Ve Batılıların yıllardır biriktirdikleri ne kadar meşruluk, ahlaki üstünlük, erdem gibi alanlar varsa hepsi yerle bir oldu. Dünya daha belirsiz, daha güce dayalı, daha kuralsız bir hale döndü. Sadece İsrail askeri hedeflerine ulaşabilsin diye." şeklinde konuştu.
Fidan, buna karşı verilen her türlü mücadelenin erdemli olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin bu noktadaki duruşunun kendi ideolojik duruşu için değil, insanlığın ortak değerleri adına yapıldığını söyledi.
İnsanlığın ortak vicdanını taşıyan aktörler tarafından da bu duruşun gerek Doğu'da gerek Batı'da yer bulduğunu belirten Fidan, bu duruşu sürdürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Fidan, hedefin iki devletli çözümle bölgeye barış gelmesi olduğunu kaydederek, "İsraillilerin, Arapların, bölge halkının, hepimizin barış içerisinde, huzur içerisinde yaşaması." dedi.
İsrail'in Suriye'nin topraklarını da belli miktarda işgal ettiğini vurgulayan Fidan, "İsrail yayılmacılığı bu haliyle herkese tehdit teşkil etmekte. Kendi güvenliğini sağlamak için birçok ülkeyi güvensiz kılıyor. Ve yıllardır da bu durum böyle. Bu denklemden çıkmanın, herkesi güvenli ve huzurlu yapmanın tek yolu, eğer kabul edilirse iki devletli çözüm ve herkesin belli bir sınıra razı olması. Dolayısıyla bu noktadaki çabalarımız devam edecek. İnşallah önümüzdeki dakikalar içerisinde resmi olarak ateşkes ilan edilir, biz de yeni bir iyi haber almış oluruz." ifadelerini kullandı.
"Suriye ve Türkiye yeni bir tarih yazdı"
Suriye'deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ise konuşmasında, Suriye ve Türkiye'nin yeni bir tarih yazdığını söyledi.
Şeybani, bunun kardeşlik üzerine kurulu bir tarih olduğunu kaydederek, bölgedeki istikrarın ve güvenliğin sağlanması için bu kardeşliğin kurulduğuna değindi.
Yeni yönetimin Suriye halkının yaralarını sarmak istediğini belirten Şeybani, Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemine dikkati çekti.
Şeybani, ayrıca Türkiye'nin yeni yönetime gösterdiği inanç nedeniyle teşekkürlerini ifade etti.
"Suriye halkı diktatörlüğe karşı olduğunu ispat etti"
Sıcak karşılama için Bakan Fidan'a ve kabulü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden Şeybani, Türkiye ile ilişkileri her zaman desteklemeye devam edeceklerini vurguladı.
Şeybani, "Suriye halkı diktatörlüğe karşı olduğunu ispat etti." ifadesini kullandı.
Suriye'yi yeniden imar etmek için bir araya geldiklerini kaydeden Şeybani, Suriye'nin bölgeyle ve dünyayla entegre olan bir ülke olması ve stratejik rolünü tekrar oynaması için var gücüyle çalışacaklarını vurguladı.
Şeybani, yıkılan Baas rejiminin Suriye halkının yararına olmadığını belirterek, "insanlara değil kurumlara dayalı olan" ve "tüm halkın yararını gözeten" yeni bir ülke kurmaya çalıştıklarını söyledi.
"Bugün Suriye halkının elleri herkese açıktır"
Şeybani, "(Suriye) iyi komşuluk ilkelerine dayalı bu ilişkileri sürdürmeye kararlıdır. Yine aynı şekilde daha önceki yönetim bunu yapmamıştır. Bugün Suriye halkının elleri herkese açıktır. Dolayısıyla biz hem Suriye halkının hem bölgenin yararına olsun istiyoruz." diye konuştu.
Suriye halkının birliğe ihtiyacının olduğunu ve yaralarını sarmaya çalıştığını dile getiren Şeybani, "İstiyoruz ki herkes özgürlüğüne kavuşsun." dedi.
Suriye'nin kalkınması için uluslararası destek ve iş birliği çağrısı
Suriye'deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Şeybani, eğitim kurumlarının iyileştirilmesi ve Suriye halkına onurlu bir yaşam vadedilmesinin önemine işaret ederek, "Suriye bugün yeniden kalkınma için gerçek bir desteğe ihtiyaç duymaktadır. Biz uluslararası toplumdan, özellikle kardeş ve dost ülkelerden bu konuda yardım beklemekteyiz." ifadelerini kullandı.
Suriye'nin kalkınması için uluslararası iş birliğine hazır olduklarının altını çizen Şeybani, "İster Arap ülkeleri olsun ister uluslararası toplum olsun, tek ses olmalıyız ve Suriye'ye bu şekilde destek olmalıyız." dedi.
Suriye halkını kucaklayacaklarını, kurum ve kuruluşların egemenliğini yeniden kazandıracaklarını, barış ve adalet için çalışacaklarını kaydeden Şeybani, "Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimizle bütün gücümüzle bunu yapacağız. Her iki ülkenin istikrarı ve halkın yararı için çalışacağız." diye konuştu.
"Suriye'nin hiçbir şekilde komşu ülkemize bir tehdit teşkil etmemesi gerekir"
Bakanların hitabının ardından soru cevap kısmına geçildi.
Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG tehdidine yönelik alacakları inisiyatiflerin ne olduğunun sorulması üzerine Şeybani, "Biz Suriye'yi kurtardıktan sonra bu varlıkların olmasına gerek yok. Dolayısıyla biz her zaman olduğu gibi şunu taahhüt ediyoruz. Suriye'nin hiçbir şekilde hiçbir ülkeye, özellikle komşu ülkemize bir tehdit teşkil etmemesi gerekir." dedi.
Şeybani, "Bölgenin tekrar merkezi hükümetin egemenliği altına girmesi ve Arap kimliğinin tekrar iade edilmesi için çalışmaktayız. Merkezi Şam yönetiminin bütün ülkede egemen olmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Suriye'nin bütün kesimlerinin uyum içerisinde kabul edebileceği bir diyalog olsun istiyoruz"
Ulusal Diyalog Konferansına ilişkin soruya yanıt veren Şeybani, söz konusu konferansın "tüm Suriye halkının geleceğinin belirlenmesi" için önemli olduğunu vurguladı.
Şeybani, "Suriye'nin bütün kesimlerinin uyum içerisinde kabul edebileceği bir diyalog olsun istiyoruz. Suriye halkından 1200 temsilcinin bu konferansa katılması söz konusu olacaktır. Siyasi, ekonomik, sosyal alanlar hepsi görüşülecektir." diye konuştu.
Esad Hasan Şeybani, bu konferansta Suriyelilerin ilk kez kendi gelecekleri konusunda oturup konuşacaklarını söyledi.
Soru-Cevap
İsrail ile Hamas arasında mutabakat arasında anlaşmaya varıldığı söyleniyor. Bu mutabakatın kalıcı olması için ne gerekiyor?
Türkiye olarak ateşkes sürecine olabildiğince destek verdik.
Oradaki soykırımın, zulmün bir an önce durması gerekiyor.
Katliamın durması gerekiyor.
Birçok uluslararası aktörün esas itibariyle yaptığı diplomatik faaliyetin gerçekte İsrail'in operasyonlarına zaman kazandırmak olduğunu bütün uluslararası toplum gördü.
İsrail, kendi güvenliği için herkesin güvenliğini tehdit ediyor. Suriyeli meslektaşım da burada. İsrail, onların da topraklarının bir kısmını işgal etti.
Filistin için tek çözüm, iki devletli çözümdür. İnşallah buna gidecek ateşkes, önümüzdeki dakikalarda resmen ilan edilir.