Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda dış politika gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik süreçlerine ilişkin, tüm müttefiklerin, Türkiye'nin NATO'nun genişlemesine yönelik verdiği desteği bildiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Ukrayna savaşından önce zirvelerde, dışişleri bakanları toplantılarında biz her zaman NATO'nun genişlemesinden yana tavır aldık. Makedonya, Karadağ gibi ülkeler olurken de aynı şekilde destekledik fakat şimdi NATO'ya üye olmak isteyen iki ülkenin teröre verdikleri destekten dolayı biz çekince koyduk ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın özellikle yaptığı açıklamadan sonra bir taraftan NATO bir taraftan diğer müttefikler, bir taraftan da üye olmak isteyen iki ülke ile temaslarımız da devam ediyor. Bu temaslarımızda da niye karşı olduğumuzu gayet güzel şekilde açıklıyoruz. Örnekleriyle açıklıyoruz, fotoğraflarla açıklıyoruz videolarla açıklıyoruz. Herkes Türkiye'nin bu güvenlik endişelerinin meşru olduğunu söylüyor, kabul ediyor."
İki ülkeden teknik bir heyetin Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ile bir toplantı yaptıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, toplantıda iki ülke temsilcilerine Türkiye'nin beklentilerini açıkça ifade eden bir yazılı belgenin verildiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, terör örgütlerinin bu iki ülkede yapılanmalarının ve faaliyetlerinin olduğunu aktararak, "Bu müzakereleri sürdürdüğümüz bir zamanda dahi bu terör örgütleri paçavralarıyla Türkiye aleyhine gösterilerde bulunuyor. Avrupa Birliğinin (AB) de listesinde olan, NATO’nun listesinde olan bir terör örgütünün bu faaliyetlerine izin veriliyor. Diğer taraftan FETÖ'nün bu ülkelerde faaliyetleri var." ifadesini kullandı.
İki ülkenin, Türkiye'nin Suriye'de yine PKK/YPG'ye yönelik operasyonları sebebiyle, Türkiye'ye savunma sanayi ürünlerinde ihracat kısıtlaması getirdiklerini hatırlatan Çavuşoğlu, bu iki ülkenin güvenlik endişelerinin yanında Türkiye'nin güvenlik endişesini anlamaları gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, iki ülkenin terörle mücadele kanunlarında değişiklik yapmaları gerektiğini belirterek, bu değişim sağlanmadıkça Türkiye'nin pozisyonun değişmeyeceğini söyledi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in Türkiye'nin güvenlik endişelerinin karşılanması gerektiğini her seferinde gündeme getirdiğini dile getiren Çavuşoğlu, Stoltenberg'in üç dışişleri bakanının bir araya gelmesi teklifinde bulunduğunu aktardı.
Çavuşoğlu, Almanya ve Fransa'da terör örgütleri paçavralarıyla yapılan eylemlere ilişkin de şöyle dedi:
NATO, İsveç ve Finlandiya'nın üyelik sürecini birlikte yürütmek istediklerini, iki ülke politikaları arasında farklılıkların olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Finlandiya'ya görece olarak daha sıcak bakabiliriz ama burada şartlar belli bu şartların her ikisinin de yerine getirmesi gerekiyor." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin pozisyonun net olduğuna işaret ederek, Yunanistan'ın Makedonya'dan NATO'ya ve AB'ye üye olabilmesi için ismini değiştirme şartını hatırlattı.
Çavuşoğlu, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG'nin kontrolündeki bölgelere olası operasyonun diplomatik altyapısı hazırlıklarına ilişkin sorusu üzerine, terör örgütünün her iki ülke için de tehdit olduğunu belirtti.
Suriye içinden Türkiye'ye yönelik saldırılar ve Türkiye'de terör saldırıları olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Sonuçta bu bölgeleri terörden temizlememiz gerekiyor." dedi.
Çavuşoğlu, 2019'da Barış Pınarı Harekatı'nı başlattıklarını ve Suriye içinde önemli bir bölgeyi terörden temizlediklerini kaydederek, bölgede halen teröristler olduğunu ifade etti.
ABD ve Rusya'yla Ekim 2019'da bir mutabakata vardıklarını ve bu ülkelerin bölgedeki teröristleri temizleme sözü verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle dedi:
Çavuşoğlu, Türkiye'nin söz konusu harekatlarının meşruiyetini ve gerekçelerini her yerde anlattıklarını dile getirerek, "Bazen telefon açanlar oluyor. 'Ya bunu yapmasanız ne olur?' İşte ABD'den mesajlar geliyor ya da söylüyorlar. Sen önce yükümlülüğünü yerine getir." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine olası bir operasyon düzenlemesi konusunda bu ülkelerden bir telkinin gelip gelmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, bu yönde telkinler geldiğini aktardı.
Çavuşoğlu, PKK/YPG'nin bölücü ajandayı devam ettirebilmek için çok ciddi baskıları olduğuna değinerek, PKK/YPG'nin her bakımdan bölgenin istikrarını bozduğunun altını çizdi.
Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'nın Suriye'deki bazı askeri noktalardan çekilip çekilmediğine ilişkin tespitlerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Rusya'nın bölgede önemli iki üssü olduğunu ve buralardaki mevcudiyetinin devam ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, öte yandan içeride bazı bölgelerden başka bölgelere doğru kaydırma olduğunu gördüklerini ifade ederek, "Son görüştüğümüz bölge ülkeleri, Rus güçlerinin Suriye-Ürdün sınır bölgesinden çekildiğini, içeriye doğru gittiğini söylüyor. Onun hatta başka etkileri de varmış. Özellikle Ürdün'e yönelik uyuşturucu kaçakçılığı gibi olumsuz etkilerini gördüğünü de söylüyorlar." dedi.
Yunanistan'ın ilgili adaları silahlandırma çalışmalarını önce inkar ettiğini, sonrasında ise silahlandırdığını kabul ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, Atina yönetiminin "Türkiye'den tehdit var" gerekçesini ortaya attığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın ilgili adalar konusunda uluslararası hukuku ihlal ettiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
ABD'nin son zamanlarda Türkiye ve Yunanistan'la, Kıbrıs'ta da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında izlediği denge politikasını bozduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"(ABD) Kendilerine uyarıları da yaptık. Sonuçta (Yunanistan'ın) bu adaları silahsızlandırması lazım. 'Buradaki silahlardan biz çok korkuyoruz, Yunanistan'dan korkuyoruz' anlamında değil. Yunanistan diyor ki 'Türkiye'den tehdit var. O tehdit gerekçesiyle biz buraya silah koyuyoruz. Yani böyle tehdit karşısında koyuyoruz' diyor ama bu silahların ne faydası olacak. Hiçbir faydası olmaz. Yunanistan diyor ki 'Türkiye bizim egemenliğimize göz dikmiş genişleme politikası uyguluyor o nedenle bu taleplerde bulunuyor, o nedenle bu mektupları yazıyor' diyor. Oysa genişleme politikası izleyen Yunanistan. (Yunanistan) Adaların statüsünü de bozuyor, ihlal ediyor. Biz uluslararası hukuk diyoruz. Uluslararası hukuk da gayet açık. Anlaşmalar gayet açık. Dolayısıyla Yunanistan bu ihlaller konusunda geri adım atmazsa adaların egemenliğini tartışmaya açacağız diyoruz. Yazdığımız mektup gayet açık, net. Yunanistan demagoji yapıyor."
Çavuşoğlu, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in ABD Kongresi'nde Türkiye aleyhinde yaptığı konuşma ve Atina yönetiminin Türkiye'ye karşı tavrında değişimlere ilişkin, "(Yunan yetkililerin) Aslında genel karakteristik yapısı." değerlendirmesinde bulundu.
Yunan yetkililerin, Türk yetkililerle yaptıkları toplantılar öncesinde ve sonrasında farklı tavırlar izlediklerini kaydeden Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın Ankara'da kendisiyle yaptığı basın toplantısı öncesinde Türkiye'ye karşı olumsuz bir şey söylemeyeceğini dile getirdiğini ancak basın toplantısında Türkiye'ye karşı saldırgan ifadeler kullandığını anımsattı.
Başbakan Miçotakis'in sadece Türkiye'yi eleştirmekle kalmadığını ve bir NATO müttefiki ülkenin aleyhine özellikle savunma sanayisiyle ilgili lobi faaliyetleri yürüttüğünü vurgulayan Çavuşoğlu "Bu müttefiklik ruhuyla bağdaşır mı? Bağdaşmaz." dedi.
Çavuşoğlu, Yunan tarafının, Selanik'te yapılması planlanan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı için de 7 senedir tarih vermediğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin ilgili toplantıya katılmayacağını ilan ettiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
Ukrayna-Rusya savaşının diplomatik çözümüne ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna savaşından önce ve savaşın başlamasının ardından barış için çok çaba sarf ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, İstanbul'daki Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü müzakerelerinde Rusya ve Ukrayna taraflarının birbiriyle anlaşmasının çok yakın olduğunu, ancak toplantının ardından havanın değiştiğini ifade etti.
Buça ve İrpin'den görüntülerin ortaya çıktığını hatırlatan Çavuşoğlu "Ondan sonra diplomasiden yavaş yavaş uzaklaşma gördük müzakerelerde." diye konuştu.
Bu nedenle de tekrar müzakere masasına dönme eğiliminin olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Biz zaten Türkiye olarak samimi çaba sarf ediyoruz. Zaten dürüst bir arabulucu, kolaylaştırıcı olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Bu yeni ortamda tekrar müzakereye dönme atmosferinde bizim tarafları tekrar bir araya getirme, hatta liderler düzeyinde bir araya getirme konusu var." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, diyalog ve müzakereyle bu savaşı bitirmek gerektiğinin altını çizerek, savaşın maliyetinin Ukrayna'ya çok büyük olduğunu dile getirdi.
Savaşın sadece Ukrayna'yı değil, tüm dünyayı etkilediğini kaydeden Çavuşoğlu, ramazanın son günlerinde yaptığı Latin Amerika turunda bölge halklarının tahıl ve gübre konusunda endişeli olduğunu fark ettiğini aktardı.
Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının küresel enflasyonu etkilediğinin altını çizdi.
İstanbul'daki Rusya-Ukrayna-Türkiye toplantısında havanın değişmesinde üçüncü tarafların müdahalesi olup olmadığının sorulması üzerine Çavuşoğlu, üçüncü ülkelerde "bu savaş bitmesin, Ukrayna'ya daha fazla destek verelim, Ukrayna kısa zamanda topraklarını geri alacak" yaklaşımı olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Buça ve İrpin'den gelen görüntüler sonrasında yavaş yavaş masadan uzaklaşma olduğunu gördüklerini ifade etti.
Avrupa ülkeleri, Rusya'dan enerji ithalatını sürdürürken, Rusya'ya yaptırımların etkisi olup olmayacağına ve Türkiye'nin yaptırımlar konusundaki tavrına ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Rusya'ya yaptırımların etkisinin sadece yaptırım uygulanan ya da yaptırımı uygulayan ülkeler üzerinde değil, herkes üzerinde hissedildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, yaptırımlara dahil olmamasına rağmen en çok etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirterek, Türkiye'nin başından beri tavrının net olduğunu, prensip olarak BM yaptırımlarına katılacağını söylediğini, bunun ilkeli bir duruş olduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerinin de olduğunu anımsatarak, "Şu anda tahıl taşıyan gemilerin limanlardan güvenli şekilde çıkarılması konusunda önemli rol üstleniyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmadığı gibi yaptırımların Türkiye üzerinden bypass edilmesine de müsaade etmeyeceklerini kaydeden Çavuşoğlu, bu tutumu sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Rusya ve Ukrayna arasında güven artırıcı önlemler konusunda yardımcı olmak için çalıştığını da vurgulayarak, tahıl taşıyan gemilerin savaş bölgesinden çıkması önündeki engellere değindi.
Engellerden birinin Odessa bölgesinde Ukrayna'nın denize yerleştirdiği mayınlar olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bir diğerinin ise Rus gemilerine uygulanan sigorta alanında yaptırım ve uluslararası limanlarda uygulanan hizmet sunmama durumu olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin bu konuda Birleşmiş Milletler ile çalıştığını ifade eden Çavuşoğlu, "BM'nin bir teklifi var. BM, Türkiye, Rusya ve Ukrayna'dan oluşan dörtlü bir temas grubu oluşturulması. Biz buna prensip olarak 'evet' dedik. Teknik düzeyde bir toplantı gerçekleştirme fikri ortaya çıktı. Henüz bu konuda tam bir mutabakat sağlanmış değil." dedi.
Çavuşoğlu, Rusya ve Ukrayna'nın da prensipte bu konuda anlaştığını ancak detayların hala müzakere edilmesi gerektiğini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, beraberinde bir heyetle 8 Haziran'da Karadeniz'de buğday meselesini de kapsayan bir güvenlik koridorunun açılması konusunu görüşmek üzere Türkiye'ye geleceğini de belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
Bu konunun önemli olduğunu ve dünyada ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin de bu konunun çözülmesinde kilit bir rol oynadığına vurgu yaptı.
Farklı ülkelerden mevkidaşlarını bu ve gelecek hafta Türkiye'de ağırlayacaklarını belirten Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımız bize talimat verdi. Tamamen bu konuya odaklanmamız gerektiğini söylediler. Gece-gündüz bu koridorun açılması için neler yapılması gerekiyor ona odaklanacağız. En önemli ve öncelikli konu bu. Bu çözülürse iki ülke arasında önemli bir güven artırıcı adım atılmış olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, dörtlü temas grubunun oluşturulması, faaliyetlerin gözlemlenmesi ve endişelerin giderilmesi için bir merkezin kurulmasının da gündemde olduğunu açıkladı.
Çavuşoğlu, F-16 konusunda Türkiye-ABD askeri makamlarının görüştüğünü ve sürecin olumlu seyrettiğini söyledi.
ABD yönetiminin de gerek Türkiye ile temaslarında gerekse kongreyle kendi içlerinde değişik kurumlarla temaslarında bu işe sıcak baktığını gerekçeleriyle anlattığını kaydeden Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Önümüzdeki günlerde, askeri makamlar arasında varılacak teknik detaylar konusunda mutabakatın zamanlamasına bağlı. Ondan sonra resmi talep ayrıca ABD de kongreden de onay için başvuracak. Kongrede F16'ların Türkiye'ye verilmesi konusunda bir eğilim var, bir eğilimin olduğunu görüyoruz. F-35 tabii Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) yaptırımları kapsamında ve ilgili yasanın değişmesi gerekiyor kongrede. Biz de diyoruz ki, ya bizi buraya alın ya da bizim verdiğimiz para var, parayı iade edin. F-35 projenin ortaklarından bir tanesi Türkiye, 9 ortağından bir tanesi. Bu işin çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. ABD ile stratejik bir mekanizma kurduk, bu mekanizma ABD'nin teklifiyle, ABD Başkanı Joe Biden'ın teklifiyle, Cumhurbaşkanımızın da olur demesiyle kuruldu. İlk bakan yardımcıları seviyesinde toplantıyı burada yaptık, bakan seviyesinde de New York'ta gerçekleştirdik. Bu mekanizmanın da amacı tüm bu sorunları aşmak, çözmek."