Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, DEİK Türkiye-ABD İş Konseyi ile Amerikan-Türk Konseyi tarafından bu yıl 37'ncisi düzenlenen TAİK-ATC Ortak Yıllık Konferansı'na katılmak üzere geldiği Washington'da Türk gazetecilerle bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin uzun yıllardır sürdüğünü ve bunların önemli olduğunu belirten Bakan Akar, hem askeri hem de diğer alanlarda iş birliğinin devam ettiğini bildirdi.
Yaşanan bazı problemleri hatırlatan Akar, "Bu problemleri başkaları çözmeyecek, biz çözeceğiz. Bu problemlerin çözümü için çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Önümüzdeki dönemde bunlarla alakalı sorunların çözülmesinin de bir şekilde mümkün olacağını umuyoruz." diye konuştu.
Akar, iki ülke arasındaki ilişkilerde karşılıklı diyaloğun önemine değinerek, "Bazen ciddi şekilde yanlış anlaşılmalar, yanlış anlatımlar oluyor. Bazen bunlar doğal bir şekilde gelişirken bazen de bilinçli bir şekilde yanlış yerlere götürülebiliyor. Bazı bilgiler yanlış aksettiriliyor. Politikacılar, senatörler birçok konunun ayrıntısını bilemeyebilir. Bazı ayrıntılar da kararlara etkili olabilir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin hava ve füze tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Bakan Akar, "Bizim buna karşı hava ve füze savunma sistemi istememiz, bunun için çalışmamız çok doğal bir şey. Bu, egemenlik, bağımsızlık, güvenlik ve savunma meselesi." dedi.
Bu konudaki çalışmalarda yaşanan süreci hatırlatan Akar, "Biz problem odaklı çalışıyoruz. Bizim bir problemimiz var, nedir bu? Türkiye'ye yönelik hava ve füze tehdidi. Ne yapacağız? 82 milyonun savunmasını, güvenliğini sağlayacağız. Bunun için elimizdeki imkanları kullanmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Akar, iki ülke ilişkilerinde ayrıştırıcı ve ültimatom dilinin kullanılmamasının önemine değinerek, S-400 tedariki ve F-35 projesinin birbirine bağlanmaması gerektiğini belirtti.
"S-400 Suriye'de konuşlu ama İsrail'in yakın mesafede konuşlu F-35'leri var. Diğer taraftan Baltık ülkelerinde de buna benzer durumlar var. Biz diyoruz ki 'Gelin oturalım, teknik bakımdan yapılması gereken neyse konuşalım.' Biz bunları NATO sistemlerine entegre etmeyeceğiz. Ayrıca bizim milli olup da NATO için çalışan unsurlarımıza da entegre etmeyeceğiz. Bunlar bağımsız, ayrı bir şekilde çalışacaklar. Muhtemelen Ankara ve İstanbul'un savunması olacak S-400'ün görevi. Diğer taraftan da F-35'lerin yeri ise Malatya. Burada yatırımları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Arada ciddi bir mesafe var. Bunları tartışalım, konuşalım. Eğer bu çalışmalar sırasında hakikaten teknik bakımdan alınması gereken tedbirler varsa yapalım. O konuda açığız. S-400 gelmedi daha ama gelecek. Geldiği zaman ne yaparız? Bu Ankara olabilir, İstanbul olabilir veyahut da bir sanayi bölgesi olabilir. Füze ve uçak tehdidine karşı nereleri hassas, bu çalışılan bir konu."
Hava savunma sistemlerinin menziline dikkati çeken Akar, "Türkiye'nin hava sahasını tam olarak kontrol altına alacaksak bizim birçok hava ve füze savunma sistemine ihtiyacımız var." diye konuştu.
ABD'den yapılan F-35'lerle ilgili olası yaptırım söylemlerine karşı Türkiye'nin hazırlığının olup olmadığı sorusu yöneltilen Akar, "Varsayımlarla konuşup da bazı şeyleri zorlaştırmak veya yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için o tarafını bırakıyoruz. Mevcut durum çerçevesindeki çalışmalarımız sürüyor, olasılıklara karşı da her türlü hazırlığımızın olduğunu söyleyebiliriz." şeklinde konuştu.
ABD'nin Patriot ile ilgili sunduğu son teklife ilişkin belli bir tarihin olup olmadığı sorusuna Akar, "Hayır" karşılığını verdi, çalışmaların sürdüğünü yineledi.
S-400'lerin ne zaman Türkiye'ye gelmesinin planlandığı sorulan Akar, "Son görüşme sırasında Rusya tarafından 'haziran' telaffuz edildi ama onun da gelmesi, gitmesi vesaire başka bir çalışma konusu." diye konuştu.
S-400 ile F-35'in teknik olarak nasıl ayrıştırılacağına yönelik ABD'lilerle teknik görüşmelerin yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruyu Akar, "Bizim teklifimizde Amerikalıların masasında bu." şeklinde yanıtladı.
Suriye'nin kuzeyindeki bir güvenli bölgeye yönelik söylemler hatırlatılan Bakan Akar, şöyle konuştu:
"Niye orada 30-40 kilometreden bahsediyoruz. Son zamanlarda teröristler maket uçaklara patlayıcı koyarak ülkemizdeki karakollarımıza, insanlarımıza karşı kullanıyorlar. Biz 'Teröristleri alın, silahlarını toplayın, bunları 30-40 kilometrenin dışına çıkarın' diyoruz. Bizim temel teklifimiz bu. Bu maket uçakların menzili takriben 30-40 kilometre. Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgedeki yeteneği ve müsait olan tek güç. Burada esas olan maksat. Bizim maksadımız hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğini sağlamak. Bizim derdimiz bu. Biz Suriye'nin hem politik kişiliğine hem toprak bütünlüğüne son derece saygılıyız. Hiçbir şekilde Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim meselemiz terörist unsurlardan ülkemize karşı gelen risk, tehdit, tehlike."
İdlib'deki son gelişmelere ilişkin soru üzerine Akar, "Çok zorluklardan geldik, şu anda bir denge kurulmuş vaziyette." dedi. Bakan Akar, Türkiye'nin orada üzerine düşen görevlerin tamamına yakınını gerçekleştirdiğini belirterek, bölge halkının güvenliği ve huzuru için gayret gösterdiklerini söyledi.
Sudan'daki son gelişmelere ilişkin soruyu da Akar, "Afrika ülkelerinin birçoğunda Orta Doğu'dan bazı ülkelerin yarışı var, orada birtakım görünen, görünmeyen mücadele şekilleri var. Bizim temennimiz Sudanlı kardeşlerimizin barış, huzur, güven içinde, olabildiğince demokratik çerçeve içinde yaşamlarını sürdürmeleridir." dedi.
Soru üzerine insansız kara araçları konusunda gelinen noktayı değerlendiren Akar, "Birçok konuda araştırma-geliştirme faaliyetlerimiz sürüyor. Özel sektör, asker iş birliği, üniversitelerin katkıları, devlet kurumlarının çalışmaları bu konuları gayet güzel bir raya soktu ve inşallah kara araçları dahil buna benzer hayata geçtiği zaman ülke olarak hepimizin sevineceği çalışmalar ilerliyor." ifadesini kullandı.