MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP'ye tepki göstererek, "Çok basit suçlamalarla devleti ve yargıyı yıpratmamak lazım Yurtta Sulh konseyinin askeri kanadı belli, Silivri ve Sincan’da. Peki siyasi kanadı nerede? Bunları bulun diyoruz. Bulamıyorlarsa bize yetki versinler biz buluruz bunları" açıklamasında bulundu.
Bahçeli, partisini takip eden muhabirlerle sohbetinde iç politikaya ilişkin soruları cevaplandırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yakın zamanda bir görüşme yapıp yapmayacaklarına yönelik soru üzerine Bahçeli, "Her zaman görüşme ihtimalimiz söz konusu olabilir. Çünkü Cumhur İttifakı'nın iki önemli kanadıyız. Yeri gelir görüşürüz, yeri gelir birbirimizi dinleriz, yeri gelir biraz sabırlı hareket ederiz. Siyasi iktidarın takip ettiği politikaları biz de yakından izleriz ve ona göre de Türkiye'nin geleceği hakkında birtakım kanaatlere sahip olabiliriz. Ama her zaman görüşeceğiz diye bir kural yok." diye konuştu.
Sınırı ve kapsamı planlanarak görüşmenin olamayacağının da altını çizen Bahçeli, "O bakımdan bu başka türlü anlayışlara da sebebiyet verebilir. Biz ittifaktayız, koalisyonda değiliz." dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Esad'la görüşürüm" sözlerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, "Vallahi isabet olur. Bu kadar hevesli birisini de görmedim yani. Esad'a da çok yakın yani gidebilirler. Çok uzak değil Reyhanlı’dan sonra Halep, sonra Şam. Esad orada." ifadelerini kullandı.
"Araştırma komisyonunda ısrar etmek ve herkesi oraya da davet etmekte eğer çok kuşku verici davranışlarının üzerini örtmek gibi bir çabaları yoksa zaten bir anlamı olmaz. Kalkıp 5 partiyi bir araya getirdik Mecliste, ne yapacağız hepimiz savcılık mı yapacağız, hakimlik mi yapacağız, kolluk kuvvetlerinin mensupları mı olacağız, birtakım olayları yakından izleyecek tarzda geçmişte olduğu gibi dinleme falan bu tür işler mi yapacağız? Böyle şey olmaz. Bir de bunu çok saptırıyorlar. İşte zaten bizi düşündüren, CHP'ye olan güvenimizi sarsan nokta burasıdır."
Bahçeli'den yurtta sulh konseyi vurgusu
15 Temmuz'un arkasındaki yurtta sulh konseyine işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Konsey kavramını ele aldığınızda bu bir tek kişi anlamına gelmez. Konsey kavramının içine neyi dahil etmek istiyorsanız onlar oradadır. Bunların içerisinde darbeyi yapan askerler olduğu gibi darbecilerle hareket eden siviller, bürokratlar olabilir. Darbe başarılı hale gelirse de ülkeyi yönetecek bir yönetim kadrosunun bulunması lazım. Şimdi böyle bir durumu biz araştırıyoruz. Birkaç örnek vermek istiyorum. Türkiye'de yapılan ilk ihtilal 27 Mayıs darbesidir. Bu darbe emir komuta zinciri içinde oluşmuş bir darbe değildir. Böyle bir darbeden sonra bunlar bir Milli Güvenlik Komitesi oluşturmuşlardır. İşte bu komitenin birçok ismi hemen hemen hepsi asker. Yani diyorlar ki, ‘Darbeyi biz yaptık, ülkeyi biz yöneteceğiz. Biz de bir Milli Birlik Komitesi oluşturduk bu yönetecek’. Peki bu komite nasıl yönetecek, bir hükümet oluşturmaları lazım."
- "Bu hükümet halktan iradeyle mi gelmiş? Bu tarihlerde seçim mi olmuş, seçimlerde bu kabineyi oluşturan şahıslar aday mı olmuş? Mesela bakın, Başbakan Nihat Erim. CHP'den istifa ettirilerek başbakan yapılan kişidir. Eğer 12 Mart'ta netice alamamış olsalardı, bunların içinde siyasi uzantı kimlerdir diye sorduğunuzda o zaman Nihat Erim başta gelir. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Atilla Karaosmanoğlu bağımsız ama bürokrat. Eğer 12 Mart'ta bu beş general başarılı olmasaydı bunların hepsini tutuklayıp, adaletin önüne koyup, o zamanki şartlarda idam falan da geçerliydi, müebbet de vardı, hepsini cezalandırdınız. Peki ben o zaman siyasetin içerisinde olsaydım, deseydim ki bunların içinde siyasi ayak hangisidir? Bir konsey var ama bir siyasi ayak da var. Yani siyasi katılımla ülkeyi yönetmeye talip olmuş, muhtıracılarla uzlaşmış bir siyasi kadro var. Bu siyasi kadro kimdir diye sorduğumuzda eğer bunlar bakan olmasaydı bilemezdik kim olduğunu. Ama şimdi biliyoruz."
"15 Temmuz başarılı olsaydı cumhurbaşkanı, başbakanları kim olacaktı"
Bahçeli, müebbet cezası almış Silivri ve Sincan cezaevlerinde bulunan askerlerin başarılı olsaydı hükümeti kimle kuracaklarını sorduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
- "Cumhurbaşkanları kim olacaktı, başbakanları kim olacaktı? Yurtta sulh konseyinin unsurları kimler olacaktı? Bunlar hangi partide varsa ortaya çıkartın diyoruz. FETÖ'nün uzantısı siyasi ayağı bunlar olsa gerektir diyoruz. Yoksa şunlar şunlar vardı, bunları açıklayınız gibi ifadeler var. Biz nereden açıklayacağız polis miyiz biz? Siyasi ayağı öğrenebilmek için 15 Temmuz'daki darbeyi başarılı kılabilecek bir geri dönüş mü yapalım? Yurtta sulh konseyi kimlerden oluşuyor görmek için Türkiye'deki siyah beyaz filmi geriye çevirip yeniden mi oynatalım? Ama diyoruz ki kim bunlar kardeşim? CHP'nin içinde varsa çıkartın, MHP'nin içinde varsa çıkartın, bürokraside varsa çıkartın, sağdan soldan görevlendirilmişler varsa çıkartın. Bazılarını ABD görevlendirmiş adı bağımsız… Biz bunu soruyoruz. Yoksa CHP’nin kuracağı komisyonun üç üyesiyle bu iş olmaz.
- 15 Temmuz'un ruhuna inmiş, onlarla geçmişte münasebetleri olan insanlar yurtta sulh konseyini benden çok daha fazla tanıyor olsa gerektir. Biz de diyoruz ki bunu çıkartın, hangi partideyse çıkartın. Ama istismarından artık vazgeçin. Çorbacıyla, tatlıcıyla artık uğraşmayın. Bunlarla uğraşın. Bunların hepsini geçmişteki olaylara bakarak söylüyoruz."
CHP Sözcüsü Öztrak'a sordu
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'a İlhan Öztrak ile akrabalığını soran Bahçeli, "12 Eylül'de Devlet Bakanı İlhan Öztrak değil miydi? Bir tanesi var Mehmet Özgüneş, hem 27 Mayıs'ta var hem 12 Eylül'de var. Adam joker." dedi.
- "Başarısız olsalardı askerler gerekli cezaya muhatap olurken bu isimler geldikleri yere saklanmış olsalardı o zaman bunun da siyasi ayağını araştırıp duracaktık. Şimdi siyasi ayağı sorup duruyorsun Faik Öztrak. Yahu şu amcana bir bak bakalım kimdir. Bu siyasi ayak mıdır yoksa başka bir ayak mıdır? Onun için siyasi ayak kavramını saptırarak, efendim bir siyasi iktidarın içinde efendim şu kadar vardı ile uğraşmaya gerek yok."
Bahçeli, bu sorunun kendilerine değil Sincan'da yatan 40'ın üzerinde orgeneral, tuğgeneral, korgenerale sorulması gerektiğini, bu askerlerin içinde Güneydoğu Anadolu'da sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirilme listesinde yer alanlar bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu insanlara neden sormuyorsunuz?" diye konuştu.
Devlet Bahçeli, "Siz darbeyi yaptınız ama devleti yönetecek halde misiniz değil misiniz? Yönetemeyeceğinizi anladığınız an sivil kadrodan yararlanacak mıydınız? Var ise bunlar kimdi? Daha açık bir soru soruyorum: Yurtta sulh konseyinin asker kesimi bugün Silivri'de, Sincan'da. Burada bir itiraz var mı? Peki sivil bölümü nerede? Çankaya'da mıdır, Bahçelievler'de midir, İstanbul'da mıdır? Neredeyse bulun diyoruz." dedi.
Yurtta sulh konseyi sadece askerlerden oluşmuş olsaydı adına "yurtta sulh konseyi" mi, yoksa "milli birlik komitesi", "silahlı kuvvetler gücü" ya da "silahlı kuvvetler konseyi" mi denileceği sorusunu yönelten Bahçeli, şöyle devam etti:
- "Yurtta sulh konseyi dediğinize göre, bu kavramı ilk kullananın arkasına saklanmayı bana anlatın bakalım. Bu tabir Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Konseyin ismini böyle koyarak, bir vaizin Atatürk'ün arkasına saklanarak orduyu, sekiz ayağı nasıl mahvettiğini niye anlatmıyorsunuz? Söylemek istediğimiz konu budur. Bu konu iyi anlaşılmalı ve araştırılmalı."
"Hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz"
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun terör örgütü PKK ve PYD'ye yönelik sözlerine ilişkin bir rapor hazırladıklarını belirterek, bu dosyayı savcılara ileteceklerini söyledi.
- “Doğru hapiste ne işi var. Tiyatro dururken orada ne işi var. Sonra bunun tiyatrosuna hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş. Demirtaş cezaevinde bari tiyatroya gittiğinizde değerli bir artistle yan yana otursaydınız da hanımlar evde sizi seyretseydi. Güzelce sormuş Kılıçdaroğlu, Demirtaş'ın ne işi var hapiste. Askerin ne işi var Libya'da, askerin ne işi var Suriye'de, askerin ne işi var Kandil'de, Demirtaş'ın ne işi var hapiste. Bu nasıl bir üsluptur."
Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun FETÖ davalarından ceza alan bir grup gazetecinin isimlerini Adana mitinginde "Bir grup gazetecinin ismini okuyacağım, hep beraber burada diyelim tamam mı?" şeklinde telafuz etmesini eleştirerek, "Burası Harp Okulu'nun birinci sınıfı mı, Harp Okulu'nun açılış töreni midir? Harp Okulu öğrencilerinin hep beraber 'Buradayız' dediği isim Mustafa Kemal Atatürk'tür. Kemal Kılıçdaroğlu bunlar hiç mi aklına gelmiyor, bunları sana kim söyletiyor?" diye konuştu.
"AK Parti'de 120-180 arasında Bylock kullanan" olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu'nu bu isimleri açıklamaya çağıran Bahçeli, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına götür ver. Eğer vermiyorsan biz sana suç duyurusunda bulunacağız, gel tıpış tıpış ayaklarınla bunların isimlerini ver diyeceğiz." ifadesini kullandı.
"Bunların sofralarında kalaşnikof mu var, mermi mi var. Yoksa bizim talebelik dönemimizde öğretmenlerimiz mayıs ayı başında bizi pikniğe götürürdü. Giderken yanımıza bir haşlanmış yumurta, peynir alırdık, üç zeytin, çökelek peynir alırdık. Ama gidip piknik yapan teröristi niye vuruyorsunuz dediğinizde, bunların oturduğu sofraya baktığınızda 40 bine yakın insanımıza çoluk çocuk demeden canilerin kullandığı mermileri bulursunuz. Bunları kalk savcıya anlat."
Kılıçdaroğlu'nun "YPG vatanını kurtarmak isteyen oluşum" dediğini ifade eden Bahçeli, "Bu laf Demirtaş'ın kullandığından çok mu hafif? Şu da en son verdikleri FETÖ için önerge. Atatürk ile HDP'yi birbirine karıştırmış bir metin. Buna MHP destek vermez, böyle bir metni kabul etmez." dedi.
- "İlle de Adil Öksüz bulunsun demeye gerek yok. Savcılar gidecek cezaevindeki komutanlara, 'Biz sizleri biliyoruz. TSK'de FETÖ'nün esiri olmuş komutanlarsınız, yurtta sulh konseyini kurarak bir darbe teşebbüsünde bulundunuz, askeri kanat burada, sizlersiniz, bize sivilleri anlatın kimler bunlar' denilmelidir. Bunu niye sormuyorsunuz? TRT spikerine o metni okutanın kim olduğunu niye sormuyorsunuz? İşte bizim bu gibi konularda siyasi ayağı sormamızın maksadı bu. Yoksa Mecliste bulunan herkes iki ayaklı. Ama 15 Temmuz'un siyasi ayağı her halde iki ayaktan fazladır. CHP aklını başına alıp yurtta sulh konseyinin araştırılması için önerge verse daha anlamlı olur."
"Sizin benim arkamdan gelme şansınız yok"
Bahçeli, "Siyasi ayağı kimdir? Bunu Sayın Bahçeli imzalasın, biz de arkasından gidelim" diyen CHP'lilere de şu cevabı verdi:
- "Sizin benim arkamdan gelme şansınız yok. Sizin arkamda dolaşmanıza ben zaten müsaade etmem. Böyle bir önerge ile kalkıp işin üstünü örtüyorlar. Önergeyi araştırdığınız zaman sende şu var, danışmanın şu, gazeteci bu diye diye işi sulandıracaklar. Ama ben bir basit soru soruyorum. Yurtta sulh konseyinin askeri kanadı Sincan'da, Silivri'de bazıları da kaçak. Şimdi bu konseyin sivil kadrosu var mı yok mu, var ise kimlerdir."
Bahçeli, Yurtta Sulh Konseyinin sivil ayağının bulunmaması halinde kendilerine yetki verilmesini istedi ve "Yetki versinler biz buluruz." diye konuştu.
"Yurtta sulh" ifadesinin Mustafa Kemal Atatürk'e ait olduğunu hatırlatan Devlet Bahçeli, "Üstünü örtüyorlar. Yağmurluk gibi onu geçirmişler. 12 Mart'a, 27 Mayıs'a 12 Eylül'e bakıyorsun öyle bir slogan yok. Bizim anlatmak istediğimiz konular anlaşılabilir ve araştırılması gereken konulardır." dedi.
Bahçeli, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yargılanan ve istinaf aşamasında beraatine ve tahliyesine karar verildikten sonra yeniden tutuklanan eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Metin İyidil'e ilişkin soruyu yanıtladı.
Tahliye kararı veren hakimlerin görev yerinin değiştirildiğini hatırlatan Bahçeli, "HSK, bunların hepsini ihraç etmiş olsa muhalefet, 'hukuka muhalefet ettiniz, bu hakimleri görevden aldınız.' der. HSK diyor ki şimdi, 'Ben ihraç etmedim görev yerlerini değiştirdim.' Bunun anlamı, 'Bunlar artık benim göz hapsimde' demektir." ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 15 Temmuz'dan önce sık sık "Yurtta sulh cihanda sulh" ifadesini kullandığını anımsatması üzerine Bahçeli, "Bunu söyleyip sonra 'Ben başbakan olacağım.' diyeceksiniz. Nasıl olacaksın? 15 Temmuz günü darbe yapılmış seni kim başbakan yapacak. Bu suali savcının sorması lazım. Bu kavramın arkasında ne var bunu soracak. Neden sormuyor? O da kalkıyor 'Bunlarla ilgili olarak siyasi ayağı bulsunlar çıkarsınlar...' Kim bulacak? Seni başbakan yapacak unsurları bir say bakalım." diye konuştu.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kitabından sahneye uyarlanan ve eşi Başak Demirtaş'ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ile izlediği tiyatro oyununun terör propagandası olup olmadığına ilişkin soruya Bahçeli, "Çok net bunlar. Kimi eş, kimisi ittifak eşi. Bu hanımefendiler evde otururken siz zaten bu tiyatroyu oynuyorsunuz, bu defa Kadir İnanır ile beraber sahnede oynasanız ne olur? O üç masum hanımın ne günahı var." yanıtını verdi.
"Kanal İstanbul tartışmalarıyla tezgah kuruluyor"
Bahçeli, "CHP'lilerin Kanal İstanbul arazisi güzergahından arazi aldığı" iddiasını da "Kendileri söylüyorsa o ideallerinden sıyrılmışlar, alayı rantçı olmuş. Bizi böyle bir tartışmanın içine sokmaya gerek yok." sözleriyle değerlendirdi.
- "Mevcut İstanbul Belediye Başkanını birileri cumhurbaşkanlığı makamı ile özdeşleştirerek belli bir dönem için yarışa hazırlıyorlar. Onun adını koymaya çalışıyorlar. Ona artık kimse sen 'İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanısın.' demeyecek. 'Sen muhtemelen cumhurbaşkanı adayımız olacaksın.' diyecek."
Bahçeli, CHP milletvekili İbrahim Kaboğlu'nun Kanal İstanbul'un anayasaya aykırı olduğu yönündeki ifadelerini de "Bir profesöre yakışmayacak üsluplar. Peki Fırat, Dicle, Kızılırmak, Sakarya… Bunların hepsine bakarsanız, her nehrin, derenin aktığı yerde Türkiye'yi böleceksek bize bir evlik yer kalmaz." şeklinde değerlendirdi.
"Biz kaya gibi Cumhur ittifakı olarak yolumuza devam ediyoruz"
A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın Tokyo'da olimpiyatlara katılma hakkı kazanması sonrasındaki paylaşımları nedeniyle Düzce'nin Kaynaşlı ilçesinin MHP'li belediye başkanının listeden düşürüldüğünü hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Demek ki MHP, 'İlle de filan belediye başkanını yanımıza alacağız' diye bir çabanın içinde veya bir başka gayretin içinde olmamak durumunda. Bazıları gelir, bazıları gider ama MHP'ye, HDP'den, CHP'den belediye başkanı her gün 'geleyim' dese dahi kabul etmem mümkün değil. AKP'den de gelecek olan içinse, Cumhur İttifakı var ayıp olur. Aklın gereği o. Cumhur İttifakı olacaksın belediyeyi de çalacaksın. Böyle şey mi olur?"
Kaynaşlı Belediye Başkanı ihracı sonrasında CHP'li Özgür Özel'in "Biz Sayın Bahçeli'den disipline tedbirli olarak sevk etmesini beklerdik." ifadesini de değerlendiren Bahçeli, "O arkadaşımız kendi partisine biraz akıl versin. Çok hareketli bir arkadaşımız bazen ne söylediğini kendisi de şaşırıyor." dedi.
Bahçeli, belediye başkanlarının parti değiştirmesinin erken seçim işareti olarak değerlendirildiğinin hatırlatılması üzerine, "Erken seçime bizim dışımızda, AK Parti'nin dışında çok ciddi hazırlık yapanlar var. 'Haziran ayından sonraki her pazar günü erken seçim yapılır.' diyerek birbirlerine destek verenler var. Yeni kurulacak partileri aralarına alanlar var. Biz kaya gibi Cumhur İttifakı olarak yolumuza devam ediyoruz." diye konuştu.
"Alta düşenleri tanumazuk..."
Bahçeli, "İlkeli, seviyeli, inançlı, adam gibi yürüyecek her arkadaşıma gönlüm de kapım da her zaman ardına kadar açıktır." sözlerini, "Söyleyecek başka söz yok!" ifadesiyle sosyal medya hesabından paylaşan eski MHP'li milletvekillerinden Engin Alan ile ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
- "Değerli bir komutandır. Herkesi çağırıyoruz. İP'i davet ederken İP'le alakası olmayan bir şahsın gelmesi.. Arzularsa partimiz açık. Biz herkesi kucaklamak istiyoruz ama artık eskisi gibi gel git, gel git olmayacak. Yani bizim Samanpazarı'nda elekler var. En büyük eleği aldık MHP olarak. O elek sosyal eleğimiz oldu. Üstüne atıyoruz, sallıyoruz. Alta düşenle alakamız yok. Üste düşenlerle her şeyi yapabiliriz. Hayat bizi o en büyük eleği aldırmaya mecbur bıraktı. Tecrübeler bizi öyle düşünmeye mecbur bıraktı. Bundan sonra sosyal elek çalışacak. Üstünde kalanların başımızın üstünde yeri var. Alta düşenleri ise Karadeniz tabiri ile tanumazuk."
Bahçeli, muhabirlerin BJK plakalı bir aracını İstanbul milletvekili Mehmet Bülent Karataş'a hediye ettiğini hatırlatması üzerine "Koleksiyon yenileniyor. Yeni bir jip var. Bizimki eski model. BJK plakaları yayıyorum her tarafa." dedi.