MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 15'inci Dönem Açılış törenine katıldı. Bahçeli, Siyaset Okulu'nun açılışı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamasında, terörün insanlığa ve insanlık değerlerine karşı cephe alan, şiddet saçan, saldırı yapan, vahşet yağdıran büyük bir felaket, vahim bir tehdit olduğunu söyledi.
Bahçeli, PKK/PYD/YPG'yi eğitip, donatıp, silahlandırarak kiralayanlar, DEAŞ’ı planlayıp, projelendirip tetikçi olarak kullananların sadece Türkiye’nin değil insanlığın topyekün düşmanları olduğunu kaydetti.
Bahçeli, "Türkiye bugüne kadar yalnızca terör örgütleriyle mücadele etmemiş, perde gerisinde el ovuşturan, zulmün senaryosunu yazan muhasım ülkelerle de kıran kırana hesaplaşmıştır. Türk milletine biçilen kefen her seferinde yırtılıp atılmıştır. Çok açık ifade etmek gerekirse bu zahmetli süreç med-cezir halinde devam etmektedir. Kuklaları temizlemek, piyonları alt etmek önemli olduğu kadar, bunları kumanda eden, iplerini tutan, silik bir gölge gibi sahne arkasında duran ahlaksız ve alçaklarla da mücadele elbette kaçınılmaz bir mecburiyettir. Türkiye’nin yaptığı ve yapması gerekeni de budur. Teröre menfaatleri gereğince göz yumanlar, teröristi görücüye çıkarmakla kalmayıp sabırsızlıkla kucaklamayı ve görüşmeyi bekleyenler rezalet ve hıyanetin etrafında birbirine tutunmuş suç ortaklarıdır. Kimin kiminle aynı hizaya girdiği, kimlerin kimlerle silah çatıp kurşun askerliğe heves ettiği artık gizlenemeyecek boyutlardadır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Barış Pınarı Harekâtının turnusol kağıdı işlevi gördüğünü, gizli kapaklı niyetleri, Türklüğe hasım çevreleri, vatanseverlik basiretiyle açığa çıkardığını ifade ederek, şöyle dedi:
"Türkiye'nin teröre karşı haklı, hukuki ve meşru harekatı karşısında nefesi kesilen, korkuya kapılan, keyfi kaçan, rahatı bozulan, yarası olduğundan sürekli gocunan mihraklar terör örgütleriyle al takke ver külah içinde olan yerli ve yabancı işbirlikçilerdir. Bunlar izan, irade ve insaflarını çoktan kaybetmişlerdir. Barış Pınarı Harekatı sonucunda terörizme bel bağlayanlar, terör örgütleriyle ihanet mesaisine girenler kesinlikle deşifre olmuşlar, yakayı ele vermişlerdir. Bunlar beşeriyetin utanç vesikalarıdır. Arap Ligi sakat tutumuyla Siyonizme ve Büyük İsrail hedefine alenen hizmet ettiğini göstermiş, dahası Türkiye’ye hançer kaldıran terör sponsorları birer birer kıyıya vurmuşlardır. Sözde demokrasi, insan hakları ve demokrasi müdafaası yapan, aslında bu değerlerle uzaktan yakından alakaları bulunmayan AB ülkeleri terörü aklama ve arkalama yarışına girmişler, nihayetinde tarihin bir kez daha haçlı tarafında durmuşlardır."
Avrupa Parlamentosu'nu (AP) eleştiren Bahçeli, "AP 24 Ekim 2019’da kronik siyasi hastalığından dolayı felce uğramış, Türk düşmanlığından, Türkiye'ye şaşı ve şaibeli bakışından dolayı itibar ve inandırıcılığını tekraren sıfırlamıştır. Terörle mücadelemizi saptırıp Türkiye'yi kınayan ve yaptırım kuyruğuna saplanan AP, geçmişte teröristleri ağırlamasıyla, hunhar eylemlerle yana yana gelmesiyle nasıl ve nerede durduğunu gözler önüne sermiştir. Her şey belirgin ve ortadadır. Ne ibretlik bir tablodur ki, demokrasi beşiği, özgürlük kundağı, hak ve hukuk kaynağı olmakla övünenler terör örgütlerinin dümen suyuna çoktan girmişler, cinayetlere taammüden ortak olmuşlar, karanlığa tescilli şekilde kucak açmışlardır. Bu nedenle AB ülkeleri ve AP ahlaken ve vicdanen sınıfta kalmakla yetinmemiş, asıl kınanması gereken odakların bizzat kendileri olduğunu da canilere destek vererek işaret ve ispat etmişlerdir. Türk vatanında gözü olan, Türk milletinden asırlardır nefret duyan sömürge zihniyeti, batıl ve günahkar haçlı bereketsizliği yeniden vandal simasını göstermiştir" dedi.
Bahçeli, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yı da eliştirerek, "KKTC Cumhurbaşkanı, çirkef ve çirkin mesajlarıyla Kıbrıs Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı’nı aynı kefeye koyarak oturduğu koltuğa, dökülen şehit kanlarına, Kıbrıs Türklüğüne ihanet ettiğini kanıtlamıştır. Nitekim uyuyan komünist uyanmış, zalimlerle birlikte eşzamanlı olarak devreye girmiştir" dedi.
ABD Başkanı Trump'ın mektubuna değinen Bahçeli, "ABD Başkanı Trump, gerek tehdit dozu yüksek mesajlarıyla gerekse de Sayın Cumhurbaşkanımıza yazdığı çukur ve çürük mektubuyla iki ülke arasındaki ilişkilere önemli ölçüde hasar ve zarar vermiştir. Türk milleti Trump mektubunu gıyaben yırtmış ve çiğnemiştir. Kod adı Mazlum, asıl ismi canavar olan YPG’li teröristbaşını telefonla arayıp methiyeler düzen, bununla kalmayıp ülkesine davet eden Trump amansız ve tedavisi imkansız bir nefret ve melanet virüsüne yakalanmıştır. Gerçekler örtülemeyecek kadar meydandadır. Kırmızı bültenle aranan bir katilin müttefik bir ülke tarafından takdir ve taltif edilmesi ayıptır, hukuk dışılıktır, namertliktir. ABD Başkanı’nın Türk milletinin onuruyla oynama teşebbüsü tarifi ve tamiri olmayan bir alçalma ve kepazelik halidir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Trump’ın mektubunu grup toplantısında okuduğuna işaret ederek, "CHP Genel Başkanının, Barış Pınarı Harekatı’na içi yana yana destek açıklaması ne vatan sevgisiyle, ne de sorumlu ve sağduyulu siyaset anlayışıyla kesinlikle bağdaşmayacaktır. Kılıçdaroğlu, Trump’ın Türkiye’deki derin gırtlağı, emperyalizmin densiz ve defolu tercümanı olduğunu küstah ve köhne ifadelerle ibra etmiştir. CHP, Barış Pınarı Harekatı’na karşı tesis ve temin edilmiş çok aktörlü kara propagandaya resmen payandalık ve kuryelik yapmıştır. Kaldı ki Türk düşmanlarına ikmal sağlamış, terör örgütleriyle dolambaçlı yollardan selamlaşmış, kuytu köşelerden paslaşmıştır. Yaşananlar gerçekten de hazindir, sarsıcıdır, Türk milletine hakarettir. Türkiye’ye karşı oluşturulmuş fitne, nifak ve tezvirat kafilesine gönüllü şekilde iştirak eden CHP’nin, yine Barış Pınarı Harekatı’nı karalayan terör sevici HDP’nin; amalı, fakatlı, kuşkulu cümlelerle eften püften destek veren İP’in maskeleri tümüyle düşmüştür" açıklamasını yaptı.
Bahçeli, Barış Pınarı Harekatı’yla Türkiye'nin hedeflerine ulaştığını, terörü sınır hattından söküp atttığına işaret ederek, şu mesajları verdi:
"17 Ekim 2019’da ABD’yle yapılan 13 maddelik uzlaşma, 22 Ekim 2019’da Rusya’yla sağlanan 10 maddelik anlaşma stratejik bir başarı, milli bir uyanışın müjdesidir. 1945’ten bugüne kadar bazen çok kutuplu, bazen de tek kutuplu bir alana hapsolan uluslararası sistem içinde manevra kabiliyeti zaman zaman daralan, siyasi, diplomatik ve ekonomik sıkışma yaşayan Türkiye sonunda feleğin çemberini kırmıştır. Aynı anda hem ABD hem de Rusya’yla uzlaşmaya varıp Barış Pınarı Harekatı’nın haklılığını ve milli tezlerini kabullendiren Türkiye artık bölgesinde ve küresel zeminde parlayan, öne çıkan, sözünü dinleten bir ülke seviyesine bileğinin ve birikiminin yardımıyla ulaşmıştır. Siyasi ve diplomatik kanallarla beslenen, milletimizin tamamıyla benimseyip arkasında durduğu askeri bir harekatın nasıl dengeleri değiştirip bekamızı emniyete aldığı son gelişmelerle iyice anlaşılmıştır. Türkiye ihmal edilmesi, yok sayılması, hafife alınması imkansız bir ülke olduğunu milli şuur ve ruhuyla teyit ettirmiştir."
Bahçeli, "Bu konuda üstün bir emek ve çalışma sarfeden, sabır ve akılla mücadele gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza milli duruşuyla birlikte tavizsiz ve teslimiyete kapalı tavrından dolayı içtenlikle teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti hükümetiyle övünüyor, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleriyle, gücünü tarihten ve milletten alan şahsiyetli diplomatlarımızla iftihar ediyorum. Türkiye güney sınırları boyunca inşa edilmek istenen korsan terör devletine darbe indirmiş, teröristleri sınır hattından derinlemesine 30-32 kilometrelik bir alana kovalayarak süpürmüştür. Oyun bozulmuş, şer oyuncular bozguna uğratılmıştır. Terörle mücadelemizi Kürtlere yönelik saldırı ve savaş olarak takdim ve tasvir edenler eğer şereflerini kaybetmedilerse akıllarından ve ahlaklarından mahrum olmuş kötürüm ve kötü niyetlilerdir. 'Türklere okula başlar başlamaz Kürtlerden nefret edilmesi öğretiliyor' diyenler insanlık müsveddeleri, düşman hafiyeleridir. Kimyasal silah kullanıldığını, mabetlere ve hastanelere ateş açıldığını ileri sürmek şeytani bir saptırmadır. Araplar ve Kürtler, Türk milletinin kardeşidir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Barış Pınarı Harekatı’nın önemli sonuçları olacağını kaydederek, "Rusya’yla varılan mutabakat gereğince teröristlerin Tel Abyad’ın batısıyla, Resulayn’ın doğusundan çıkmaları için belirlenen 150 saatlik mühlet 29 Ekim 2019’da dolacaktır. Hainler ülke içinde ve mücavir topraklarda kesinlikle tutunamayacaktır. Teröre karşı başlayan, moral düzeyi çok yüksek olan mücadele azmi bir bayrak gibi Türk milletinin her ferdinin vicdanında dalgalanacaktır. Türkiye’nin batıyla ilişkilerini ahlaken sorgulayacağı, geleneksel ittifak ilişkilerini gözden geçireceği bir süreç de son harekatla birlikte hız kazanmıştır. Türkiye ne doğu ne de batı anlayışından ziyade, hem doğu hem de batı ekseninde dengeli ve eşit mesafede siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerini milli çıkarlar doğrultusunda yeni baştan ele alacak bir aşamadadır. Müttefiklik hukukuyla 1952’den bu tarafa içinde yer aldığımız NATO’nun ise Türkiye’nin terörle mücadelesine soğuk bakışıyla tartışılması artık zarurettir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, geleceğin süper gücü Türkiye ve Türk milletidir. Türk’süz bir dünya yetimdir, Türk’ün kudreti ve birliği olmadan mazlumlara umut vaadi boşuna gayret, hezeyanla perçinlenmiş bayat bir gayedir. Türkiye dünyaya demokrasiyi de, insan haklarını da, adalet ve hukuku da sahada ve masada tek tek dikte etmiş, deyim yerindeyse hafızalara nakşetmiştir. Ülkemizle gurur, Türk milletine mensubiyetten de onur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.