Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen TÜBİTAK ve TÜBA Ödül Töreni'nde, Türkiye'nin son 16 yılda her sahada elde ettiği başarılarla milletin özgüvenini yeniden kazandığını söyledi:
Son iki asırdır, sadece ülke olarak değil, İslam dünyası olarak da ilmi çalışmalarda, üretimde, sanayide, bilimsel araştırmalarda, kültür ve sanatta yeterli inkişafı, başarıyı yakalayamıyoruz. Elbette bunda milletimizin ve İslam dünyasının son asırlarda maruz kaldığı emperyalist saldırıların çok büyük etkisi vardır. İslam coğrafyası son dönemde büyük oyunun malzemesi yapıldı.
Kaynakları sömürülmüş, toprakları parçalanmış, sınırları petrol, altın, elmas ve çıkar hesapları üzerinden yeniden çizilmiştir. 1. Dünya Savaşı sonrası inşa edilen, 2. Dünya Savaşı sonrasında ise tahkim edilen yeni küresel sistem, İslam alemini adeta çeperlere itmiştir. Bu yeni sistemde Müslümanlara ne kendi gelecekleri ne insanlığın ortak meseleleri hakkında söz söyleme hakkı tanınmıştır. Onun için 'Dünya 5'ten büyüktür' diyorum. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde de Birleşmiş Milletler'de de adalet diye bir şey beklemeyin, aramayın.
Türkiye son 16 yıldaki hamleleriyle, asırlardır kendisine ve medeniyetine giydirilmeye çalışılan bağımlılık gömleğini parçalamıştır. Bu dönemde ülkemiz, ekonomiyle beraber sanayi, ticaret, ulaşım ve teknolojide de çok büyük mesafe katetmiştir. Gerçekleştirdiği hamlelerle milletimizin inancı artmış, kendine özgüveni artmış, yeniden kendine güven gelmiştir. Tüm bunları da demokrasi ve özgürlükler alanında gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle başardık.
Bir dönem darbecilerin, cuntacıların, vesayet güçlerinin adeta eşik bekçisi, meşruiyet mekanizması gibi görünen üniversiteler, hayata geçirilen reformlarla tarihi bir değişim yaşadı. Uzun yıllar çatışmalarla, siyasi kavgalarla, ideolojik kamplaşmalarla anılan Türk üniversiteleri, ilk defa bizim dönemimizde bilim üretim merkezleri haline geldi. Bu görevlerini yerine getirebilecekleri imkanlara da kavuştu.
Erdoğan, "Artık fiziki güvenliğinizi siber güvenlikle dijital sanayiyle yerli yazılımla yapay zekayla tahkim etmiyorsanız, kendi kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Hudutlarımızın korunmasına gösterdiğimiz hassasiyeti ülkemizin ürettiği verilerin korunmasına aynen göstermek durumundayız. Bugün siber saldırılar ve açıklar, devletin güvenliği ile kişi mahremiyetini ihlal eden en büyük tehdidlerdendir. Geliştirdiğimiz 'Ahtapot' yazılımı, bir kuvvet komutanlığımızın karargahına yapılan siber saldırıyı başarıyla engelledi ve gerçekleşecek bir NATO tatbikatına dahil edildi. Türkiye artık bilimsel araştırmalarda sınır tanımıyor. Uzaydan kutuplara kadar her noktada çalışmalar yürütüyoruz. İki hafta önce 20 yıllık bir hayali gerçekleştirip Uzay Ajansı'nı kurup, ülkemizi süper lige taşıyacak tarihi bir adım attık" dedi.
Üniversiteleri, kültür hayatını çölleştiren, bilimin gelişmesine engel olan o yasakçı, hizipçi, fanatik, cilası iyi ama içi kof zihniyetin cenderesinden kurtarmak için 16 yıldır büyük çaba harcandığını belirten Erdoğan, "Uzun yıllar öğrenci olaylarıyla yasaklarla ikna odalarıyla kimi örgütlerin baskılarıyla anılan üniversiteler, artık tarih oldu. Atılan adımlar sayesinde üniversitelerimiz, gerçek anlamda bilim ve akademik çalışma yapabilecekleri imkanlara kavuştu" dedi. Bilim insanlarının yenilikçi fikirlerini teşvik ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Günümüz dünyasında bağımsızlığın ilk şartı teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktır. Ülkemizin milli teknoloji hamlesinin başarıya ulaşması teknoloji üreten bir toplum haline dönüşmemizle mümkündür" diye konuştu.