Ankara Barosuna kayıtlı bazı avukatlar, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınanları savunmayacak.
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Genel Başkanı Hüseyin Kaya yaptığı açıklamada, zanlılardan bazılarının savunma için dernek üyesi avukatlara başvurduğunu ancak taleplerin kabul edilmediğini söyledi.
"Birkaç avukat arkadaşımıza başvuran olmuş fakat savunan olmamış. Savunmama konusunda da bir kararımız, düşüncemiz oldu. Resmi olarak böyle bir karar almadık ama dernekteki avukat arkadaşlarımıza bunu sözlü olarak bildirdik" diyen Kaya, HUDER üyesi avukatların, darbe teşebbüsünde bulunanları müdafaa etmeyeceğini vurguladı.
Hukuk ve Demokrasi Kurumu Başkanı Mehmet Ali Canlı da darbeye karşı olduklarını ve darbecilerin duruşmalarına katılmama yönünde karar aldıklarını belirtti.
Ankara Barosu avukatlarından Meltem Banko ise darbe girişiminde bulunanların aileleri tarafından savunma yapması için bazı teklifler geldiğini ancak kabul etmediğini dile getirdi.
Banko, 4-5 aileden talep geldiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu, vatana ihanet suçlaması olduğu için açıkçası bir avukat olarak böyle bir konuda savunma yapmayı kendi adıma vatana ihanet olarak değerlendiriyorum. Vicdanım el vermiyor. Belki de unutamayacağım bir gece yaşadım. Bu geceyi bize yaşatanları savunamam. Savunan arkadaşların kendi tercihleridir, onların kendi seçimidir. Böyle bir yargılamanın savunma ayağında bulunmayı tasvip etmiyorum kendi adıma. Avukat müvekkil ilişkisi temelde güven esasına dayanır. Vatanına ihanet eden bir kişiye nasıl güvenebilirim?"
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, FETÖ'nün darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) gereği şu ana kadar gözaltındaki 2 bin 200 kişi için 430 avukat görevlendirildiğini bildirdi.
Sistemlerine kayıtlı yaklaşık 3 bin avukat olduğunu belirten Canduran, CMK gereği bunları gözaltındakilerin savunmasına atadıklarını vurguladı.
Bazı avukatların savunmayı reddettiğine ve kabul oranının biraz düşük olduğuna işaret eden Canduran, bunun nedenleri arasında ilk sırada bekleme sürelerinin geldiğini anlattı.
Canduran, şöyle devam etti:
"CMK ile görevlendirilen avukat arkadaşlarımızın darbecileri savunmaması gibi bir durumdan söz edilemez. Çünkü CMK bir kamu görevi. Darbecilerin özel avukatları konusunda belki böyle bir şey söylenir, söylenmez, onu bilemeyiz. Ama CMK avukatları kamu görevi yapıyorlar. Herkesin savunulma hakkı olduğu için devletin yaptığı bir görevlendirme neticesi avukat bulundurma zorunluluğundan dolayı CMK avukatları oraya gidiyor. Bu avukatlar gözaltındakileri zaten tanımıyorlar. O yüzden avukatların çekincesi onların savunmasını yapmak değil, zamanında yapamamak, sürelerin çok uzaması ve CMK ücretlerinin çok düşük olması. Öyle olunca sayılarda azalma olabiliyor. Adli tatilin de olması ayrı bir sebep. Önceden tatillerini planlayan avukatlar, görevlendirmeyi kabul etmeyebiliyor."
CMK yönetmeliğinde de bir değişiklik yapıldığına dikkati çeken Canduran, daha önce bir avukatın gün içinde en fazla 10 kişinin savunmasına girdiğini, bundan böyle bu sınırlandırmanın kalktığını söyledi.
Polisin zanlılara kötü davrandığına ilişkin iddiaların da ortaya çıktığını savunan Canduran, "İstatistik veremem ancak mutlaka avukat arkadaşlarımızdan darbecileri savunmak istemeyenler olabilir. Ancak bu hukuktur. Önemli olan suçlu da olsa bir insanın savunulmasıdır. Savunma gecikirse bu sefer başka iddialar ortaya çıkıyor. Bunu önlemek adına da biz çok hızlı şekilde reaksiyon gösterip savunacak avukat bulmaya çalışıyoruz ama bazı arkadaşlarımızın da kişisel olarak savunmak istememe nedenleri olabilir. Bunu da saygıyla karşılamak gerekir." diye konuştu.