Paralel yapıyla iki yıldır etkin mücadele yapılmasına rağmen bürokraside hala etkinliğinin sürmesi dikkat çekiyor. Paralel yapıya yapılan operasyonlar neticesinde görevden alınanların yerine getirilen isimlerin bazıları ya yine paralelci ya da yeterli ehliyet ve liyakata sahip değil. Bunun en büyük sebebinin de atamaların ekipçilikle, hemşehrilik üzerinden ya da referansları yeterli görülerek yapılması olduğu belirtiliyor. 10 yıldır paralelcilerin dışarıda bıraktığı ehliyetli yüzlerce insan, bugün yine farklı gerekçelerle dışarıda bırakılıyor. Yerlerine paralelcilere yakın ya da liyakatsiz kişiler atanıyor. Ancak atamalarla ilgili en büyük tehlikeyi yine de kripto paralleller oluşturuyor. Paralel yapıyla bağlantısı belirlenen kişilerin referans gösterdikleri milletvekili, belediye başkanı, bakan, müsteşar ve diğer makamlardaki isimlerin söz konusu elemanların paralel yapıyla ilişkilerini bilmediği ortaya çıktı. Paralel yapı mensupları, üç veya dört basamaklı referans sistemi kullanarak bağlantılarını gizlemeye çalışıyor.
AK Parti kurmaylarının bu sızmayı önlemek için Seçici Kurul Sistemi getirilmesi önerisine sıcak baktığı belirtiliyor. İki aşamalı olarak kurulabilecek komisyonun bu konudaki hataları en aza indireceği ve mağduriyetleri gidereceği ifade ediliyor. Paralel yapıya yakın isimlerin bu dönemde de yine bürokraside yer alması gözlerin Gülen Örgütü'nün gizlenme taktiklerine çevrilmesine neden oldu. Darbe girişimi faaliyetlerine 2011 yılında hız veren paralel yapı, aynı tarihte bizzat Fetullah Gülen'in talimatıyla gizlenme kararını en üst seviyeye çıkarttı. “28 Şubat'taki gibi gizlenin” talimatı kapsamında bürokraside Gülen Cemaatine yakın isimler gizlenmeye başladı.
Devlete sızmak için inanılmaz yöntemler geliştiren paralel örgüt, 17-25 Aralık darbe girişimlerinin başarısızlık sonuçlanması üzerine yeniden gizlenme kararı aldı. Deşifre olmayan paralel yapı mensupları, bürokrasideki varlıklarını sürdürmek için Fetullah Gülen'in “Bana sövebilirsiniz” talimatına binaen paralel yapıya en çok onlar karşı çıkıyormuş intibasını veriyor. Hala etkin görevlerde varlıklarını sürdüren bu kişiler, bürokraside kendileri ile en etkin mücadeleyi verecek kişilere kumpas kurmaya devam ediyor. Özellikle hiçbir dönem Gülen cemaatiyle ilgisi olmayan kişileri paralel yapıya mensupmuş gibi lanse ederek, bürokraside etkin yerlere gelmesinin önüne geçiyorlar.Bunun için geçmişte Gülen örgütüne mensup istihbaratçıların yaptığı fişlemeler önemli delil olarak gösteriliyor. Gülen örgütüne mensup istihbaratçılar, kendilerini gizlemek sadece AK Parti iktidarı döneminde değil, 1980'li yıllardan beri rakip gördüğü herkesi fişledi. Bu fişleme belgeleri, şu an kripto paralelci bürokratların elinde bulunuyor. Paralel yapıyla mücadelede sadece resmi istihbarat raporlarıyla yetinilmesi paralel yapının varlığını sürdürmesine neden olacak. Paralel yapıya mensup istihbaratçıların düzenledikleri güvenlik soruşturması formlarının mutlaka gözden geçirilmesi gerekir.
Paralel yapıyla mücadelede en önemli aksaklık uzun süre paralelcilerle çalışan üst düzey bürokratlar nedeniyle yaşanıyor. Uzun süre paralel yapıya yakın bürokratlarla çalışan üst düzey kişiler, tehdit, şantaj ya da arada oluşan arkadaşlık yüzünden istenilen adımları atılmıyor. Gerekli adımı atmamakta direnen bazı üst düzey bürokratlar, kerhen görevden aldığı paralelcilerle ilgili de ilginç yöntemler geliştiriyor. Örneğin görevden alacağı kişiye önce takdir, belgesi veriyor, ardında görevden alıyor. Bu şekilde görevden alınan paralelci bürokrat, mahkemeye başvurarak, takdir belgesini gösterip, göreve iadesini istiyor. Bu kişiler, zaten görevden alınma nedeni sağlam hukuki temellere dayandırılmadığı için kolayca görevine iade ediliyor.
Gerek paralel yapıyla mücadele gerekse ehliyetsiz ve liyakatsız kişilerin yeni kadrolara atanmasının önüne geçilebilmesi için daha bağımsız belirleyici bir kurul oluşturulmalı. Bakanlık ve Belediye Başkanlıklarında yaşanan değişikliklerin ardından ilgili bakanlık veya belediye başkanlığında büyük bir bürokratik değişim yaşanıyor. Aynı partili olmasına rağmen gelen isim, ehliyet ve liyakata bakmaksızın kendi eş dost ve yakınlarını kritik noktalara atıyor. Bir başka sorun ise paralel yapıyla mücadele neticesinde boşalan kadrolar yine paralel yapı vari kümelenen yapılar tarafından dolduruluyor. Yaşanan sıkıntılar ancak bağımsız bir “atamalara özel komisyon” aracılığı ile aşılır.
Paralel yapının kurumlara sızmak için uyguladığı üç aşamalı plan şöyle:
1 Gülen cemaatine mensubiyeti bilinmeyen FETÖ üyeleri, deşifre olmamak için 28 Şubat sürecinin ardından kamuflaj yöntemi uyguladı. Gizli paralelciler, kamuflajda iki yola başvurdu: Bazıları, modern, batılı, alkollü mekanlara girebilen yaşam tarzlarıyla herhangi bir cemaate bağlı olmayan bir görüntü sergilerken, bir kısmı da Gülen cemaati dışında başka cemaatlere sızma suretiyle gizlendi. Başka cemaatlerde gizlenen örgüt üyeleri için “pirincin içindeki beyaz taş” tabiri kullanılıyor.
2 Gizlenme kararı alındığı dönemde Emniyet istihbarat gibi kritik kurumlarda hakimiyet kuran örgüt, buralardaki mevcudiyetini “gizlenme” yöntemiyle sürdürdü. Paralel devlet yapılanmasıyla mücadele çabalarında etkin görev alan “Gizli” cemaat üyeleri, hükümetin devlet kadrolarındaki paralel kadrolarla mücadelesini örgüt lehine çevirmek üzere kendilerinden olmayan diğer bürokratları cemaatçi diye fişledi.
3 paralel örgüt üyelerinden boşaltılan bu kadrolar “gizlenmiş” örgüt üyeleri tarafından teker teker dolduruldu. Paralel yapı, devlet bürokrasisindeki hakimiyetini sürdürmek, hatta arttırmak üzere yıllardır saflarına kattığı ve çoğu kimliği bilinmeyen örgüt üyelerini bu görevlere yerleştirdi.
Türkiye'de çözüm sürecini baltalayan Oslo ihanetinin arkasındaki örgüt olarak öne çıkan Paralel yapı, Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarına düzenlenen operasyon, 17-25 Aralık baskınlarıyla hükümete darbe girişimleri başta olmak üzere Türkiye'ye içeride ve dışarıda büyük zarar veren operasyonlara imza attı. Hükümet bugüne kadar paralel devlet yapılanmasıyla etkin mücadele kapsamında çok sayıda tedbir aldı. Paralel yapının ortadan kaldırılması için emniyet ve yargı harekete geçti. Örgüt kurumlarına, örgüte himmet sağlayan işadamlarına, örgütün yurtdışındaki okullarına karşı adli ve idari çok sayıda operasyon düzenlendi. ABD'den Fethullah Gülen'in iadesi isteyen Türkiye, mücadelenin kararlılıkla süreceği her platformda vurgulanıyor.