Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in davetlisi olarak Berlin'e giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bellevue Sarayı'nda askeri törenle karşılandı.
Alman mevkidaşı Steinmeier ile görüşmesi 1 saat 20 dakika süren Erdoğan, daha sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Başbakanlık Binası'nda biraraya geldi. Ardından ikili ortak basın toplantısı düzenlendi.
Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier'ın ekim ayında kalabalık iş heyetiyle Türkiye'yi ziyaret edeceğini bildiren Erdoğan, "Karşılıklı üst düzey ziyaretlerle yakaladığımız bu ivmenin korunmasından ve daha güçlenmesinden yanayız. Sayın Merkel ile görüşmemizde bir süredir çalışmayan iş birliği mekanizmalarını işler kılmak noktasında fikir birliğine vardık" dedi.
İkili ilişkileri etraflıca ele alma fırsatı bulduklarını aktaran Erdoğan, Merkel ile yarın sabah (bugün) siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel ve turizme yönelik konuları değerlendireceklerini kaydetti. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimiyle Türk demokrasisini rafa kaldırmak isteyenlerin başarılı olamadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkemiz yeniden reform ve ilerleme yoluna girmiştir. Reform eylem grubumuz bu konuda gereken adımları atmaya başlamıştır. Vize serbestisi konusunda kalan 6 kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliği güncellemesine başlanması ve katılım müzakerelerinin canlandırılması hem Türkiye'nin hem AB’nin faydasınadır."
Erdoğan, bu kritik sürecin belli çevrelerin kaprisleri ve siyasi engellemelerine maruz bırakılmadan sürdürülmesini dilediklerini vurgulayarak, Avrupa'nın lider devletlerinden Almanya'nın vereceği desteği önemsediklerini söyledi. Türkiye'nin başta Suriye krizi olmak üzere bölgesel konularda ciddi sorumluluk üstlendiğine işaret eden Erdoğan, "Bu noktada Almanya ile benzer bir yaklaşıma sahibiz" dedi. Erdoğan, Türkiye ve Almanya'nın mülteci krizinde sorumluluk alarak süreci yumuşattıklarını söyledi.
Türk ekonomisinin sağlam temeller üzerinde kurulu olduğunu Merkel'e izah ettiğini belirten Erdoğan, "Ülkemiz diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide tehdidlere karşı hazırlıklı ve bunları bertaraf edebilecek güçtedir" diye konuştu. Almanya ile derin ekonomik bağları önemsediklerini, kazan-kazan anlayışı temelinde daha gelişmesini istediklerini bildiren Erdoğan, "Alman hükümetinin de bu yöndeki tutumu ve vermekte olduğu mesajları değerli buluyoruz" dedi.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Erdoğan'ın onuruna akşam yemeği verdi. Yemek bir konuşma yapan Steinmeier, Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşları ile sözde gazetecileri gündeme getirdi. Ardından kürsüye çıkan Erdoğan ise Steinmeier'e cevap verdi. Steinmeier’in 'endişelerini' açıklığa kavuşturmak istediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: Görüyorum ki yanlış bir bilgilendirme var. Bu bilgilendirmeyi düzeltmek benim görevimdir. Eğer benim ülkemde teröre bulaşıyorsa birileri, kim olursa olsun yargı gereğini yapar. Avrupa Birliği’nde de terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nın şu anda Almanya’da binlerce mensubu elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır. Peki bunlara niçin müsaade ediliyor? Aydınlar deniyor bu aydınların tanımını yapmak lazım. Gazeteci deniyor, bu gazeteci eğer teröre bulaşmışsa bunu savunabilir miyiz? FETÖ’cüler ne yazık ki şuanda Almanya’da elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Ben aslında bunları bu akşam konuşmak istemezdim. Bunları gündüz konuştuk. Tekrar konuşmaya gerek yoktu. Bu sofrayı ben muhabbet sofrası olarak görüyordum ve bir muhabbet sofrasında da bunlar konuşulmazdı.
Erdoğan, casusluktan ceza alan Can Dündar'a ilişkin bir soru üzerine, "Türk yargısı bırakılması gerekli olanları zaten tutuksuz yargılanmak üzere de olsa bırakmıştır. Hatta hiç ona gerek kalmadan bırakılması gerekeni de bırakmıştır, isim vermeyeceğim. Fakat son söylediğiniz kişiye gelince, önce Can Dündar'ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini herhalde biliyorsunuzdur. 5 yıl 10 aya mahkum olan bir kişi, aradaki bir boşluğu fırsat bilerek kaçarak, Almanya'ya gelmiştir. Şu anda bu kişi Türk yargısına göre bir mahkumdur ve 5 yıl 10 ay mahkumiyeti vardır, ajandır. Devletin sırlarını ifşa etmiştir. Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez, ifşa edilmesi suç teşkil eder" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin Almanya ile Suçluların İadesi Anlaşması olduğunun altını çizerek, Can Dündar'ın iadesini istediklerini söyledi.
Soruları da cevaplayan Erdoğan, binlerce terör örgütü PKK ve yüzlerce FETÖ mensubunun Almanya'da bulunduğunu belirtti. Erdoğan, "Gerek bizim istihbarat teşkilatımızın gerek Alman istihbarat teşkilatının, bakanlıklarımızın müşterek çalışmalarıyla, nerede kimi yakalıyorsak bunu teslim etmemiz işimizi kolaylaştıracaktır. PKK'nın bir terör örgütü olduğunu kabul eden, bunu beyan eden bir Almanya'nın bunu yapmaktan daha kolay bir şey olamaz" değerlendirmesinde bulundu. İki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması olduğunu hatırlatan Erdoğan, bunları teslim etmenin iki ülkenin huzuru ve mutluluğu için önemli olduğunu vurguladı.
Erdoğan, iki ülke ilişkilerini özel kılan en önemli unsurlardan birisinin Almanya'daki 3,5 milyona varan soydaşların varlığı olduğunu dile getirdi. Türk vatandaşlarının kökleriyle bağlarını koruyarak, Alman toplumuna eşit katılım temelinde entegrasyonunu teşvik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sosyal ve ekonomik alanda ve eğitim-öğretimde insanlarımızın tam fırsat eşitliğinden yararlanması bu süreci hızlandıracaktır. Diğer yandan Almanya'dan FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle daha etkili mücadele beklentimizi ve bu yöndeki taleplerimizi Sayın Merkel ile görüşmemizde etraflıca ele aldık. Son dönemde yapılan açıklamalardan duyduğumuz memnuniyeti ifade ettim. İnşallah önümüzde yeni iş birliğimizin daha da güçlenerek devamı ama bu arada da tabii ki her ülkenin özellikle yargı bağımsızlığı noktasındaki alacağa kararlara hep birlikte saygı duyulmasının da gereğini ifade etmem herhalde hukuka inanmış, demokrasiye inanmış ülkelerin en doğal hakkıdır" diye konuştu.
Erdoğan ve Merkel'in basın toplantısı, adeta militan gibi davranan gazetecilerin provokasyonuna sahne oldu. Bazı gazeteciler FETÖ tutuklusu Enver Altaylı, casusluktan 5 yıl 10 ay ceza alan Can Dündar'ı gündeme getirerek, toplantıyı sabote etmeye çalıştı. Ayrıca 'Gazetecilere özgürlük' yazan tişört giyen ve slogan atan bir kişi salondan çıkarıldı. Adil Yiğit olduğu öğrenilen bu kişi, Türkiye düşmanı faaliyetleri ile sık sık gündeme gelen Avrupa Postası Yayın Yönetmeni. Almanya'da üç yıl hapis cezası alan Yiğit'in mülteci pasaportu ile bu ülkede yaşadığı öğrenildi.