GÜBRETAŞ Genel Müdürü İbrahim Yumaklı 15 Temmuz'u konuştu.
Anadolu topraklarını yurt edindiğimiz bin yıllık tarih boyunca bu bereketli coğrafyada ayakta kalmanın maddi ve manevi zorluklarıyla yoğruldu bu millet… Bir yandan bu toprakları insan merkezli bir medeniyet anlayışıyla ilmek ilmek işlerken, diğer yandan da dışarıdan gelen düşman tehditlerine karşı hep hazırlıklı olmaya alıştık asırlardır.
Bu toprakları barış ve huzur yurdu kılmak için tarih boyunca çok dik yokuşlar tırmandık, çok kara kışlar atlattık ve birçok karanlık geceden geçtik ama milletçe birlik ve dirlik ipine sarılarak, hamdolsun hep aydınlık sabahlara ulaşmayı başardık.
15 Temmuz 2016 gecesinde ise koyun postuna bürünmüş bir kurt sürüsünün başını çektiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir ihanet girişimiyle karşılaşan Anadolu toprakları ve Anadolu insanı, bu hain kalkışmaya yine tarihte eşi benzeri görülmemiş bir direnişle karşılık vererek modern zamanların en büyük kahramanlık destanına imza attı.
Bu tarihi kırılmanın anlamının, gelecekte daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Bu karanlık ve uzun gecede aziz milletimizin iradesine yönelik bu hain teşebbüse ilk andan itibaren ülkenin her yerinde kararlı bir duruşla karşı koyan vatandaşlarımızın duyarlılığı, canını ortaya koyan güvenlik güçlerimizin kısa sürede durumu kontrol altına alması, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Başbakanımızın dirayetli liderliği yanında tüm siyasi partilerin ülkenin bekası için gösterdiği güçlü birliktelik ve ihanete karşı duran medyamızın halkı bilgilendirme görevini cesurca yerine getirmesi sayesinde bu menfur kalkışma başarısızlığa uğratıldı.
Tarihte yaşadığımız en kara gecelerden biri olan 15 Temmuz’da bu toprakların “vatan” olarak ayakta kalmasında elbette ki milli birliğin göklere yükselen sembolü olan 250’ye yakın şehidimiz, tereddütsüz şekilde vücudunu vatana siper eden iki bine yakın gazimiz ile başta İstanbul-Ankara olmak üzere tüm şehirlerin şahdamarı gibi kritik noktalarında sokakları doldurarak milli birlik ve direnişin bir parçası olan binlerce insanımızın büyük payı var. Fakat ben burada, özellikle bu direnişteki “isimsiz” kahramanlara da dikkat çekmek isterim.
Niğde’nin bir kasabasında Anadolu terbiyesi ve vatan sevgisiyle yetiştikten sonra 15 Temmuz gecesinde şehadetiyle ilk işaret fişeğini ateşleyen Ömer Halisdemir gibi helal süt emmiş sayısız çiftçi çocuğu, o gece bulundukları görev yerlerinde vatan için milletin safında yer aldı ve bir kısmı şehitliğe yükseldi.
Diğer yandan hain darbenin harekat merkezi olarak planlanan Ankara’nın “Kahraman”kazan ilçesindeki hava üssünün yanında bulunan mahsulünü ateşe veren çiftçilerimiz gibi binlerce Anadolu insanı, şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklara o gece sahip çıktı.
Jet uçakları havalanmasın diye yıllık emeğini bir an hesap etmeden ve kimsenin aklına gelmeyecek bir stratejiyle buğday tarlasını yakarak darbeye direnen Kahramankazanlı çiftçiler gibi binlerce Anadolu insanının samimiyeti ve kalpten duaları, o gece bu tarihi kırılmanın sebeplerinden biri oldu.
İşte bu nedenle, toprakla uğraşmanın verdiği sükuneti koruyarak her zaman tevekkülle “Vatan için feda olsun” diyen, nimete şükretmeyi ve zorluğa sabretmeyi bilen Anadolu insanını da 15 Temmuz’un kahramanları arasında anmak gerektiğine inanıyorum. Gözünü kırpmadan vatan yolunda görkemli bir destanın kelimelerine dönüşen tüm kahramanlarımız ile bulunduğu her yerde vatanına sahip çıkmak için elinden ve dilinden gelenlerle milli iradenin bir tuğlası olarak aşılmaz bir siper oluşturan aziz milletimize minnet ve şükran borçluyuz.
GÜBRETAŞ olarak, bu vahim olaylarda hayatını kaybeden tüm şehitlerimize bir kez Allah’tan rahmet ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Gecenin en koyu anı, şafağa yakın andır. Gelecek günler ülkemiz ve milletimiz için daha aydınlık ve bereketli olacaktır.
