Yaycı, Doğu Akdeniz enerjisine yönelik Türkiye’nin haklarını koruma çabaları kapsamında, Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması yapılması ve Kıbrıs’ta bazı sahil kolaylıklarının elde edilmesi gerekliliklerine işaret etti.
Yunanistan’ın adalara yönelik hukuksuz girişimleri konusunda Yaycı, Yunanistan’ın Amerika’ya üs kazandırmak için Gayri Askeri Statüdeki Adaları (GASA) kullandırma faaliyetlerini hızlandırdığını ve statükoyu kendi lehine değiştirme çabalarını arttırdığını kaydetti.
Deniz Kuvvetleri faaliyetleri hakkında bilgi veren Yaycı, ANKA ve Bayraktar insansız hava araçları ile Ege ve Doğu Akdeniz’de etkin kaplama alanına ulaştıklarını bildirdi.
Tümamiral Cihat Yaycı, Girne’de düzenlenen Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu 2019’un açılışında, son dönemde Türkiye’nin öncelikli gündem maddesi haline gelen Mavi Vatan’da yürütülen faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. Tüm dünya deniz ticaretinin yüzde 15’nin Akdeniz üzerinden yapıldığını, Doğu Akdeniz’in enerji ticaretinin yanısıra hidrokarbon keşifleri sonucu bir doğrudan enerji kaynağı haline geldiğini anımsatan Tümamiral Yaycı, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölgedeki işgal çabalarını şu sözlerle anlattı:
“Yunanistan, normal şartlarda, uluslararası deniz hukuku ilkelerine ve mahkeme kararlarına göre, karasuları dışında kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeye sahip olamayacak bu adaları öne sürerek, Doğu Akdeniz’de hak iddia etmeye ve pazarlık inisiyatifi geliştirmeye çalışmaktadır.
Bununla birlikte sözde Seville Haritası olarak anılan ve Türk deniz yetki alanlarını Antalya Körfezi açıklarındaki çok kısıtlı bir alana hapsetmeyi öngören hepinizce malum haritalar karşısında, Türk deniz yetki alanlarının sınırları tüm dünyaya ilan edilmiş, Kıbrıs Adası’nın batısındaki haklarımız kıta sahanlığı sınırlarımızı açıkça belirtecek bir şekilde BM nezdinde kayıt altına alınmıştır. Bugün Türkiye’nin Girit güneyindeki bölgede hakları olduğunu bütün dünya bilmektedir.”
Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerin korunmasında Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının imzalanması gerekliliğine işaret eden Tümamiral Yaycı, aynı zamanda bölgede Deniz Kuvvetlerinin harekat yeteneğinin arttırılması ve maliyetlerin azaltılması bakımından KKTC’de bazı sahil kolaylıklarının elde edilmesinin kritik önemi haiz olduğunu vurguladı.
462 bin kilometrekarelik Mavi Vatan’da ve uluslararası sularda eş zamanlı olarak icra edilen Mavi Vatan 2019 tatbikatının, bölgedeki paylaşım planlarına karşı Türkiye’nin öngörülü, kararlı tutumu ve sert gücününü göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Tümamiral Yaycı, “Devletimizin çevre denizlerimizde özellikle Doğu Akdeniz’de sürdürdüğü öngörülü ve kararlı stratejiler kapsamında enerji jeopolitiği, deniz yetki alanlarının paylaşımı ve Kıbrıs sorununun çözümünde durum üstünlüğü elde etmemize vesile olmuştur” diye konuştu.
Yunanistan’ın Gayri Askeri Statüdeki Adaları (GASA) silahlandırma çabalarına ilişkin de detaylar veren Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Yaycı, “Yunanistan statükoyu kendi lehine değiştirme, adalarda ABD’ye üs kazandırma ve Gayri Askerî Statüdeki Adaları askerî maksatlı kullanma yönündeki faaliyetlerine yeniden hız kazandırmıştır. Ancak, hiçbir oldubittiye fırsat vermeyecek, gerektiğinde konuyu ulusal ve uluslararası gündeme taşıyacak şekilde tepki ve uygulamalarımız yapılmış ve yapılmaktadır. Bu bağlamda; Yunanistan’ın gayri hukukî olarak Ege’de Aidiyeti Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar (EGAYDAAK) üzerinde yaptığı kışkırtmalar asla karşılıksız bırakılmamaktadır. Ege’de açık deniz alanlarının kaybına izin vermemek için karasuları genişliğinin artırılamayacağı yönündeki duruşumuz da kararlılıkla sürdürülmektedir” şeklinde konuştu.
Tümamiral Yaycı, Türk Deniz Kuvvetleri’nin keşif ve gözetleme faaliyetlerindeki etkinliğini arttırmak üzere envantere katılan insansız hava araçları ANKA ve Bayraktar ile Ege ve Doğu Akdeniz’de etkin bir kaplama alanına ulaşıldığını açıkladı. Ege’deki düzensiz göçle mücadele çabalarına ilişkin bilgi veren Yaycı, “Deniz Kuvvetlerine ait gemiler tarafından 2018 yılı içerisinde tespit edilen 5 ayrı olayda 187 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Ayrıca 2018 yılı içerisinde Ege ve Akdeniz’de 9 ayrı olayda kaybolan düzensiz göçmenlerin arama kurtarma faaliyetlerine iştirak edilmiştir. Düzensiz göçün önlenmesinde yakalanan yaklaşık yüzde 96 oranında başarıya rağmen Yunanistan’ın bu sorunu AB ve NATO nezdinde ön plana çıkarma gayretleri tamamen siyasi ve fırsatçı nitelikte olup, gerçekle ilgisi bulunmamaktadır” dedi.
Türk Deniz Kuvvetleri’nin NATO içerisinde güçlendiğini de vurgulayan Yaycı, NATO’da üstlenilen etkin roller kapsamında icra edilen faaliyetlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Türk Deniz Kuvvetleri icra edilen NATO ve uluslararası görevlerde 29 NATO üyesi içerisinde; Savaş gemilerinden oluşan üç farklı NATO Daimi Deniz Görev Grubunun tamamına aynı anda katılım sağlayabilen tek ülke, NATO Daimi Deniz Görev Grubu görevlerine en fazla katkı veren üçüncü ülke, NATO Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Deniz Görev Grubu görevlerine en fazla katkı veren ikinci ülke, Deniz Muhafızı Harekâtına en fazla katkı veren ülke konumunda yer almıştır. 2018 yılı içerisine NATO Deniz Komuta Kontrol Bilgi Sistemi (MCCIS)’ne girilen temas bilgilerinin yüzde 30’u tarafımızdan sağlanmıştır.”
Yaycı, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Deniz Güvenlik Harekâtları kapsamında üstlendiği görevlerle, 2018 yılı içerisinde çevre denizlerimizde yılın neredeyse 365 günü varlık gösterdiğini kaydetti. Yaycı, 15 Temmuz hain darbe girişiminden öncesi döneme göre halen icra edilen tatbikat ve harekât faaliyetlerinde yüzde 20-25’lik artış meydana geldiğini de sözlerine ekledi.