Marmara depremiyle peş peşe yapılan uyarılara bir yenisi daha eklendi. Alman Yer Bilimleri Araştırma Merkezi uzmanları Türkiye'nin tektonik yapısını analiz eden araştırmalarında, Marmara Denizi'nde beklenen depremin geciktiğini ve fayın kırılması durumunda depremin büyüklüğünün 7,4’ü de aşabileceği uyarısında bulundu.
Marmara depremiyle ilgili art arda uyarılar gelmeye devam ediyor.
Alman Yer Bilimleri Araştırma Merkezi’nden (GFZ) sismoloji uzmanları Dirk Becker ile Marco Bohnhoff, Türkiye’deki tektonik yapıyı inceledikleri yeni araştırmalarında olası Marmara depremine ilişkin önemli bulgulara ulaştı.
Araştırmalarında, İstanbul’un güneyindeki Marmara fay hattını “sismik boşluk” olarak tanımlayan uzmanlar, bu bölgede 7’nin üzerinde büyüklükte bir deprem beklendiği sonucuna vardı. İstanbul’da meydana gelen depremlerin tarihçesinin de her 250 yılda bir bu bölgede şiddetli bir deprem meydana geldiğini ortaya koyduğuna dikkat çeken uzmanlar, en son 1766 yılında 7,4 büyüklüğünde bir deprem yaşandığını belirtti.
DW Türkçe’de yer alan habere göre; Araştırmada, Avrasya ve Anadolu tektonik levhaları arasındaki sınır barındıran Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki Ana Marmara Fayı’nın uzun süredir “aktifleşmediği” ve bu nedenle 7’nin üzerinde büyüklükteki bir depremin “gecikmiş olduğu” saptamasına yer verildi.
Araştırmalarında yeni çözünürlüğü yüksek bir sismisite kataloğu kullanan uzmanlar, 2006-2020 yılları arasında Marmara Bölgesi’nde meydana gelen 14 bin dolayında depremi inceledi.
Becker, veri analizinin batıdaki fay hattında meydana gelen ‘sürünme süreçlerinin’ tektonik enerjinin çoğunu dengelediğini, ancak bu sürünme payının doğuya doğru giderek azaldığını gösterdiğini belirtti. Becker, “O bölgede Marmara fayının neredeyse tamamı kilitli” dedi.
Bölgede bir sonraki depremin muhtemelen fayın “tamamen kilitli” olduğu bir bölgede meydana geleceğine dikkat çeken uzmanlar, depremin İstanbul’un güneyindeki Kuzey Anadolu Fayı Hattı’nın Adalar fayı segmentinde meydana geleceği tahminini dile getirdi.
Araşırmanın yazarlarından Marco Bohnhoff, “Bu bölgedeki kilitli ve sürünen segmentler arasındaki sistematik geçişler dünya genelinde tek. Dolayısıyla sadece yeni bir süreçle aydınlatılması mümkün oldu. Araştırmada sözü geçen İstanbul depremi senaryoları risk tahmini ve bölge halkının korunması için alınacak önlemler bakımından büyük önemde” dedi.