Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.
Türkiye-Avrupa Birliği anlaşması uyarınca, Avrupa'ya gitmeye çalışan kişilerin, Suriyeli ise kamplara, başka ülkeden geldiyse, ülkelerine gönderileceğini ifade eden Akdoğan, Türkiye'nin tespit ettiği kişilerin Avrupa ülkelerine gönderileceğini belirtti.
Avrupa ülkelerinin Suriyelileri seçerek almayacağına işaret eden Akdoğan, şöyle konuştu:
"Avrupa oturacak, işine geleni alacak, böyle bir şey yok. Kimin gideceğini biz belirleyeceğiz. Birleşmiş Milletler'in de birtakım standartları var. En fazla mağdur, muhtaç, olumsuz şartlarda olan kişilerden... Bunlarla ilgili tespitler yapılacak. Her gelen bir kişiye karşı bir kişiyi biz göndereceğiz. Eğer karşı tarafta bu akış durursa, diyelim Avrupa ülkeleri almayı durdurdular, biz de almayı durduracağız."
Terörle baş etme yolunun samimi küresel ortak bir mücadeleden geçtiğini ancak bu mücadelenin bugüne kadar ortaya konulmadığına işaret eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin yaklaşımı, hem Müslüman hem demokrat hem hak ve özgürlükleri önemseyen, hastalıklı, habis anlayışları reddeden bir anlayış. Bu anlayış da Türkiye'nin anlayışıdır. Türkiye'nin burada desteklenmesi lazım. Brüksel'de, Lahor'da, Ankara'da patlayan bomba... Şunu anlamaları lazım, Brüksel'in güvenliğiyle, Ankara'nın güvenliği birbirinden ayrılamaz. Brüksel'deki saldırı ne kadar canice, alçakça ise Lahor'daki de İstanbul'daki de öyledir. Bu anlayışı bizim çok iyi görmemiz lazım, batının da bunu doğru anlaması lazım."
Terör örgütlerine karşı ortak mücadelenin önemine değinen Akdoğan, Türkiye'nin konuya ilkesel yaklaştığını vurgulayarak, "Biz diyoruz ki adı ve ideolojisi önemli değil, ister PKK, YPG, DEAŞ, DHKP-C olsun, bu masumları katleden terör örgütü aynı hastalıklı anlayıştır. Bunların hepsi insanlık açısından bela." dedi.
Akdoğan, Türkiye'nin terör örgütlerine yönelik iş birliği taleplerine diğer ülkelerin ne şekilde karşılık verdiği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Bunun bir cevabı yok. Diyorsunuz ki 'PKK'nın şu yayını, derneği var, yardım topluyor.' 'Burası hukuk devleti, mahkemeler var, biz karışamayız.' Peki Türkiye'de birtakım operasyonlar olduğunda niye o zaman ayağa kalkıyorsunuz? Burası da hukuk devleti, mahkemeler var. Biz de karışamıyoruz. Niye birtakım gazeteciler yargılandığı zaman ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz? Biz de diyoruz ki burası da hukuk devleti arkadaş, hükümetin işi değil ki bu. Mahkemeler karar vermiş. O zaman niye ayağa kaldırıyorsunuz ortalığı? Bu bir samimiyetsizliktir, çifte standarttır, ikiyüzlülüktür."
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, FETÖ/Paralel Devlet Yapılanmasının Türkiye'ye verdiği zararla ilgili soruya ise "Paralel Yapı Türkiye'nin düşmanı kim varsa bununla iş birliği yapıyor, dünyada Türkiye'nin düşmanı kim varsa hangi lobiler, ülkeler varsa hepsinin yanında saf tutuyor, onun için ihanet şebekesi diyoruz." ifadesini kullandı.
"Paralel Yapı Türkiye düşmanlarının bir numaralı partneri olmuş durumda ve içeride terör örgütleri de bunun bir parçası, PKK ile çok ciddi bir iş birliği var" diyen Akdoğan, şunları söyledi:
"Paralel Yapı, sadece bir partiyi iktidardan düşürmeye yönelik bir hareket değildir, yani sadece 'AK Parti'yi biz nasıl hükümetten götürürüz' meselesi değildir. Birçok darbe oldu Türkiye'de, bu bugüne kadar yapılmış müdahalelerin, darbe girişimlerinin en kapsamlısı, en tehlikelisiydi. Allah'tan Tayyip Erdoğan'ın dik duruşuyla bu savuşturulmuş oldu, başka hiç kimse bunu göğüsleyemezdi."
Twitter'da açılan #WeLoveErdogan etiketinin kapatılmasıyla ilgili Akdoğan, "Bunlar çifte standarttır, ikiyüzlülüktür, bu sahte demokratlığa son vermeleri lazım. Sahte hesaplar üzerinden hakaret edildiğinde hedef gösterildiğinde müdahale etmiyorsun ama sevgi gösterisinde müdahale ediyorsun, bunun izahı yoktur." dedi.