Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir üst rütbeye terfi eden personelin rütbe işaretlerinin verildiği törene katıldı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir üst rütbeye terfi eden personelin rütbe işaretleri dün Milli Savunma Bakanlığında düzenlenen törenle verildi.
Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz'ün yanı sıra Bakan Yardımcılarının da katıldığı tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı.
Törendeki konuşmasında bölgesel konulara değinen Akar, tayin ve terfilerin de askeri personel açısından önemli olduğunu belirtti. Yüksek Askeri Şura toplantısında alınan kararların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayının ardından yürürlüğe girdiğini anımsatan Bakan Akar, "Terfiler ve tayinler bu şekilde gerçekleşti. Birtakım yorumlar ve değerlendirmelerin bu temelde olması gerekir. Bunun dışındakiler gerçeği yansıtmıyor" diye konuştu.
Rütbe arttıkça görev ve sorumlulukların da arttığına dikkati çeken Akar, personelin görevlerini yaparken bir önceki günden daha fazla çalışmalarının gerektiğini vurguladı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugüne kadar karada, denizde ve havada vatanının ve milletinin güvenliği ve huzuru için elinden geleni yaptığını, bundan sonra da yapmaya devam edeceğini belirten Bakan Akar, "Bu asil milletin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliği için yapılması gereken neyse yapacağız." ifadesini kullandı.
FETÖ'nün hain darbe girişiminde Türkiye'nin, TSK'nın zarar gördüğünü dile getiren Akar, "Bu hainler içimizden temizlendikçe TSK güçlendi, güçlenmeye devam ediyor. Bunun en somut göstergesi bir tarafta artan operasyonlar diğer tarafta da tatbikatlar. TSK geçmişten çok daha fazla operasyon, çok daha geniş kapsamlı tatbikatlar yapıyor, yapmaya devam edecek." dedi.
Terörle mücadele harekatlarında en büyük fedakarlığın şehitler ve gaziler tarafından gösterildiğini bildiren Akar, şehitleri rahmet, gazileri minnetle yad etti.
Akar, TSK'nın operasyonlarıyla şehit ve gazilerinin kanlarını, onların yakınlarının gözyaşlarını yerde bırakmadığını belirterek, "Bu yapılan çalışmalar sayesinde bayrağımız dalgalanmaya, 82 milyon milletimiz kutsal vatan topraklarında rahat ve huzur içinde yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor." dedi.
Terörle mücadelenin en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan tempo ve kararlılıkta devam edeceğini yineleyen Bakan Akar, şunları söyledi:
İdlib'de Rusya'nın da desteğini alan rejimin havadan ve karadan gerçekleştirdiği saldırılarla çocukları, gençleri, kadınları, yaşlıları katletmeye devam ettiğini ifade eden Akar, bunların durdurulması için Türkiye Cumhuriyeti devleti ve TSK'nın üzerine düşeni en iyi şekilde yapmaya gayret ettiğini söyledi.
Anlaşma ve mutabakatlara aykırı olarak rejim tarafından yapılan saldırılarla bugüne kadar 700’den fazla masum insanın hayatını kaybettiğini, 500 binden fazla insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını dile getiren Akar, şöyle konuştu:
"Kıbrıs ile ilgili 1974'te bulunduğumuz nokta ne ise bugün de aynı yerdeyiz" diyen Akar, o gün nasıl yapılması gereken yapıldıysa benzer bir durumda yine bunun yapılacağından kimsenin şüphe duymaması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkilerinden yana olduğunu vurgulayan Bakan Akar, "Bizim uluslararası hukuka uyacağımızı söylememiz iyi komşuluk ilişkilerinden yana olduğunu belirtmemiz bir taviz, zafiyet değil. Diğer taraftan da hakkımızı, hukukumuzu çiğnetmeyiz dememiz de bir tehdit değil. Biz olayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor, herkesin hesabını buna göre yapmasını istiyoruz." dedi.
Terörle mücadele kapsamında personelin gösterdiği fedakarlık ve kahramanlıklara da dikkati çeken Bakan Akar, şunları kaydetti:
"Emeklilik TSK mensuplarının da doğal bir hakkıdır. TSK'nın plan ve programının aksamaması için bununla ilgili bir düzen var. Ocak-şubat, temmuz-ağustos aylarında isteyen TSK mensubu emekliye ayrılabiliyor. Bu manada arkadaşlarımız hizmetlerinin tamamlanmasını müteakip veya hizmetlerimizin akışı sırasında kendi istekleri, iradeleri doğrultusunda emekli olabiliyor. Bunu büyütmenin, abartmanın başka yerlere çekmenin hiçbir anlamı yok. Bu doğal bir süreç, peherkesin doğal hakkı. Ben de 49 sene askerlik yaptım, emekli oldum. Bunu bazıları sıkıntı varmış gibi dile getirmeye çalışıyor, bu da iyi niyetle nasıl açıklanır, bilemiyorum."
Akar, kendisine "komutanım" şeklinde hitap edilmesini istediği yönünde ortaya atılan iddialara da yanıt verdi. Akar, "Bazı enteresan konular gündeme getiriliyor, bunu anlamak mümkün değil" dedi. Salondakilere "Benden böyle bir şey duyan var mı?" diye soran Akar, aldığı "Hayır" yanıtı üzerine şu açıklamalarda bulundu:
"İsteyen 'Bakan', isteyen 'komutanım' diyor. Askeri çevrede arkadaşlarımız arasında bir alışkanlık var, 49 seneden beri beraberiz. Bazı arkadaşlarımız 'komutanım', bazı arkadaşlarımız 'Bakanım' diyor. Bizim etkinliğimizi, caydırıcılığımızı, saygınlığımızı, birlikteliğimizi, beraberliğimizi olumsuz yönde etkilemek için çalışan bir grup var. Bu konuda herkesin bilinçli olması lazım. Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar yapılmayan sayıda operasyonu şu anda yapıyoruz. Kıbrıs harekatında yapılan 211 sorti var. Hava Kuvvetlerimiz sadece son üç ayda 814 sorti yaptı. Bu nedenle bu ıvır zıvır işlerle uğraşanlara el insaf diyoruz. 'Bakanım' mı desin 'komutanım' mı desin diye ne telkinimiz ne tercihimiz ne de aklımızda böyle bir problem sahası var."