Hülya Nergis: Yanlış anahtar getirerek Meclis'in kapısını açtırmadılar

FETÖ'nün hain darbe girişiminde Meclise ilk gelen milletvekili gurubu arasında bulunan AK Parti Kayseri Milletvekili Hülya Nergis, o gece yaşadıklarını anlattı.

Darbe girişiminin olduğu akşam, Özbek asıllı yardımcısıyla markette alışveriş yaptıktan sonra bir kafede oturduklarını, bu sırada uçakların alçak uçuşlarının başladığını belirten Nergis, "Yardımcım korkarak, neler olduğunu sordu. Ben de 'Ankara Türkiye'nin tam ortasında bulunuyor, biz sınırda değiliz. Buraya düşman uçakları gelemez korkma, güvendeyiz, eğitim uçuşları yapılıyor' dedim. Eve geldiğimde danışmanım beni arayarak darbe iddialarının olduğu bilgisini verdi." diye konuştu.

Televizyonu açtığını ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın konuşmasını dinlediğini, Whatsapp grubundaki milletvekili arkadaşlarıyla neler yapacaklarını istişare ettiklerini anlatan Nergis, yapılan değerlendirmeler sonucunda Meclise gitmeyi uygun bulduklarını söyledi.

Yaşadıklarını anlatırken göz yaşlarını tutamayan Nergis, "O gece ben asla evde duramazdım. Bir şey yapmalıydık, oturamazdık, nitekim oturamadık. Allah bir daha yaşatmasın. 'Biz buradan çıkarız veya çıkmayız ama Türkiye kurtulacak' diye düşündüm. Yüzde 90 zihinsel engelli büyük oğlumu yardımcıma bıraktım. Bana yakın oturan kuzenim ve danışmanımın eşi de eve geldi. Ben eşim ve danışmanımla birlikte Meclise gitmek üzere yola çıktım." dedi.

YÜRÜYEREK MECLİS'E GEÇTİLER

Yolda askerlerin arabalarını durdurduğunu dile getiren Nergis, bundan sonra Meclise yürüyerek gittiklerini aktardı.

"Şeref Holü'ne geldiğimizde AK Parti Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta ve danışmanıyla karşılaştık. Işıkları açtırmak için güvenlik görevlilerini aramaya başlarken AK Parti Bursa Milletvekilimiz Hakan Çavuşoğlu geldi. Polislerle görüştük ama iktidar kulislerinin ışıklarını güvenlik gerekçesiyle açmadılar. Kalabalık artınca ışıkları açtılar ve biz de iktidar kulisine geçtik. Bir süre sonra Meclis Başkanımız İsmail Kahraman, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ve Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ geldi."

GENEL KURUL KAPISINI AÇTIRMADILAR

Meclisteki milletvekili arkadaşlarıyla Genel Kurul'a girip darbecilere karşı halka mesaj vermek istediklerini anlatan Nergis, şunları söyledi:

"Genel Kurul kapısını açarak içeri girmek istedik ama kapıyı açmadılar. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ısrar etti. Bir ara danışmanlar ve korumalar omuzlarıyla zorlayarak açmak istedilerse de kapıyı açamadılar. Sonra anahtar getirildi ama anahtar kapıyı açmadı ve bize de yanlış anahtar dediler. Sonra gerçek anahtar getirildi ve kapıyı açtılar. Orada bize karşı bir muhalefet vardı, kapıyı açtırmadılar. Meclis Başkanı, bakanlar, milletvekilleri orada ama biz Genel Kurula giremiyoruz. Genel Kurulu açtırmak istiyoruz, açmıyorlar."

Nergis, Genel Kurula girdikten sonra CHP ve MHP milletvekillerinin geldiğini ifade etti.

Meclise ilk bombanın dönemin Adalet Bakanı Bozdağ'ın konuşması sırasında atıldığını, bunun üzerine sığınağa indikleri belirten Nergis, burada da bir süre iletişim sıkıntısı yaşadıklarını anlattı.

KUZU POSTUNA GİRMİŞ KURTLAR

Hülya Nergis, Türkiye'nin çok büyük bir badire atlattığını, müttefik bildikleri, sırtını dayadıkları Avrupa ve ABD'nin de bildikleri gibi olmadığının ortaya çıktığını söyledi.

Nergis, FETÖ'nün, dini kisve altında eğitimli ve dindar nesiller yetiştirme gayesi ile herkesi kandıran, vatandaşın dini duygularını istismar eden ve dış güçlerle iş birliği yapan bir terör örgütü olduğuna işaret etti.

FETÖ'nün üst akıldan beslendiğinin altını çizen Nergis, "Biz onları öyle bilmedik. Vatandaşlarımızın çoğu kurbanlarını bunlara bağışlıyordu. Dünyanın çeşitli ülkelerinde dindar nesiller yetiştiriyorlar düşüncesi ile herkes gibi bizler de destek oluyorduk. Onların kuzu postuna girmiş kurtlar olduğunu önce Cumhurbaşkanımız sonra da bizler ve toplum anlamış oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Hülya Nergis, cemaat ve hizmet kavramının toplumda ayrı bir yeri olduğunu ama şimdi bu kavramların farklı algılandığını vurgulayarak "Değerlerimize, maneviyatımıza çok ciddi zararlar verdiler. Üniversite eğitimi almış anne ve babaların büyük fedakarlıkla okuttuğu çocukların hayatlarını mahvettiler." dedi.