|

AK Parti Sözcüsü Ünal: Biz şu anda devletin içindeki şeytanı çıkarttık

AK Parti Sözcüsü Ünal, katıldığı panelde terör örgütü FETÖ, AK Parti, Fırat Kalkanı ve terör olaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ünal, AK Parti'nin kendi içerisinde 2013 yılından itibaren FETÖ yapılanmasını emniyette, bürokraside ve MİT alanında ciddi temizlikler yaparak bitirdiklerini belirterek "Biz, şu anda devletin içindeki şeytanı çıkarttık. Çok ağır bir operasyonla, metastaz yapmadan devletin içindeki o kanser hücresini çektik" dedi.

Yeni Şafak
20:20 - 7/11/2017 Tuesday
Güncelleme: 21:05 - 7/11/2017 Tuesday
AA
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, "Biz Fırat Kalkanı Harekatı'nı Suriyeliler için yapmadık. Şanlıurfa'yı, Kilis'i korumak için yaptık, Antep'i korumak için yaptık. Eğer siz, sınırlarınızı korumanın cephesini Antep'te, Kilis'te, Şanlıurfa'da yapmazsanız Ankara'yı koruyamazsınız." dedi.

Ünal, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Siyasette Yenilenme ve AK Parti'nin Geleceği" başlıklı panele katıldı.

"Eğer 15 Temmuz'da başarılı olduysak MİT'in etkisi oldu"

Panelde katılımcıların sorularını yanıtlayan Ünal, Türkiye ve şeffaflık üzerine bir soruya, "Şeffaflık konusunda Türkiye özellikle geçtiğimiz 5 yıl demokratikleşme paketleri ve yargı paketleriyle çok ciddi mesafe katetti. Zaten, eğer 15 Temmuz'da bir başarıya ulaştıysak bunda MİT'in sivil iradenin tam olarak kontrolü altına girmesinin, emniyet istihbaratının FETÖ'den temizlenmesinin, 2013'ten sonra, çok ciddi etkisi oldu" karşılığını verdi.

"
Devlet, bunları bir tehdit olarak algıladı"

Ünal, zaman zaman "Siz içinizdeki siyasi ayağı ne yaptınız?" şeklinde sorular geldiğini ifade ederek, "2013'te bunlarla göğüs göğüse mücadele etmeye başladığımız gerçeğini niye unutuyorsunuz? Devlet, bunları bir tehdit olarak algıladı ve bunların, Milli Güvenlik Kurulunda, paralel devlet yapılanması olduğu tespit edildi ve ondan sonra bunlarla ilgili çok ciddi bir mücadele başladı." diye konuştu.

"
Biz, şu anda devletin içindeki şeytanı çıkarttık"

AK Parti'nin bu süreçten sonra iki yerel seçim, iki genel seçim geçirdiğini ve 3 kongre yaptığını anlatan Ünal, "AK Parti, o süreç içerisinde hem devlette hem kendi içinde çok ciddi bir temizlik yaptı. Eğer o temizlikler yapılmasaydı, emniyette, bürokraside, MİT'te temizlik yapılmasaydı zaten 15 Temmuz'da bunlara anahtar teslim edilirdi, teslim alacaklardı zaten. Geçmişe bakmayalım. Biz, şu anda devletin içindeki şeytanı çıkarttık. Çok ağır bir operasyonla, metastaz yapmadan devletin içindeki o kanser hücresini çektik." ifadelerini kullandı.

Bakan olarak görev yaptığı dönemde Rus uçağının düşürüldüğünü, bir ay sonra İstanbul Sultanahmet'teki terör saldırısının, 15 gün sonra Ankara'da terör saldırısının yaşandığını anımsatan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

  • "15 günde bir bomba patlıyordu. Bakın, şu anda niye patlamıyor? Siz terör saldırısı olmadığını mı düşünüyorsunuz? Tam tersine şu anda 4 tane terör örgütü çok şiddetli bir şekilde inanılmaz saldırılar düzenliyor. Ama her biri artık yüzde yüz donanımla engelleniyor, yakalanıyor, ele geçiriliyor artık. Çünkü istihbaratımız doğru şekilde çalışıyor.
  • Biz Uludere diye bir şey yaşadık. Bizi mahvetti Uludere. Amerika size sıcak istihbarat verecek, sıcak istihbaratı alacak, merkeze bildireceksiniz. Hangi merkeze bildirecekseniz o merkezden F-16'lar kalkacak ve kalkana kadar sıcak istihbarat denilen bölgedeki terör unsurları hareket etti mi etmedi mi bilmiyorsunuz. Daha 3 yıl önce bunu konuşuyorduk ya da verilse bile yanlış bilgi veriliyordu. Şimdi, bunların hiçbirisi kalmadı. Hepsi temizlendi bunların. Dolayısıyla, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin önü bu anlamda daha açık."
"Şimdi devletin belediyelere aktardığı para tamamen hizmete gidiyor"

Ünal, "Kürt sorununun çözümü askıya mı alındı?" sorusu üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çukur, hendek siyaseti vardı. Orada terör örgütü tamamen, bütün çıplaklığıyla gerçek yüzünü ortaya koydu. Yani devletin milletiyle nasıl birlikte olduğunu gördü. Devletin iyi niyetini doğru bir şekilde gördü. Hendek kazıldığı, el yapımı patlayıcılar patladığı, çocukların, gençlerin katledildiği süreçte de bölgede insanlar çok net bir şekilde bu terör örgütünün amacını gördüler.

Dolmabahçe'de oturanlardan birisi de bendim. Dolmabahçe'de niye oturduk? Çözüme inandığımız için. Yani silah bırakma çağrısı yapılacak ve bu iş bitirilecekti. Ama ne yaptılar? Esed'in onlara sunduğu fırsata balıklama daldılar, 'Kuzey Suriye'de biz bir devlet kuracağız' diye. İçeriden Milli İstihbarat Teşkilatının yürüttüğü terör örgütüne silah bıraktırma... Çünkü, bütün dünyada böyledir. İstihbarat örgütü, terör örgütüyle görüşür ve silah bıraktırır. Ama bunlar ne yaptılar? Kuzey Suriye'deki o havuca kandılar ve bütün süreci altüst ettiler. Bölge insanı da bunu gördü."

Terör örgütlerinin yuvalanmasına müsaade edilmeyecek

O bölgede iki temel sorun bulunduğunu, bunlardan birinin terör olduğunu olduğunu belirten Ünal, "Şu anda devlet, güçlü bir şekilde orada gereğini yapıyor ve ilk defa kış yapılanması öncesinde sınır içerisinde terör örgütü mensuplarının sayısı 600'e kadar düştü." dedi.

Ünal, eskiden kış döneminde terörle mücadelenin durakladığını aktararak, artık kış döneminde de mücadelenin devam edeceğini, terör örgütü mensuplarının herhangi bir şekilde yuvalanmasına fırsat verilmeyeceğini vurguladı.

"Biz Fırat Kalkanı Harekatı'nı Suriyeliler için yapmadık"

Türk askerinin Kuzey Irak ve Suriye'deki varlığına ilişkin olarak da Ünal, "Biz niye oradayız? Terörü durdurmak için oradayız. Kuzey Suriye'de terörü kaynağını kurutmak için oradayız." diye konuştu.

Alçakça bir kara propaganda yürütüldüğünü belirten Ünal, şöyle devam etti:

  • "Biz şu anda sorunsuz bir şekilde 3 milyon Suriyeliyi misafir ediyoruz. İnsanlığın son adasıdır Anadolu. Ölümden kaçan insanlara kucağımızı açacağız ama öyle bir propaganda yürütüyorlar ki, 'Suriyeliler rahat bir şekilde yaşarken Mehmetçik Suriye'de hayatını kaybediyor.' diye. Biz Fırat Kalkanı Harekatı'nı Suriyeliler için yapmadık. Şanlıurfa'yı, Kilis'i korumak için yaptık, Antep'i korumak için yaptık. Eğer siz, sınırlarınızı korumanın cephesini Antep'te, Kilis'te, Şanlıurfa'da yapmazsanız Ankara'yı koruyamazsınız. Ankara'nın güvenliği nerede başlar? Halep'te, Şam'da başlar, Bağdat'ta başlar. Dolayısıyla, şu anda süreç devam ediyor."

Panelde, dünya genelindeki hakim partilerin kendilerini yenileme süreçlerinden bahseden Ünal, "Bir siyasi partinin kendini yenilemesi ve bütün dünyada var olan hakim parti modelinin Türkiye'de yeni yeni ortaya çıkmasını bizim başka bir okumayla değerlendirmemiz lazım. İbni Haldun okumasını burada ben doğru bulmuyorum." diye konuştu.

2019'dan sonra gençleri siyasette daha sık göreceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en çok önem verdiği konuların başında kadroların gençleşmesi, gençlere daha çok yer verilmesi geldiğinin altını çizen Ünal, şu anda AK Parti MKYK'sında 18-24 yaş aralığında iki genç bulunduğunu ve bunların partiye çok büyük kattılar sunduklarını bildirdi. Ünal, "2019'dan sonraki süreçte de biz gençleri hem belediye meclislerinde hem TBMM'de, değişik karar organlarında, daha çok, daha sık göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Ünal, Türkiye'ye yönelen tehditlerin bir bir bertaraf edildiğini ancak bunların durmayacağını bildiklerini aktararak, "Ama biz delik tıkamakla, palyatif tedbirlerle değil. Biz yeniden her şeyi inşa ediyoruz ama her şeyi inşa ederken dört temel şeye bakıyoruz. Muhafaza edilmesi gereken şeyler neler? Tamamen yıkılması gereken şeyler neler? Değiştirilmesi gereken şeyler neler? Hiç yoktan yapılması gereken şeyler neler? Bunlar çok önemli." diye konuştu.

Geçmişten bugüne sistemin önünü tıkayan şeylerin artık değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Ünal, şunları söyledi:

  • "Bir yerde insanlar ne yapacağını bilmiyorsa bu bir eğitim sorunudur. Yapma istekleri yoksa bu bir motivasyon sorunudur. Bir şeyler yapmak istiyorlar dirençle karşılaşıyorlarsa bu bir sistem sorunudur. Biz meseleleri ele alırken aynı zamanda çok sistematik de bakıyoruz. Diğer siyasi partilerden bizim çok temel farkımız var. Biz meseleleri öyle ezbere yorumlarla değil, bir meseleyi ele alırken, onu verili, bilgiye dayalı ele alıyor, analiz ediyoruz. Yoksa 15 yıl boyunca iktidarı size kimse vermez. Bir şeyin, bir tesadüfün sonunda iktidarda kalmazsınız. Orada, zaman içinde bu ortaya çıkacak, AK Parti'nin nasıl 15 yıl iktidarda kaldığı. Bir sistem inşa ediyoruz."
"Milli eğitim olmaz, eğitim evrenseldir"

Gelecek 15 yılda dünyayı çok şiddetli bir türbülansın beklediğini dile getiren Ünal, "Yani bir kaotik belirsizliğin içerisine giriliyor. Buna hazırlık yapan üç ülke var: İngiltere, Türkiye ve Rusya buna ciddi anlamda hazırlık yapıyor." ifadesini kullandı.

Ünal, kültür ve eğitimde istenilen sonuçların alınamadığını belirterek, "Çünkü, sistem kendisini iki yerden inşa ediyor. Milli eğitim ve kültür. Milli eğitim olur mu? Milli eğitim olmaz, eğitim evrenseldir. Milli kültür olur çünkü kültürler millidir, eğitim ise evrenseldir." dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, AK Parti'nin Türkiye'yi zenginleştirdiğini ve özgürleştirdiğini de belirterek, şöyle devam etti:

"Toplumun üzerindeki korku perdesini çekti aldı. 1990'ları bilmeyenler, korku perdesinin nasıl bir şey olduğunu bilmezler. Bu ülkede, alevi olmanın, Kürt olmanın, Kürtçe konuşmanın, insanların inançlarının tanımlandığı bir ülkede yaşamanın nasıl bir şey olduğunu. Bir ülkeyi zenginleştirdiğiniz, özgürleştirdiğiniz zaman bu zenginliği ve özgürlüğü yönetecek bir sistem kurmak istedik. Eğer bu zenginliği ve özgürlüğü yönetecek sistem kuramazsanız bu özgürlük ve zenginlik kaosa dönüşür."

Ünal, şimdi bugün bir kişinin Şangay'a gidebileceğini, internetle buradaki bir sokağı yakından inceleyebileceğini anlatarak, şunları kaydetti:

"AK Parti'yi ve Türkiye'yi konuşuyoruz"
  • "Bazen gerçekliği okurken şöyle bir hata yapıyoruz. Geçmişin bakış açısıyla geçmişin kavramlarıyla geçmişin okumalarıyla bugünü anlamlandırmaya çalışıyoruz. Geçmişte yapılan hataları yapıp geçmişin kavramlarıyla bugünü mü okumaya çalışacağız, yoksa bugünü bugünün kavramlarıyla mı izah edeceğiz? Geçen gün (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu, muhteşem bir cümle kurdu. CHP Grup Başkanvekili, 'Sizin dış politikanız zikzaklarla dolu.' diye bir cümle kullandı. Çavuşoğlu da 'Mayınlı bir arazide düz koşarsanız ölürsünüz.' dedi. Muhteşem bir anlatım tek cümlede. Yani, tüm pozisyonların hızla değiştiği, bütün bakış açılarının hızla değiştiği, bütün kavramsallaştırmaların bir anda içinin boşaldığı, değişim aralığının bu kadar daraldığı bir dünyada siyaseti, AK Parti'yi ve Türkiye'yi konuşuyoruz."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, toplum olarak korunması gereken en önemli şeyin öz güven olduğunun altını çizerek, "Çünkü öz güvenimize dönük çok ciddi bir saldırı var." dedi.

"Daha düne kadar FETÖ ile kol kolayken" şeklinde cümle kurulduğunda, arka plana dair bir fikrin olmaması durumunda bütün argümanların kaçınılmaz olarak çöktüğünü ifade eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

  • "Aslında başka bir şey söylüyor sana. 'Daha düne kadar Esed ile kol kolayken, FETÖ ile kol kolayken' diye cümleye başlayan bir zihin size statükoyu dayatıyor demektir. Bu zihin, güvenlik arayışında olan bir zihindir. Bu zihin, kendi pozisyonunu koruyarak kendini koruyacağını düşünen bir zihindir ve dolayısıyla sağlıklı bir zihin değildir. Tabii ki ben pozisyonumu değiştireceğim. Her şey bu kadar hızlı değişirken benim pozisyonumu değiştirmemden daha doğal ne olabilir?"
"AK Parti'de yeni olan, tekrar siyasi hareketin liderinin partiye dönmesidir"
  • "Siz, Türkiye'nin dış politikasını mahvettiniz." şeklindeki sözleri de değerlendiren Ünal, "Dokuz tane ülkeyi çevrede yönetilemez hale ben mi getirdim? Türkiye'nin verdiği mücadelede, Türkiye'nin etrafına adeta bir çember çizip o çemberi ateşe verenleri konuşmak yerine bunu Türkiye üzerinden konuşmak bir dil çabukluğundan başka bir şey değil." dedi.
  • AK Parti'de yeni olan ve kıymetli olan, tekrar siyasi hareketin liderinin partiye dönmesidir. En büyük yenilik budur. Tekrardan siyasetle birlikte, siyasete çarparak, siyasetin sorunlarını bizzat hissederek o liderle birlikte hareketin yoluna tekrardan koyulmasıdır. İkinci büyük yenilik de bizim 15 yıldan beri mücadelesini verdiğimiz siyasi sistem değişikliği."

Türk kelimesinin bir ırk anlamı taşımadığının da altını çizen Ünal, "Türk, bir tarihsel ve sosyolojik bakış açısının, kavrayışının, Türk bir ufkun adıdır. Türk, bir kültürdür. O yüzden, biz Osmanlı'yı ve Selçuklu'yu yok sayamayız. Osmanlı ve Selçuklu deneyimini de yok sayamayız." diye konuştu.

#FETÖ
#AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal
#Fırat Kalkanı
7 years ago