AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısında konuştu.
Atatürk'e yönelik çirkin yayın
Alman ARD Televizyonu'nun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik yayınına değinen Çelik, "Devletimizin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e dönük çirkin yayını,
özellikle Atatürk'ü Hitler'e benzeterek yapılan bu yayını en şiddetli şekilde kınıyoruz, bunu asla kabul edilemez bulduğumuzu ifade ediyoruz."
diye konuştu.
"Basın özgürlüğü adı altında Türkiye'deki devlet adamlarına dönük eleştiri sınırlarını aşan, basın özgürlüğüyle hiçbir zaman bağdaştırılamayacak ifadeler, maalesef bunlarda bir tutum haline gelmiş durumda." değerlendirmesinde bulunan Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük karalama kampanyası, neredeyse Almanya basınında bir yıl içerisinde çok önemli bir yer tutuyor. Tabii ki Kurucu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz hatırasına yapılan bu saygısızlığı hiçbir suretle kabul etmemiz mümkün değil. Bunu en şiddetli şekilde kınadığımızı belirtiyoruz ve şunu ifade etmek isteriz o yapılan yayının, o çirkin ifadelerin kesinlikle basın özgürlüğü ile bir ilgisi yoktur. Burada yapılan hakaretler doğrudan milletimize ve devletimize yapılmıştır.
Gereğinin yapılması için de ilgili bakanlıklarımız faaliyete geçecektir aynı şekilde de oradaki vatandaşlarımız, STK'larımız da gereken tepkiyi göstermektedir.
Devletimizin kurucusuna, Atatürk'e dönük saygının gösterilmesi bir entellektüel egzersiz konusu değildir. Bu konuda herkesin gereken hassasiyete sahip olmasını bekliyoruz. Almanya'daki vatandaşlarımız da oranın vatandaşı olan soydaşlarımız var. Onların da vergileriyle yayın yapan bir kamu yayın kuruluşu bu. Bu yayının herhangi bir şekilde temel değerlerimize bir saldırı şeklinde asla tezahür etmemesi gerekir. Bir de tabii orada son derece planlı ve düzenli bir şekilde başka mahfillerde gördüğümüz şekilde Atatürk ile Alevi vatandaşlarımızı karşı karşıya getirme şeklinde çirkin bir provokasyona imza atılıyor."
"Yayın kuruluşu derhal özür dilemeli"
Ömer Çelik, eğer tarihle ilgili bir tartışma yapılmak isteniliyorsa kara propaganda yapılması yerine bu konudaki uzman tarihçilerin ve Türk tarihçilerin o televizyon kanalına çağırılarak, tezlerin ve karşı tezlerin dinlenilmesinden hiçbir zaman rahatsız olmayacaklarını belirtti.
Türk tarihçilerin belgelerle, sahip oldukları müktesebatla gereken bilgileri vereceğini belirten Çelik, "Ancak bunun yerine Atatürk'ün manevi şahsiyetine dönük böyle bir saldırı yapılması, şiddetle kınadığımız, devletimize ve milletimize karşı yapılmış kabul ettiğimiz çirkin bir saldırıdır. Bu yayın kuruluşu, derhal Atatürk'ün manevi şahsiyetinden ve milletimizden özür dilemelidir." ifadelerini kullandı.
İlgili bakanlıkların, STK'lerin gereken girişimlerde bulunacağını, AK Parti'nin de ilgililerle görüşerek gereken takibi yapacağını söyledi.
"Enes, gözlerinden öpüyoruz"
Güngören Belediyesinde bir belediye başkan yardımcısının çirkin bir davranışı olduğunu ifade eden Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"NATO zirvesinden dönerken hepimizi üzen bir olay yaşandı. Biliyorsunuz Güngören Belediyesi'nde bir kardeşimize belediye başkan yardımcısının çirkin bir davranışı söz konusu oldu. Enes kardeşimize dönük bu çirkin davranış biçimi hepimize fevkalade üzmüştür.
Buradan AK Parti MKYK'sinden Enes'e sesleniyorum, Enes gözlerinden öpüyoruz, sana sevgilerimizi iletiyoruz. Seninle beraberiz, sana yapılan bu çirkin davranışı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.
Bu belediye başkan yardımcısı görevden alınmıştır.
İnsanlık dışı bir davranış söz konusu olmuştur,
herhangi bir yerde bir amir memur ilişkisi içerisinde doğru bulunmayan bir konu varsa bunun nasıl değerlendirileceği, buna dönük nasıl bir girişim yapılacağı kurallarla bellidir ama genç bir insanı bu şekilde,
onurunu kıracak şekilde cezalandırma biçimi o genç insana bir zarar vermez bunu yapanın sicilini ortaya koyar."
Çelik, "
Bu belediye başkanlığından istifa eden şahsın, Belediye Meclis Üyeliği söz konusu. Hiçbir şekilde Belediye Meclis Üyeliğine devam etmesinde uygun bulmuyoruz.
Belediye başkan yardımcılığından sonra bu görevden ayrılması gerektiğini değerlendiriyoruz." dedi.
"Cerenle hepimiz insanlığımızdan bir parçayı kaybettik"
Ceren Özdemir'in öldürülmesinin herkesi derinden yaralayan bir olay olduğunu ifade eden Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"Ceren'i kaybetmekle birlikte hepimiz insanlığımızdan bir parçayı kaybettik. Son derece üzücü bir şey, hepimizin kahrolduğu bir kayıp bu. Biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımız da annesi ve babası ile görüştü.
Bundan sonraki süreçte Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız süreceğe müdahil olmuştur. Bu kişinin en ağır cezayı alması için Bakanlığımız olaya müdahildir.
Sayın Adalet Bakanımız gereken soruşturmaların başladığını, o cezaevi yönetimiyle ilgili bir zaaf var mıdır, eksik, ihmal var mıdır, bunlarla ilgili olarak gereken araştırmalar yapıldıktan sonra paylaşılacaktır.
Siyaset kurumu olarak üzerimize düşen görevi fazlasıyla yapmaya gayret ediyoruz.
Kuşkusuz partiler üstü bir meseledir, kuşkusuz siyasetin yapması gereken işler var, partilerin yapması gereken işler var, toplumun her kesiminin yapması gereken işler var.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu şiddet meselesiyle kadına dönük şiddetle ilgili olarak mücadele konusundaki talimatları çok nettir. En önemli yasal tedbirler alınacaktır, gereken mekanizmalar devreye sokulacaktır ama en önemlisi kültürel, ahlaki hassasiyetlerin giderek daha da güçlenmesi daha da pekiştirilmesi için şiddetin toplumun, toplum hayatının her alanından uzaklaştırılması özellikle kadına dönük şiddete özel bir mücadele biçiminin geliştirilmesi için gereken hassasiyetlerin oluşturulması gerekiyor."
Her türlü şiddet kültürünün dışlanmasının medeni toplum olma vasfının en temel direği olduğunu
vurgulayan Çelik, "Her türlü şiddet, medeni toplum yapımızda oluşturulmaya çalışılan bir kayıptır. Kadına ve çocuğa dönük şiddetle ilgili çok yoğun haberler gündeme geliyor. Bunları da değerlendiriyoruz Sosyal İşler Başkanlığımız takip ediyor, AK Parti'de MYK ve MKYK'sinde bununla ilgili değerlendirmeleri ifade ediyoruz." dedi.
"Doğum gününü kutlayarak rahmetle anıyoruz"
Çelik, Ceren Özdemir'in sosyal medyada "Doğum günümde beni unutmayın, hediye almayın, kutlayın yeter" sözüne atıfta bulunarak, "Ceren'in bu vasiyetine uyarak kendisine bir kere daha bir doğum gününü kutlayarak rahmetle anıyoruz. Hepimiz için çok acı bir kayıp, sözün bittiği yer denilebilecek bir noktadır burası." diye konuştu.
"Şubat ayında ikinci toplantı gerçekleşecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Londra'da çok yoğun bir çalışma programı olduğunu anımsatan Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız, pek çok alanda ikili görüşmeler de yaptı ama Dörtlü Zirve çok önemli bir konuydu. NATO Toplantısı ayrı bir başlık teşkil ediyor. Belki de İngiltere'de şimdiye kadar en geniş ve en yoğun vatandaş buluşmasını gerçekleştirdi Sayın Cumhurbaşkanımız. Dünyanın çeşitli yerlerinde katıldığımız vatandaş buluşmaları açından istisnai bir yerde bu vatandaş buluşması." ifadelerini kullandı.
Dörtlü Zirve konusunun Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra gündeme geldiğini anımsatan Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Bu zirvede, kapsamlı bir şekilde hem Barış Pınarı Operasyonumuzdaki, müttefik ülkelerin gösterdiği yanlış tepkiler ve göç konusu masaya yatırılmıştır. Ayrıca Avrupa Komisyonu Başkanı seçilir seçilmez ilk olarak Sayın Cumhurbaşkanımızı aradı, bugün de komisyon yardımcısı ve içişlerinden sorumlu komiseri buradaydı. Sayın Cumhurbaşkanımız onları kabul etti. Mültecilerle ilgili tezlerimiz, mültecilere dönük yaptığımız faaliyetler tekrar anlatıldı.
Ayrıca güvenli bölge oluşturulması ve güvenli bölgede mültecilerin gönüllü bir şekilde geri dönüşünü kolaylaştıracak, birtakım yerleşim mekanlarının oluşturulmasıyla ilgili planları da Cumhurbaşkanımız bu zirvede liderlere iletti. Dörtlü zirvenin düzenli yapılması önemli bir karardır. Şubat ayında ikinci toplantı gerçekleşecektir."
"NATO'daki çifte standartlara en güçlü şekilde karşı çıkan ülkeyiz"
Hem verdiğimiz katkılar hem de NATO misyonlarına katılım bakımından. Bugün de NATO'ya, NATO'nun ilkelerini en çok hatırlatan NATO'daki çifte standartlara en güçlü şekilde karşı çıkan ülkeyiz. Dolayısıyla tüm bunlar bir araya geldiği zaman NATO'nun geçmişinde nasıl parlak, başarılı bir sicile sahipsek NATO'nun geleceğinde de aynı iddialara sahip olduğumuz bu zirvede de bir kere daha teyit edilmiştir. NATO zirvesinde herkes Türkiye'nin gücüne ve NATO için vazgeçilmezliğine vurgu yapmıştır. Dünyanın çeşitli yerlerinde hiçbir şekilde NATO hakkında söz söyleyemeyeceklerin, bizim NATO içindeki varlığımızı sorgulayan sözlerinin ne kadar boş olduğu da bir kere daha görülmüştür. Tabii önemli olan burada müttefikler arasında gözetilmesi gereken uyum, birliktelik ve ittifak dayanışması anlayışının daha da güçlenmesi yönündeki Türkiye'nin tezleri Cumhurbaşkanımız tarafından dillendirilmiştir."
"Güvenlik bir bütündür, öncelik sonralık sırasına sokulamaz"
Çelik, uzun zamandır NATO içerisinde doğu kanadı, güney kanadı gibi birtakım ayrımlar yapıldığına işaret ederek, Türkiye'nin öteden beri böyle bir ayrımın doğru olmadığını belirttiğini anımsattı. Çelik,
"Güvenlik bir bütündür, öncelik sonralık sırasına sokulamaz. Doğu kanadı ve güney kanadı gibi birtakım hiyerarşiler içerisine hapsedilemez."
değerlendirmesinde bulundu.
Bu kapsamda bu ayrıma karşı çıktıklarını, güvenliğin 360 derece temelinde ele alınması gerektiğinin de bir kez daha liderler zirvesinde dillendirildiğini anlatan Çelik, "Buradaki tezimiz, doğu kanadı güney kanadı gibi hiyerarşilere tamamen karşı olduğumuz şeklindedir. Baltıkların, Orta Avrupa'nın ve Akdeniz Bölgesi'nin yani ittifakın neresinde konumlanırsa konumlansın, herhangi bir ülke ya da grubun güvenliğinin eşit derecede sağlanmasıyla ilgili hassasiyetimizin altı çizilmiştir. Herkes şunun farkında aslında, bir sürü eleştiri getirseler de sonuçta NATO toplantısına girildiği zaman Türkiye'nin kendi güvenliği için aldığı tedbirlerin aynı zamanda NATO'nun güvenliği için alınmış bir tedbir olduğunun herkes farkında. Bir sürü eleştiri getirenler bile içerideki toplantılarda bunun altını çizmeye devam ediyorlar." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
"iyi terörist", "kötü terörist" şeklinde ayrım yapanların, bu ayrımlarını, buradaki çelişkileri ve çifte standartlarını tekrar kendi yüzlerine söylediğine
dikkati çeken Çelik, "Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin terörizmle mücadelesinin ilkelere dayanan bir mücadele olduğunu, bir terör örgütüne karşı başka terör örgütünü tercih edenlerin ise bu ilkelerden her geçen gün biraz daha uzaklaştığını, bunun da NATO'nun temel felsefesi ile çatışmak anlamına geldiğini ifade etmiştir." dedi.
"Türkiye NATO için kilit, vazgeçilmez bir ülke"
Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un eleştirilerine de değinerek, "NATO toplantısında görüyorsunuz ki Macron da Türkiye'nin ittifak içerisindeki gücünün, öneminin farkındadır." ifadesini kullandı.
Ayrıca katkılar konusunda da Türkiye'ye kimsenin söyleyecek bir sözü olmadığını belirten Çelik,
"Burada mali katkılarını yerine getirmeme konusunda ve zaman zaman NATO'ya rağmen bireysel birtakım çıkışlar yapma konusunda asıl sorgulanması gerekenin Fransa olduğunun da zaten herkes farkındadır."
diye konuştu.
Fransa'nın hem mali katkılar konusunda mükellefiyetlerini tam olarak yerine getirmediğini hem de çeşitli yerlerde tek taraflı tasarruflarda bulunma gibi birtakım yaklaşımları ortaya koyabildiğini belirten Çelik,
"Dolayısıyla Türkiye'yi eleştirenlerin aslında NATO içerisinde sorgulanması gereken odakları olduğu, ama esas olarak burada ortaya çıkan tabloda Türkiye'nin NATO için kilit, vazgeçilmez bir ülke olduğu ve herkes tarafından da güvenilir ve barış misyonlarının aranılan ortağı olarak ifade edildiği bir kere daha görülmüştür."
değerlendirmesinde bulundu.