AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin tahıl koridoru meselesinde büyük bir barış vizyonunu ve misyonunu üstlendiğini söyleyerek, “Rusya ile konuşabilen neredeyse tek ülke Türkiye kalmıştır” dedi. Kurtulmuş, başörtüsü anayasa değişikliği konusunda ise, “Ümit ediyorum ki başörtüsü anayasa değişikliği bütün siyasi partilerin ortak başarısı olur” diyerek tüm siyasi partileri meselenin çözümüne katkı sunmaya davet etti. Kurtulmuş ayrıca, 'Türkiye Yüzyılı' vizyonunun barış vizyonu olduğunu da ifade etti.
21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu öncesi basın toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, tahıl koridoru meselesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
- Kurtulmuş, “Bazı Avrupalı ülkelerin hasetle baktıkları, kıskanç baktıkları gibi neredeyse Rusya ile konuşabilen tek ülke Türkiye kalmıştır” diyerek tahıl koridorunun küresel barışın temin edilmesi bakımından önemli ve hayati bir damar olduğunu söyledi. Kurtulmuş başörtüsü anayasa değişikliği teklifi konusunda ise, tüm siyasi partilerin bu teklife olumlu cevap vererek referanduma bile gitmeden meselenin çözümüne katkı sunmalarını arzu ettiklerini bu şekilde bunun tüm siyasi partilerin ortak başarısı olacağını ifade etti. Türkiye Vizyonu hakkında da konuşan Kurtulmuş, Türkiye’nin küresel vesayet düzenleriyle de mücadele ederek insanların iyiliğine olan sonuçları ortaya koyacağını, Türkiye Yüzyılı Vizyonunu aslında bir barış vizyonu olduğunu vurguladı.
Gerçekleştirilecek sempozyum hakkında konuşan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Köklü ve küresel sorun ve sınamalara karşı bir cevap üretebilmek ve bunun da insanlığın ortak doğruları için olmasını temin etmek durumundayız. Bu çerçevede hem dünyadaki gerilim alanlarının orta noktasında olan, hem de güç bakımından orta noktasında olan Türkiye olarak üzerimize büyük sorumluluklar düşüyor. Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan Karadeniz’deki ve Avrupa’daki gerilimlerin, zaten var olan, savaşın körüklediği enerji, gıda krizi gibi yeni sorunların ayrıca küresel göç krizinin merkezinde olan ülke olarak bütün bu sorunlara milli ve küresel ölçekte cevap olabilecek kabiliyete sahip olmamız lazım. Bu sempozyum, insani sorunların nasıl çözülebileceğini ilişkin fikirlerin tartışılabileceği, yeni tekliflerin, Türkiye üzerinden dünya kamuoyuna sunulmasının zeminini hazırlayacak bir platform olacaktır. 9 ayrı panelde 70’e yakın konuşmacının iştirak edeceği uluslararası sempozyum icra edeceğiz” dedi.
'Türkiye Yüzyılı vizyonu, aslında bir barış vizyonudur'
Türkiye Yüzyılının insanlığın iyiliğine olan sonuçlar ortaya koyacağını söyleyen Kurtulmuş, “Sempozyumumuzun da küresel ölçekte hakikatin, iyiliğin bulunması yolunda aranan hakikatin gerçekleşmesine yarayacak sözlerin fikirlerin ortaya çıkmasını temenni ediyorum. Bu ve bundan sonra yapılacak çalışmalarımızın ana fikri Türkiye Yüzyılı’dır. Önümüzdeki yıl Allah’ın izniyle, Türkiye Yüzyılı sadece Türkiye için değil, dünya için Türkiye Yüzyılı olacaktır. Türkiye güçlü bir ülke olarak her alanda gücünü artıracak ve yoluna devam edecektir. Türkiye kendi içinde büyük güce ulaştıysa, önümüzdeki dönemde, 2023’te kapıları milletimiz tarafından sonuna kadar açılacak olan Türkiye Yüzyılı ile birlikte Türkiye küresel vesayet düzenleriyle de mücadele ederek insanların iyiliğine olan sonuçları ortaya koyacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonu, aslında bir barış vizyonudur” şeklinde konuştu
'Rusya ile konuşabilen neredeyse tek ülke Türkiye kalmıştır'
Tüm dünyayı yakından ilgilendiren küresel bir mesele olan tahıl koridoru hakkında konuşan Numan Kurtulmuş, “Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın ilk anından itibaren Sayın Cumhurbaşkanlığımızın öncülüğünde büyük bir barış vizyonunu ve misyonunu üstlenmiştir. Her iki ülkeyle de bütün konuları her platformda müzakere edebilen, sürekli diyalog kapısını açık tutarak Rusya-Ukrayna arasındaki sorunların azaltılması ve mümkünse bir an evvel barışın gerçekleştirilmesi için gayret sarf etmektedir. Bazı Avrupalı ülkelerin hasetle baktıkları, kıskanç baktıkları gibi neredeyse Rusya ile konuşabilen tek ülke Türkiye kalmıştır. Bunun önemli ve değerli olduğunu biliyoruz ve bu barış vizyonumuzu her alanda sürdürmeye devam edeceğiz. Bunun nihai olarak sonuçlarını da görüyoruz. Dün itibariyle Tahıl Koridorunun yeniden açılması, Rusya’nın Ukrayna’dan aldığı yazılı güvence karşılığında Ukrayna tahılının uluslararası piyasalara açılmasını temin için Türkiye’nin öncülüğünü yeniden kabul etmiş olması barışı sağlamak bakımından önemli bir adımdır. Bu savaşın devamıyla birlikte, 10 yıllar boyunca konuştuğumuz bir gerçek hemen yanımıza geldi. 10 yıllardır dünyanın önümüzdeki dönemde gıda, enerji, su kriziyle karşılaşacağını konuşuyorduk. İşte geldi, enerji krizi. Hemen kapımızda su krizi. Bunların çatışma içerisinde olan dünyayı içinden çıkılmaz bir çatışma ortamına sürükleyeceği aşikardır. Bu vesileyle, tahıl koridoru sadece gıdanın dünya piyasalarına çıkarılması bakımından değil küresel barışın temin edilmesi bakımından önemli ve hayati bir damardır. Gıdanın sadece zengin ülkeleri istifade etmesi değil, aynı zamanda Afrika’nın yoksul ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın yoksul bölgelerinin istifade etmesi, zaten kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan fakir ülkeler için önemlidir. Tahıl koridoru barışa açılan bir koridor olsun ve Ukrayna Rusya arasındaki mesele bütünüyle hallolduğu bir döneme girilsin” diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, başörtüsü anayasa değişikliği
konusunda ise, “Böyle bir niyetle Türkiye’nin ikinci partisi gündeme giriş yaptı. O zaman bu konunun Türkiye’nin gündeminden kaldırılacağı, bir daha kim hükümette olursa olsun bu konunun istismar edilmeyeceği bir düzenlemenin yapılması siyasetin sorun çözme kabiliyeti bakımından önemli bir ödeviydi. AK Parti olarak yeni bir anayasa değişikliğiyle, başörtüsü meselesinin tamamen çözülmesi, başörtülü ya da başı açık Türkiye’deki bütün kadınların istedikleri bütün kıyafetlerle, toplumsal hayatın bütün katmanlarında yer almasını sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. Bununla ilgili çalışmaları tamamladık. Türkiye’de ailenin güçlendirilmesiyle ilgili anayasaya açıklayıcı bir madde ilave edilerek, Türkiye’de anayasal değişiklikle hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi için bir adım siyasi partilerle paylaştık. Ümit ediyorum ki bütün siyasi partiler bu meseleyi bir siyasi tartışma olarak değil, milletimizin tamamını ilgilendiren bir hak ve özgürlük genişletilmesi olarak görürler. Bu anayasa değişiklik teklifimize olumlu cevap vererek, hatta referanduma gitme gereği olmadan, doğrudan doğruya parlamentoda yeterli oyu alarak bu meselenin çözülmesine katkı sunarlar. Bu başarı, eğer böyle bir sonuç ortaya çıkarsa şu andaki 27’nci dönem parlamentonun ortak başarısı olur. Bütün siyasi partilerin ortak başarısı olur. Parlamentoda grubu olan siyasi partilere, bu konuyu bir kez daha hak ve özgürlüklerin genişletilmesi çerçevesinde bakmalarını tavsiye eder desteklerini beklediğimizi ifade ederiz” ifadelerini kullandı.