Aktay, İstanbul'da düzenlenen ve İslam ülkelerinden yaklaşık 17 siyasi parti ve toplumsal hareketin temsilcilerinin katıldığı Adalet ve Demokrasi Forumuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Forumun 2016'da İstanbul'da kurulduğunu hatırlatan Aktay, forumun "adalet" ve "demokrasi" gibi iki önemli kavramı merkez edindiğini söyledi.
"Platform, adalet ve demokrasi gibi iki önemli kavram konusunda İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı sorunlar konusunda partiler arasında bir dayanışma platformu oluşturmak üzere kuruldu. Biliyorsunuz ki İslam dünyası hem adalet hem de demokrasi açısından büyük sorunlar yaşamaktadır." ifadelerine yer veren Aktay, söz konusu sorunlar konusunda her ülkenin kendi başına bir takım mücadeleler vermesinin mümkün olduğunu ancak bunun bir platform ve özellikle siyasi "muhafazakar demokrat partiler" ittifakı şeklinde belli bir güce taşınması ve dayanışma içerisinde yapılmasının her ülkeye ciddi katkılarda bulunabilecek bir imkan oluşturduğunu dile getirdi.
"Tüm bu ülkeler (İslam dünyası) arasında Türkiye’nin çok özel bir yeri var. Türkiye hem adalet açısından hem demokrasi açısından İslam dünyasının hemen hemen tamamının önünde. Dolayısıyla Türkiye’nin özellikle kalkınma, demokrasi, yargı ve adalet alanında sergilediği gelişme modeli çok önemli bir durumda." diyen Yeni Şafak yazarı Aktay, Adalet ve Demokrasi Forumu'nda yapılan çalışmalar arasında, temsilcilerin özellikle İslam dünyasının kendi içinde her ülkede bulunan, bir takım insan hakları kalitesine dair, gözlem raporları oluşturmak ve bu raporlarla o ülkelere bir takım tavsiyelerde bulunmanın olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği’nin üye ülkelerine uyguladığı gözlem raporları gibi İslam dünyasının da kendi gözlem raporlarını oluşturmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu ve bu konuda bir bilgi havuzu oluşturmak amacıyla forumun hayata geçirildiğini vurgulayan Aktay, "Burada aynı zamanda bu ülkelerin kendi aralarında belli konularda dayanışma içerisinde olması ve uluslararası planda da birbirlerini destekleyecek hayırlı işlerde, tabii ki doğru işlerde, birbirini destekleyecek imkanlar da araştırılıyor." dedi.
Forumun aynı zamanda İslam dünyasında ciddi bir iletişim ağı oluşturduğunu ifade eden Aktay, Avrupa’da da sosyalist partiler, muhafazakar partiler gibi bu tür ittifakların çok fazla olduğunu söz konusu forumun da İslam dünyası içerisinde "muhafazakar demokratlar birliği" olarak isimlendirileceğini dile getirdi.
Böyle bir ittifakın aslında demokrasinin uluslararası seviyeye ulaşmasının bir ifadesi olduğunu, uluslararası düzeyde birbirinden etkilenen, tecrübelerinden faydalanan, kendi ülkelerindeki demokratik mücadelelerini, hukuk mücadelelerini ve insan hakları mücadelesini daha ileri seviyelere taşıyabilmek açısından bir motivasyon, ilham ve esin kaynağı oluşturabileceğini vurgulayan Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada tabii zorluk çok fazla. Tabii ki bu İslam ülkelerinin önemli bir kısmında demokrasi çok fazla olmadığı için bu tür faaliyetlerin bazı ülkelerin iç işlerine karışmak şeklinde algılanması gibi bir talihsiz durumlarda oluşabilir. Partilerin başka ülkelerin partileri ile ittifak kurması, iletişim ve tecrübe paylaşımı imkanlarını araması demokrasinin en doğal gereklerinden biri ve imkanlarından birisi olarak kabul ediliyor. Bu platform da öyle bir platform. Biz umuyoruz ki İslam dünyasının gelişmesine, kalkınmasına, insan hak ve hürriyetlerinin daha da gelişmesine yönetişim kalitesinin daha da artırılmasına her birisinin içerisindeki adalet kalitesinin daha fazla artmasına ciddi bir katkısı olur diye umuyoruz."
Türkiye'de son zamanlarda sosyal medyada yabancılara karşı yürütülen ırkçılığa ilişkin de Yasin Aktay, şunları söyledi:
"Türkiye’de aslına bakarsanız belki şaşılacak bir şey söyleyebilirim. Türkiye’de son zamanlarda artan bir ırkçılık görmüyorum ben. Sadece artan örgütlü faaliyeti görüyorum. Çünkü Türkiye'de ve Türk toplumunda ırkçılık veya yabancı düşmanlığı son derece yabancı bir şeydir. Türkiye halkı insana yabancı bir millet değildir. İnsanı insan olarak tanıyan, insanı farklılığı ile tanıyan bir millet, insanlara yabancı muamelesi yapmaz."
"Son zamanlarda hatta özellikle yabancı öğrenciler kavramı üzerinde çok yapıldı bu tartışma. Biz niye yabancı öğrenci diyoruz ki. Bunlara misafir öğrenci diyelim." diyen Aktay, örgütlü bir yapının bunu kaşıyarak buradan birileri adına bu tür yaklaşımları yaptığını dile getirdi.
Yasin Aktay, bu tür yaklaşımlara ilişkin, "Türkiye’de yabancı düşmanlığı diye bir proje var bu projeyi geliştirmeye çalışıyor birileri... İyi çalışılmış olduğu çok çok belli. Yabancı düşmanlığı yaftasını ve suçunu Türk halkına yükleyerek dış dünyaya Türk halkının aslında her zaman ırkçı olduğunu ispatlamaya çalışıyorlar. Bu, Türkiye halkına, Türk halkına yapılmış büyük bir haksızlık ve hakarettir." değerlendirmesinde bulundu.
"Bunu yapanlar tabii ki gidip gelip dışardan birileri olarak bunu yapmayacaklar. Türkiye’nin içinden görünerek yapacaklar. Türk milliyetçiliği adına yapacaklar. Türk milliyetçiliğine yaptıkları hiçbir fayda yok. Türk milletine sağladıkları bir fayda olmadığı gibi çok çok büyük bir zarar vermektedir. Burada çok da milliyetçi bir hareket olmadığını da söylememiz mümkün. Burada milliyetçileri tenzih ediyoruz. Bu faaliyetin Türk milliyetçiliği ile hiçbir alakası yok milliyetçiliğe de zarar veren bir şeydir." ifadelerine yer veren Aktay, milliyetçiliğin her şeyden önce milletine faydalı olabilmek olduğunu, Türkiye'ye zarar veren bu tür yaklaşımların milliyetçilikle alakasının olmadığı vurguladı.
AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, şunları kaydetti:
"Bir hareket, bir söylem milletimize zarar veriyorsa milliyetçi bir hareket olamaz. Zaten bunun Türkiye aleyhine yürütülen bir kampanyanın mihrakları tarafından yürütülüyor olduğu çok açık. Onun için bunu ırkçılık diye nitelemek de doğru değil. Çünkü ortada Türk ırkına da bir fayda getiren bir durum söz konusu değil. Bunu yapanların önemli bir kısmı zaten bağlantıları ortada. Ciddi bağlantıları vardır ama Türkiye aleyhine, Türk milletine düşman olan unsurlar tarafından bu kampanyanın destekleniyor olduğu çok açıktır. Türk halkı ve Türk milleti bu tarz gayrı insani yaklaşımlardan her zaman uzaktır Türk halkına yakışmaz böyle bir itham."